Maçı kötü yönetmekle kalmamış meğer, Türk futbolunu bir gecede katletmiş… Türk Futbolu’na “Ateş” düşmüş…
40 senedir bu işin içindeki “futbol alimleri”, görmüş görmüş ama hiç böylesini görmemiş! Dün akşamdan beri tam bir “vurun kahpeye” histerisi yaşanıyor dört bir tarafta…
Maç öncesinde FIFA kokartlı genç bir futbol hakemiyken, meşum 90 dakikanın sonunda “şeytan”a dönüştürülen Deniz Ateş Bitnel’e vurmayan kalmadı neredeyse…
Ne kadar çok, şiddetli ve acımasızca vurursak, o denli günahlarımızdan arınırız vehmiyle, taşlanıyor şeytan…
Nedir bu gecenin kör saatinde basın toplantıları düzenlettiren, en aklı başında futbol yorumcularının bile “gidip muayene olsun” ya da “ hakemliğini hemen bıraksın” dedirten, TV kanallarında öfke nöbetlerine sebep olan şey, nolmuş?
Olan şu; “Hakem maçı kötü yönetti…”
Evet vermediği penaltıydı, verdiği penaltı değildi. Özer’i haksız yere attı vs.
Aman ne duyulmamış, görülmemiş şey…
Üst düzeydeki iki futbol takımının arasında yapılan maçta dört oyuncunun kırmızı kart görmesi elbette olağandışı bir durumdur. Yanlış verilen tacın bile mevzubahis yapıldığı bir düzende bunların konuşulmamasını, soğukkanlılıkla geçiştirilmesini bekliyor değilim.
Ancak el insaf!.. Olmuş, olan ve olacak ne kadar günah varsa, vebalini kötü bir gün geçiren genç bir hakeme yıkmanın akılla, izanla, vicdanla bir ilgisi var mıdır?
Penaltı almak için kendini yere atmak mübah mıdır, sahtekarlık mıdır, daha biz bunu layıkınca tartışıp bir sonuca ulaştık mı senelerdir?
Yoksa rakip bu şekilde kazanç elde edince, isyan çıkarmak, aynı biçimde kazanç elde edince de “oralı olmamak” işimize geldiği için mi yukarıdaki soruya tek bir cevap bulma konusunda konsensüs sağlamıyoruz senelerdir?
Bu ikiyüzlülükle kim yüzleşmeyi denedi şimdiye kadar?
Mesela, dün ortalığın toz duman olmasına yol açan yalnızca maçı kötü yöneten Deniz Ateş Bitnel, ceza alanı içinde rakibin hiçbir müdahalesi yokken, “varmış gibi” davranarak, kendini yere bırakan Umut Bulut’un bunda hiç payı yok öyle mi?
Hiç kimse demeyecek mi “Umut hem herkesi aldattın hem de büyük zafer kazanmış gibi yumruğunu sıktın, utanmıyor musun?”
Aldanan bütün faturayı ödeyecek, “aldatana” tek bir sözümüz yok öyle mi?
Yanlış anlaşılmak istemem, suç Umut’un da değil. Düzen böyle işliyor onu demeye çalışıyorum. Yoksa Umut’un yaptıklarını yapmayacak çok az oyuncu var.
Bir de deniliyor ki “Şu gitsin, bu istifa etsin vs.”
Evet istifa etsinler, gitsinler de bu ikiyüzlülükle yüzleşmediğimiz müddetçe gelenler neyi değiştirecek?