28 Mart 2024, Perşembe Web TV Foto Galeri Sosyal Medya Mobil Uygulamalar Arşiv
 
 
Erdal Çil

BİLİYORSUNUZ BU ŞEHRİ SİZ

Siz biliyorsunuz bu şehri!

Bu şehirde yaşayan biri olarak yazmazsam, diğer şehirlere yazık olur! Biliyorum her şehirde, her kurumda gün geçmiyor ki şiddet, huzursuzluk haberleri almayalım, mobbinge dair, kurum içi iç çekişmelere dair, her gün can sıkıcı yeni bir haber ile irkilmiyelim!

Bu şehir, işte tam da bu tür sebeplerden dolayı kaç kurum çalışanını, kaç hemşerisini intihara, cinayete, şiddete kurban vermiş, üstelik diğer illerin de bir adım önüne çıkmış bir şehir. Görev başında, üstelik toplantı sırasında, kurum çalışanı tarafından basılarak cinayete kurban giden il müdürü, bu şehrin kurumlarından birinin il müdürüydü.

Üst düzeyde eğitim veren, şehirdeki tek yüksek eğitim kurumunun, üstelik gençleri kendilerine emanet ettiğimiz hocaları, bu kurumda kendilerine birer birer kıyıp intihar etmediler mi?

Sözde bilginin sevgiyle buluştuğu bu kurumda gözyaşlarımız burada gözlerimizden seller olup, toprakla buluşmadı mı?

Bu şehirde, üst düzey idarecilerinin basiretsizliği sebebiyle kurumun bu ildeki en üst iki idarecisi, birbirlerine düşman edilip, birbirleri hakkında doldurulup sonra da birbirlerine kıyarlarken birbirimizin omuzlarına başlarımızı koyup ağlamadık, kahrolmadık mı beraberce?

Yoksa pişkin pişkin: “ Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir” avuntusu içerisinde miyiz?

Hani sağlar?

Hani her sabah işine yepyeni bir şevk ve heyecanla koşan şehrimin kamu görevlileri, çalışanları, hemşerileri? İlle yeni cinayetler, yeni intiharlar mı bekliyoruz?

Kurum içi liderlik çekişmesinin olmadığı bir kurum neredeyse yok gibi. Amir olma, adam kayırma, hemşericilik, nepotizm gibi sebepler yetmezmiş gibi bir de sendikal ayrımcılık eklenince kurumlar neredeyse fokur fokur kaynar oldular.

Ne yeni müdürlerin atanması, ne yeni rektörler, ne yapılan idari soruşturmalar yaraya merhem olmayı bırak mevcut sorunlara yeni birer sorun daha eklemenin ötesine gidemiyor. Görevde yükselme kriterleri, yer değiştirme, atama, nakil yönetmelikleri, açılan idari soruşturmaların keyfiyetleri bile yeni birer gerilim sebebi olmakta.

Hiçbir yetkili, kurum amiri, mülki idareci risk alıp elini taşın altına koymuyor ve küçücük sorunlar bile hep masa altına süpürüle süpürüle büyüyüp yumak haline geliyor. Bir kurum müdürü, geçende cep telefonuna gelen mesajları gösterdi.

Aynı okuldaki bir mesai arkadaşından gelmiş bu mesajlar. Her birisi küfür, hakaret ve tehdit dolu. İnanamadım! Hakkında işlem yapıp yapmadığını sorunca da; konudan hemen herkesin haberi olduğunu, defalarca işlem yapıldığını ama somut hiçbir adımın atılamadığını söyledi.

Bu kadar tehdit, bu kadar hakaret alan bir kamu görevlisi evinde, ailesiyle ne kadar sağlıklı olabilir. Sorununu nasıl çözer, kurumundaki ilişkilerinde nasıl dirayet gösterip; objektif davranabilir?

Kurum içi dinamiklerimiz; hadi geçtik adli dinamiklerimiz, toplumsal dinamiklerimiz ne oldu?

Bir kurum müdürünü, personeli karşısında bu kadar aciz bırakan anlı şanlı, kurum üst düzey yöneticileri neler yaparlar, hangi dinamikleri harekete geçirip neler yaparlar sahi?

Yoksa: amir efendiler hangi kokteyllerde, balolarda boy göstermekteler? Hastanelere kırmızı kod koymak yetmiyor! Sağlık çalışanı mahkemeye gittiğinde, saldırganın on avukatının karşısında kendini savunabilecek bir tane bile avukat bulamıyorsa hangi adaletten, hangi caydırıcılıktan bahsedebiliriz ki?

Sıraladığınız mazeretler, arkasına sığındığınız mevzuat hazretleri, vicdanınızı ne kadar rahatlatıyor bilmiyorum ama aslında bindiğiniz dalı kesiyorsunuz farkında mısınız? Her şey yerli yerinde güzeldir! Herkes işini yaptığı sürece toplumda huzur olur, ahenk olur.

Görevi yöneticilik olanların da yöneticilik yapmalarını beklemek hakkımız. Sizden kimseyi idare etmenizi beklemiyoruz! Kapıya konma pahasına, idare etmeyin ve adam gibi, basiretli bir yönetici gibi, yönetin kurumlarınızı.

Eğilmeyin, bükülmeyin, kıvrılmayın, işinizin dışındaki işlere yoğunlaşıp komik, ucuz görüntülerle silik durumlara düşmeyin ve bulunduğunuz koltukların hakkını verin!

Sosyal medyada değil, kurumunuzda görünün. Paylaşımlarınızla değil, yaptıklarınızla görünün. Kaygı duyulan değil, saygı duyulan insanlar olunuz.

Siz olun ki personelleriniz ölmesin!

Sadece korku duyulan değil, sevilen, sayılan olun ki adamlığınız baki kalsın. Yoksa inanın bu ateş, gün gelir sizi de yakar! Yazımı falan okuyup da vakit kaybetmeyin. Gidin işinizin başına ve gereğini yapın.

Öğrendiklerinizin, vicdanınızın, insanlığınızın gereğini!

Neresi mi burası?

Hangi şehir mi?

Güldürmeyin beni diyeceğim ama farkındayım. Şehirler birbirine ne çok benzemekte. Hele ışıkları da sönünce bir bir, karanlıkta sadece haramilerin sesleri duyulmakta! Düne kadar, dağlarda yaşar bildiğimiz, masallarını işittiğimiz haramilerin.

13.01.2020

Erdal ÇİL

[email protected]

13 Ocak 2020 Paylaş
 
Bu yazı için yapılan yorumlar ( 0 ) + Yorum Yaz

Yorum bulunamadı !..

 
facebook.com/HaberEgeli
 
Yazarın Diğer Yazıları
AVNOCA
BAHAR ÇİÇEKLERİ
ŞEHİR TAŞIYAN ADAMLAR (1)
ÇALIK KÖYÜNDEN DİYAR-I MENTEŞE’YE. MUSTAFA ÇALIK MUĞLA’DA.
KUMRU VE KADIN
CUMHURİYETE ÖZEL YÜZDE ELLİ
İLAHİ MİSYON
İKİ KİTAP
DARIYERİ İÇİNDE KİTAP OLAN KÜLTÜR ŞENLİĞİ
TÜRKÜLERLE UYANMAK
YÜZYILIN YANGINI
BAŞLIĞA GEREK OLMAYAN BİR YAZI
BEN SUSTUM, KİTAP SUSTU, KEMAL TAHİR KAYBOLDU
TATLI DİLLİ GÜZEL İNSANLAR
ADAY VE ADAY ADAYI DUASI
DEPREMİN DEPREŞTİRDİKLERİ
BİRİLERİ VAR
RODOS VE ONİKİADALARDAKİ TÜRK VARLIĞI (2)
RODOS VE ONİKİADALARDAKİ TÜRK VARLIĞI
CEZA HEP FUTBOLSEVERLERE
 

WEB TV Tüm videolar
Deplasmanda plasebo
 
Şeyhim kainata alışamadım
 
 
FOTO GALERİ Tüm galeriler
 
 
 
? Anket
Spor Toto Süper Lig 2022-2023 Sezonu Şampiyonu Kim Olur?
 
   
Spor Kent Haberleri Politika Ekonomi Yazarlar Sağlık Eğitim Asayiş Kültür Sanat Yaşam Dünya Magazin
facebook.com/haberegeli twitter.com/haberegeli Google+   Anasayfam Yap
Sık Kullanılanlara Ekle
Künye
Sitene Ekle
İletişim

© Copyrigth 2013 haberegeli.com tüm hakları saklıdır
  Sitemiz abonesidir