23 Kasım 2024, Cumartesi Web TV Foto Galeri Sosyal Medya Mobil Uygulamalar Arşiv
 
 
Alev Göral

Ben Annemi Yaşayacağım Ya Siz?

İşte yine geldi Mayısın ikinci pazarı...Anneler Günü kimi yüzleri güldürecek, kimilerini hüzne boğacak. Daha anne sütü alırken cami avlusuna bırakılan, ana kokusu duyamadan büyüyen çocuklar aç ruhları ile günü anlamaya çalışırken, annelerini yenilerde kaybetmiş olan yetişkinler hayata yeni bir anlam yüklemeye çalışacak.

Anneleri olanlar uzak- yakın bir şekilde onlarla olmaya çalışırken, hatırlanmayanların ya da evlatlarını kaybeden annelerin yüreklerindeki kor bu özel günde aleve dönüşecek...Anneler Günü'nde elinde çiçeğini alıp yollara düşmüş göreceğiniz insanlara özeneceksiniz belki ama, unutmayın onların bir kısmı da mezarlığın kapısından içeri girecek.

Kimi hayattaki annesinin kıymetini bilemezken, kimi boşa geçen yıllarına ağlayacak. Bazıları annelerini belki o gün kaybedecek. Belki bazı anaların yüreği anneler gününde yanacak.

Kimimiz karşılıksız sevgi ile bize sarılan o bedeni özleyeceğiz o gün, kimimiz hali hazırda var olup sarılamadıklarımıza iç çekeceğiz. Kimimiz hem ana hem baba olanlara müteşekkir kalacağız belki o gün ama, kimimiz de açılmayan telefonlara çalmayan kapılara ağlayacağız.

Sizi bilmem ama, ben Çanakkale'ye gidiyorum o gün. Otogara çok yakın olan Çanakkale Mezarlığı'nın kapısından içeri gireceğim babamla.

Elimde bir buket çiçek olamayacak belki ..Belki gözlerine bakamayacağım, belki sarılamayacağım, belki konuşamayacağım ama, yine de yanında olacağım. Babamın annemin mezarını temizlemek için aldığı küçük el fırçaları ile beyaz musalla taşını süpüreceğim.

Babam çiçeklerini düzeltecek,sulayacak. Ben taşının üzerindeki isminin kabartmalarını okşayacağım. Mermer soğuk olacak belki ama, annemin yüreğinin sıcaklığını hissedeceğim.

Sonra oturup mezarının başına küçük bir dua edeceğim ve ona diyeceğim ki, ' Özledim annem, çok özledim...Birbirimizi anlayamadan göçüp gittin. Şu dünyada kimleri idare ettik de, birbirimizi tolere edemedik. Beni bekle, elbet geleceğim..O zaman sarılacağım sana ve gözünün içine bakarak şunu söyleyeceğim.

SENİ SEVİYORUM ANNEMMM'

Sonra aynı parsel içindeki,anneannemi, babaannemi, dedemi, dayımı, eniştelerimi ziyaret edeceğim. Annesiz geçireceğim bu 3. anneler gününde 41 yaşıma kadar annemle olma fırsatını bana veren Allah'ıma şükredeceğim.

Ana kokusu duymamış,ana kucağını tatmamış öksüz çocuklar için sevgi ve şefkat dolu bir ömür dileyeceğim.

Tanrı'ya bana pırlanta gibi bir oğlan çocuğu verdiği, annelik duygusunu tattırdığı için dua edeceğim. Sonra 81 yaşına giren babamla birlikte evimizin yolunu tutacak, 10 Ocak 2012 den beri tek bir eşyanın yeri bile değişmeyen ana evine gideceğim. Annemin kokusunu duyacağım bu evde...

Duvardaki fotoğrafları ile avunacak, onun mutlu olması için elleri ile ördüğü dantelleri yıkayıp kolalayacak, sevdiklerinden gelen ve tek bir tanesini bile atmaya kıyamadığı eşyalarının tozunu alacak, tek tek yerleştireceğim.

Onun ocağında babama yemek yapacak, onun mutfak önlüğünü takacak, onun yaptığı gibi bulaşıkları önce yıkayıp, sonra bulaşık makinasına kaldıracağım. 'At anne şu yerdeki örme paspasları' deyip zamanında ayağımla ittirdiklerimi silkeleyerek havalandıracak, 'annem görürse kızar ' deyip misafir geldiğinde misafir bardağı ile su vereceğim.

Teyzemler geldiğinde ikramları yiyen olmazsa, 'Gülten Hanım size kızar haberiniz olsun' diye tehdit edeceğim.

Çocukken beni gelin yaptığında başıma taktığı ve kapının girişinde duran o kırık tacı atmaya kalkışacak, yine kıyamayarak tozunu alıp yerine yerleştireceğim.

Çekmecelerde bir şey ararken elime geçen eşyalarını koklayacak, 3 yıldır veremediğimiz ayakkabılarını yine boyayıp dolaba geri koyacağım.

Pencerenin önündeki koltukta oturup, onun baktığı tarafa bakacak, zamanında oradan bakarken aklından neler geçirmiş olabileceğini hayal edeceğim. Arasıra onun yaptığı gibi yerimden kalkıp, koltuklar kirlenmesin diye üzerine örttüğü örtüleri, yastıkları ve televizyonun üstünden sarkan dantel örtüyü düzeltip, tekrar yerime oturacağım.

Velhasıl ben Anneler Günü'nde annemi doyasıya yaşayacağım.

Ya siz? Şu an sahip olduklarınızın kıymetini biliyor musunuz, yoksa bir daha sefere deyip her seferinde erteliyor musunuz?

Ya siz? Bir kutu tatlı, bir demet çiçek almaktan yüksünüyor musunuz? Yoksa kalbim kırık deyip annenizi yok sayıp, anne-baba olmanız sıfatının arkasına mı saklanıyorsunuz...?

Unutmayın yarın çok geç olabilir...

Sevdiklerinizle kalın...

06 Mayıs 2014 Paylaş
 
Bu yazı için yapılan yorumlar ( 0 ) + Yorum Yaz

Yorum bulunamadı !..

 
facebook.com/HaberEgeli
 
Yazarın Diğer Yazıları
Reyting uğruna!
Ben bir çocuk sevdim!
Okul dediğin...
Bana dokunamazsın!
Veliler dikkat! Burs sınavları kapıda
Dost dediğin...
Çanakkaleli olmak...
2014 ile hesaplaşma zamanı
Çocuk aşkı bitirir mi?
Çivisi çıktı
Özgür olmayanın onuru olmaz!
Cesaretin Var mı Aşka!
Eylül...
Kadın dediğin...
Sil Baştan Başlamak Gerek Bazen!
Çık Aradan...
Değer Vermeli İnsan...
Bir Tutam Şefkat
Akrep Gibisin!
Ben Annemi Yaşayacağım Ya Siz?
 

WEB TV Tüm videolar
Deplasmanda plasebo
 
Şeyhim kainata alışamadım
 
 
FOTO GALERİ Tüm galeriler
 
 
 
? Anket
 
   
Spor Kent Haberleri Politika Ekonomi Yazarlar Sağlık Eğitim Asayiş Kültür Sanat Yaşam Dünya Magazin
facebook.com/haberegeli twitter.com/haberegeli Google+   Anasayfam Yap
Sık Kullanılanlara Ekle
Künye
Sitene Ekle
İletişim

© Copyrigth 2013 haberegeli.com tüm hakları saklıdır
  Sitemiz abonesidir