15 Temmuz'a bir turnusol

Hiçbir devlet gücünü başka bir devlet ile başka bir vesayet ile paylaşmak istemez! Hiçbir iktidar, hiçbir güç iddiasında bulunan da öyle!

Pekiyi bizim iktidarlarımız, hükümetlerimiz şimdiye kadar hep mutlak muktedir olabildiler mi veya ne kadar muktedir olabildiler; olmalarına izin verildi?

Şimdiye kadar hatırladığınız hangi hükümet örneğin bir Milli Eğitim’de, bir Maliye teşkilatında veya silahlı kuvvetler, sağlık, enerji gibi birebir toplumun bütün katmanlarını ilgilendiren alanlarda düşündüklerini, iktidara gelmeden planladıklarını yapma fırsatı bulabildi ki? Bulmasını bırak yüzde kaçını yapmasına fırsat verildi?

Güldürmeyin beni; milletin oyuyla gelen vekillerin görev yaptığı meclisin duvarında: “Hâkimiyet, bilâ kaydü şart Milletindir” yazıyor diye!

34 yıldır bu ülkenin kurumlarında orta düzeylerde de olsa hep yönetici olarak görev yaptım. Hukukun saat gibi işlediğini, çalışanlarıyla beraber bütün kurum yöneticilerinin tek dertlerinin, maaşlı memuru oldukları devletlerini ve sadece onun çıkarları için canları pahasına çalıştıklarına şahit olduğumu söylemeyi o kadar çok isterdim ki…

Birbiriyle ilgisi olmayan o kadar çok, irili ufaklı çeteler musallat olmuş, üretmişiz ki bu kurumlar için. Bütün kamu kurumlarımızı hatta kuruluşlarımızı hatta sözde demokrasimizin gözbebeği diyerek övündüğümüz STK’larımızı bile bu tür çetelerin kucağına itip bırakmışız yıllardır.

Arada bir gözü kara deli gelmiş; bir siyasi, bir bürokrat veya gerçekten kendini hukuka ve devletine adamış biri ama kısa zamanda resmen deli etmiş; ya sisteme dâhil ederek öğütmüş ya da bir hamlede çarkın dışına itivermişiz.

Bereket ki bu çeteler birbirleriyle ilgisiz ve ilişiksiz! Zaten onun için adlarına ‘çeteler’ diyoruz. İlgili, irtibatlı olsalar; paralel bir devletten söz eder olur ve fazla dayanamaz kısa sürede diz çökerdik karşısında. İşte bunların varlığından haberdar olarak, bunlara çalışarak hatta aksayanlarının yerine yenilerini, daha güçlülerini üreterek devlete karşı devletin bütün kurumlarını sarmalayarak, devleti sağır-dilsiz-çalışmaz hale getirerek kendi paralel devletini inşa eden, organize suç örgütünün adıdır FETÖ.

Bütün bu suç örgütleri, çeteler, yaptıkları hukuksuzluklar falan uydurma mı, tiyatro mu, birilerine yol verme operasyonunun birer parçası mı? Hayır!

Bu çetelerin, suç örgütlerinin ortaya çıkışı tamamen toplumumuzun genel ahlaki seviyesi ile ilgili ve zorbalığa, ahlaksızlığa, hırsızlığa dur diyemeyen bir cemiyetin iliklerine kadar kısa bir sürede nasıl kendini tükettiğinin aslında çok açık bir göstergesi.

Bereket gerçekten dualı bir millet ya da daha yaşayacak günleri olan bir cemiyetmişiz ki bu organize suç örgütünün final yapmasına izin vermedik. Bir el silkeledi bizi, kendimize getirdi ve bütün tükenmişliğimize rağmen, kurumlarımızın ele geçirilmiş, başlarındakilerin ihanetlerine, gözü dönmüşçesine kudurmuşluklarına rağmen, çiğnetmedik mukaddes emaneti.

15 Temmuz 2016 gecesi neler yaşandı, neler düzmece, neler tiyatroydu tarih daha net çıkarır elbette. Ama ne olur sakın feraseti elden bırakmayın ve Türk’ün kendi öz yurdunda garip, öz vatanında parya haline nasıl getirildiğini, devletin nasıl kendi kurumları tarafından ihanete uğradığı gerçeğini de ne olur bütün samimiyetinizle sorgulamayı da unutmayın!

Unutursanız yeni kalkışmalara zemin hazırlarsınız! Unutursanız; ders almış olamaz daha derin çetelerin oluşmasına, emperyalist güçlerin içinizde daha derin projeler uygulamasına rıza göstermiş olursunuz.

Unutursanız daha çok şehitler üretir, daha çok anma programları düzenler, ağıtlar yakar, iki ileri bir geri gider durursunuz. Pekiyi tehlike geçti mi?

Çok uzaklara değil, çevrenize göz gezdirin. Gidip en yakınınızdaki bir resmi kuruma, bir siyasi partiye göz gezdirin ve hukukun ne kadar sağlıklı işlediğine bakın! Halen hukuka boş veriliyorsa, Halen hukuka rağmen size hukuk adına birileri ders vermeye kalkıyorsa, Halen farklılığınıza laf ediliyor hakir görülüyorsanız, Halen ifadeleriniz sizin aleyhinize kullanılıp OHAL’ lerin tehditleriyle karşılaşıyorsanız, Halen devlet kurumlarının başında devlet adamlarından ziyade çetelerin adamlarını, eğitim kurumlarımızın başlarında ilim insanları yerine film yapan insanları görüyorsanız; siyasette arsızların, hırsızların pişkin sırıtışlarına maruz kalıyorsanız, çevrenizde halen hak etmediği halde terör suçlusu olmayı içlerine sindiremeyen mazlum ve mağdurların yürek yakan hallerine tanık olmak zorunda kalıyorsanız; Demek ki gidecek daha çok yolumuzun olduğu görünüyor.

Allah yardımcımız olsun! Ümitsiz değiliz! Çünkü 15 Temmuz gibi güçlü bir tecrübemiz oldu. Sallandık, sarsıldık ama yıkılmadık ve ayaktayız şimdi. 15 Temmuz’da; çaresizliğimizin en zirve yaptığı anda bile küllerimizden yeniden dirildiğimiz gibi, bir gün ödediğimiz bütün bedellerle yeni bir şafağa da uyanacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın!

15 Temmuz’ un yıldönümünde şehitlerimize rahmet, gazilerimize şifa ve metanet, mağdurlarımıza sabır, istismarcılarına ise lanetler diliyorum.