Bir kanalın spor yorum programlarının birinin reklamında: “Maç biter, doksan artı başlar” deniyordu. Biz de seçim bitti ve şimdi seçim artı zamanı. Malum; maç doksan dakika ama yorumları kaç doksan dakikalar sürmüyor mu? Hele bir de maç İstanbul derbisi ise?
Bu seçim de İstanbul seçimi ve biz daha çok uzun konuşacağız bu seçimi. Sevgili Namık Açıkgöz’ün dediği gibi: “Tahrip gücü çok yüksek bir seçim!” Yorumculara bakarsak kazananı çok! Mağlup ise her zaman olduğu gibi yine az.
Yorumcuların çoğu ise her zaman olduğu gibi yine efendilerine mevzii kazandıracak yorumlar sıralamadalar ve durumdan vazife çıkarma derdindeler. Aslında bu kadar uzun yorumlar yapıp lafı uzatmaya gerek var mı bilmiyorum ama sektör mücadele istiyor, gündem istiyor ve her ne kadar gerginlik istemiyor görünse de gerginlikten beslenen önemli bir kesimi inkâr edebilir miyiz? Sonucu çok önceden görmelerine rağmen birçoğu heyecan olsun, gündem olsun, gerilim olsun diye hep top çevirdiler. 31 Mart’ın devamı gibiydi aslında. Oranın devamı gibiydi ve aslına bakarsanız da 2002 de kimler kazandıysa yine onlar kazandı.
Mesele seçim kazanmak değil! Hani sosyal medyada dolaşan bir söz var ya: “Hac, hacdan gelince; Ramazan, Ramazan bitince başlar diye.” Seçim de asıl seçimden sonra başlıyor.
2002 de hangi saikler sandıkları aştı ise bugün İstanbul’da da sandıkları ters yüz edenler aynı saikler. Millet; ne aklını, ne sevgisini, ne iradesini kimseye ipotek etmek istemiyor! Cahildir, Haso’dur, Hüso’dur, Memo’dur ama yakın zamanda çok açık gördük ki okumuşları kapılara kul olur, gaiplerden icazet beklerken millet aklına, ferasetine güveniyor ve ortak istemiyor.
Millet yapıyor yapacağını da acaba milletin karşısına umut diye çıkan, hep sandıktan çıkmayı marifet bilip, hep sandık zaferinin arkasına saklanıp iş seçim sonrası delikanlılık göstermeye geldiğinde silinip gidenleri görmezden mi geleceğiz? Millet, kararlılığını gösteriyor. Birikimini ortaya koyuyor. Bu kafayla daha çok seçimler görürüz, çok sandıklar konur önümüze. Ya sandıkta milletin adam yerine koydukları? Güvenip, inanıp, seçtikleri? Çoğu çekirge gibi! Bir sıçrıyor, iki sıçrıyor, sonra…..
Yıllardır devlete bakan, başkan seçtiklerimizi nerelerde görüyorsunuz? İz açanları mı yoksa birilerinin izinden gitmeyi marifet bilip izlerini dahi kaybettirenleri mi görüyoruz çoklukla. Bu yüzden benim derdim seçim falan değil. Adam arıyorum adam! İz süren, izden giden değil, iz açan adamlar. Sandıktan kaçan, sandıktan çıkan değil; önünde sandıkların dahi eğildiği şahsiyet adamlar.
Bu yüzden mesele seçim değil, seçim artı. Seçimleri artı hanemize yazıp, medeniyetimize, irfanımıza, ülkemize, insanlığa bu seçimlerden artı değerler, artı şahsiyetler çıkarabiliyor muyuz ona bakalım. Milletin seçimi şimdilik bitti.
Sıra seçimin artısında! Artı, ne kadar artı katacak hayatımıza ona bakalım.
25.06.2019
Erdal ÇİL
[email protected]