Bana dokunamazsın!

Bana dokunamazsın! Ben istemediğim sürece bana dokunamazsın...Bana dokunmak değil, uzun uzun bakamazsın bile. Ben istemiyorsam benim 50 cm lik özel alanıma giremezsin. Ben istemiyorsam, sevgilim, eşim, babam her kim olursan ol beni sarılıp öpemezsin.

Bu beden benim!...Bedenime el süremezsin...Değil bedenim ruhuma bile dokunamazsın. İstemediğim sözleri bana söyleyemezsin, ben istemiyorsam bana istemediğim hiç bir şeyi yaptıramazsın.

Özgecan'ın ardından herkes sorgular oldu yıllardır yaşadığı tacizleri. Ey hanımlar! Hanginiz otobüste taciz edilmediniz? Hanginiz bir iş görüşmesinde ya da mesainiz sırasında sözlü ya da fiziki tacizlere uğramadınız? Hanginiz sevgilinizden ya da eşinizden bir tokat olsun yemediniz?

Hangi birgün bir kadının öldürülme haberini görmez olduk bugünlerde televizyonlarda? Hangi bir gün polisin müdahale etmediği ya da salıverdiği eşini tekrar tehdit eden koca haberlerine isyan etmedik? Siyasiler etnik kökenleriı olduğu gibi, kadınları da ötekileştiren ikinci plana iten söylemlerini öyle yoğun kullandılar ki son 10 yıldır, tecavüzü ve öldürmeyi kendine hak görenler iyice türedi. Türemekle kalmadı, alenen taciz ve katliamlarını hayata geçirmeyi de kendisine hak görür oldu. Hukuk uykuya daldı...

Şimdi körüklediğiniz sosyal psikolojik dengeyi idam cezası ile çözebileceğinizi mi sanıyorsunuz? Hayat pahalılığı, sosyal ve kültürel itilmişlik, ezilmişlik duygusu, basına ve hukuka güvensiz bir ülkede yaşamaya çalışan insan, nasıl olacakta düğmeye basar gibi tekrar sukuta kavuşacak?

Alıştı bir kere...Eylem yaparken copu, biber gazını yiyen vatandaş, kocasının ölüm tehdidinde bulunduğu kadın, sınav sistemi sık sık değiştiği için mağdur olan öğrenci, üniversiteyi bitirdiği halde iş bulamayan genç, dayak yemeye alışmış sağlık çalışanları, örselenen öğretmenler, uzun çalışma saatleri nedeni ile benliklerini yitiren emniyet mensupları , emekli aylığı gelen zamlara kurban giden emekli, daha yüzlerce toplumun sosyal katmanlarında suistimal edilen, sosyal,fiziksel ve ruhsal tacize uğrayan çalışanlar, nasıl olacak ta birden normal bir yaşama alışabilecek.

Ey hanımlar! İşyerinde gördüğünüz mobinge ve tacize hayır deyin. İstemiyorsanız eşinizle aynı yatağa girmeyin. Alınteriniz ile kazandığınız paralarınızı sevgilinize kaptırmayın.

Ey anneler! Sizler de 'Sen erkeksin oğlum' diyerek artık çocuk büyütmeyin. Bu ego ile herşeyi hak görerek büyüyün erkek çocuklarının, toplumumuzun kanayan yarası haline gelen KADIN ŞİDDETİ nin müsebbibi olduğunu artık görmezden gelmeyin.

Siyasiler ilk sıra adaylıkları bayanlara verecekleri yönünde vaadlerde buluna dursun, idam cezası tartışmaları gündeme damgasını vura dursun, ben diyorum ki; HADIM EDİN GİTSİN! Bakın o zaman her tür hayat dengesini cinsel organı ve cinsel kimliği üzerine kuran erkek, kadına el sürebiliyor mu? Bakalım o zaman o dürtülerle hayatına yön veren mahlukatlar, namahreme el uzatmayı kendilerine hak görebiliyor mu?

Bu kadar basit işte...

KESİN GİTSİN'!!!