İSTATİSTİKTEN İBARET BİR VAHŞET

"Bir kişinin ölümü dram, 10 kişinin ölümü trajedi, 1 milyon kişinin ölümü istatistiktir" dediği anlatılır, milyonlarca kişinin ölümünden sorumlu Stalin'in...

İnsanlık tarihi belki de vahşetin, gaddarlığın da tarihidir. Ancak bunların pek çoğu sanki hiç olmamış muamelesi görür. Hitler'i bilmeyen yoktur ama yakın tarihte zalimliğin sembolü olacak başka isimler de vardır ki bilinmez... 

Bunlardan biri 1865-1909 arasında Belçika Kralı, 1884'ten 1908'e kadar Kongo İmparatoru, Brabant Dükü diye anılan II. Leopold (Louis Philippe Marie Victor) ... Afrika'nın tam ortasındaki Kongo'nun doğal zenginliklerine gözünü diken Leopold, burayı işgal etmek için harekete geçer. Dönemin ünlü kaşiflerinden Henry Morton Stanley, Leopold’un emriyle Kongo’ya giderek bir sömürge yönetimi kurar.

Kabile şeflerini kandırarak Kongo topraklarını parça parça alan Stanley sayesinde II. Leopold, Avrupa ülkelerince "Kongo’nun Kralı" olarak kabul edilir. 1800’lerin sonlarına doğru otomobil ve bisiklet endüstrilerinin lastik yapımında kullandığı kauçuğa büyük ihtiyaç duyuluyordu. Kral Leopold’un yardım etme bahanesiyle ele geçirdiği Kongo da dünyanın bir numaralı kauçuk üreticisiydi.

-CİNSEL ORGANLARINDAN ASILMIŞ CESETLER-

Leopold, ülkeyi devasa bir çalışma kampına dönüştürmüştü. Ağır çalışma koşulları yüzünden her gün pek çok insan ölüyordu Yeterince hızlı çalışmayan veya isyan çıkarmaya niyetlenen kişilerin ceza olarak elleri ve ayakları kesiliyordu. Cezalar bununla da sınırlı değildi; Kongo toprakları cinsel organlarından asılarak idam edilenlerin ibret olması için ortada bırakılan cesetleriyle dolup taşar olmuştu.

-HER KURŞUNA BİR CESET-

Askerlere kurşunları boş yere harcamamaları emrediliyordu. Bu yüzden ceset sayısı yeterli olmadığında, diri insanların ellerini eserek eksik olan sayı tamamlanıyordu. Kongo'da yaşanan bu vahşet geç de olsa ortaya çıkmaya başladığında Avrupa ülkeleri Kongo'nun Leopold'un özel mülkü olmaktan çıkarılıp Belçika sömürgesi haline getirilmesini istediler. Tabii, bu durum Kongo'da bulunan şirketlerin daha acımasız yöntemler geliştirmelerine neden olmuştu. Artık az çalışan ve borcunu ödeyemeyen yerlilerin kadınları rehin alınabiliyordu, üstelik bunu rahatça yapabilmeleri için bir yasa bile çıkarılmıştı.

20 MİLYONDAN 9 MİLYONA-

Başlarda 20 milyon olan Kongo'nun nüfusu yaşanan bu katliamın ardından 9 milyona kadar düşmüştü. Dünyanın dört bir yanından gelen fotoğrafçılar ve din adamları bu vahşeti mümkün olduğunca insanlara duyurmaya çalışıyorlardı.

 Joseph Clark adlı bir misyoner “Kongo’da olanları tekrar görmektense ölmeyi tercih ederim” demişti.  Ancak pek uzak sayılmayacak bir geçmişte yaşanan bu vahşet (uygarlığın kurucusu!) Batı dünyasında yankı yaratmaya değer bulunmadı. Elleri ayakları kesilen, cinsel organlarından asılan,  öldürülen milyonlarca insan yalnızca istatistik olarak görüldü belli ki...

Fotoğraflar: onedio