Yıllar önce Reha Muhtar'ın Yunanistan'dan bildirmesi ile başlayan televizyonlardaki "Negatif söylemli reyting kavgaları", bir haberi 10 dk aynı cümleler ile vererek insanların aptallaştırılmaya çalışılması ile devam etmişti. Reha Muhtar'dan sonra reyting yapan gelin-kaynana programlarının ardından, her konudaki bilir kişi kimlikleri ile Meriç Köyatası, Mehmet Barlas, Rasim Ozan Kütahyalı, Erman Toroğlu, Ahmet Çakar derken vs. kavga kültürü iyice topluma empoze edildi.
Yarışma programları, şarkı yarışmalarındaki jüri- yarışmacı polomikleri derken moda programları yeni trend haline getirildi! Son günlerin gündemi kendi deyimleri ile TARZ ya da STİL PROGRAMLARI...En az üç ayrı isimle üç ayrı kanalda devam eden bu programlardan en reyting odaklısı ise, Acun Ilıcalı'nın başka bir kanaldan transfer ettiği program. Komedyen olması gereken bir modacı ablamız, şarkıcı,kuaför, imaj maker, fotoğrafçı gibi pek çok sıfatı bünyesinde bulunduran bir "Beyefendi" ve modacı,stilist,manken, oyuncu vs sıfatları ile bir yabancı güzel, ayrıca modacı bir amcamızdan oluşan bu jüri, özellikle son günlerde freni patlamış kamyon gibi yarışmacılarını biçip geçiyor. Moda programı değil, tartışma programını çoktan sollayan yayının öğle saatlerinde olması ise ebeveynler açısından bir şans olsa gerek. Yarışmacıları önce kafa kafaya tokuşturup, sonrada "Ne oluyorsunuz, reytinglere oynuyorsunuz, siz gerçek değilsiniz" diyen bu zatı muhteremler bırakın yarışmacıların ailelerini, seyirciler tarafından nasıl esefle kınandıklarından hala haberdar değiller mi acaba? Reality Show programı adı altında içeriklerini alenen gözler önüne seren bu zatı muhteremler, özellikle Acun Ilıcalı tarafından transfer edildikten sonra iyice ipin ucunu kaçırmış durumdalar.
Asıl sorulması gereken soru sanırım şu; Nasıl oluyor da çekirdekten yetişip medya patronu olan Acun Ilıcalı da diğer TV sahipleri gibi toplum psikolojisini hiçe sayarak bu tarz programlara çanak tutuyor? Para bu kadar mı insanın gözünü, ahlak ve toplumsal değerlerini yok edebiliyor? Nasıl oluyor da toplum gözünde belli bir yer edinmiş , Galatasaray Üniversitesi mezunu ve halen Bahçeşehir Üniversitesi'nde mesleği ile ilgili doktora yapan sunucu Öykü Serter, bu zavallılıklara çanak tutuyor? Gerek Acun Ilıcalı, gerekse Öykü Serter bu insanları rencide etmekten öteye geçemeyen programın kariyerlerine nasıl bir artı getireceğini düşünüyor? Bu yaş grubu ve birikimleri ile, bu insanların bu tür rezilliklerden para kazanma ihtiyaçları var mı?
O an için karşınızda yarışmacı kimliği ile duran, kimisi üniversite mezunu, kimi aile zengini, kimi düzene çabuk uyum sağlayan, kimi farklı bir kariyer peşinde olan kızların bir de GERÇEK HAYATLARI ve aileleri olduğunun farkında mısınız? Siz kimsiniz ki, hangi sıfatla o insanları yerden yere çırpıp sonrada "haddini bil" deme hakkını kendinizde görüyorsunuz? Çatışmalara çanak tutup, hatta körükleyen, sonrada onları terbiyeye davet eder gibi görünürken yerden yere çırpan, dengesizlik örnekleri sergileyen sizler değil misiniz? Sanıyor musunuz ki "Sizi kimse sevmiyor" dediğiniz o kızlardan daha çok tarzınız, üslubunuz ve kaliteniz itibari ile asıl sizler sevilmiyorsunuz?
(Tabi yarışmacıların hal ve tavırları, rencide oldukları halde programda devam ediyor olmaları da başka bir yazı konusu. Onların psikolojik durumlarını masaya yatırmak ta uzmanlara kalsın!)
Bence uyanın!... Siz uyanmasanız bile TV izleyicisi ile RTÜK uyanmış durumda zaten!
'İşte Benim Stilim’ isimli yarışma programına vatandaşlardan gelen 561 şikâyeti değerlendiren RTÜK, sonunda yaptırım uyguladı. Programı mercek altına alan RTÜK uzmanları, programda yarışma formatından çıkılarak reyting uğruna insan onurunun hiçe sayıldığı kanaatine vararak,. 23-24 Ocak tarihlerinde yayınlanan program için kanala, bir önceki ayın reklam gelirlerinin yüzde 1’i oranında para cezası kesti.
Biraz geç olsa da hak yerini buldu. Sevgili Acun Ilıcalı; yıllar içinde tırmandığın noktaya kolay geldi isen yoluna devam et, ancak tırnakların ile geldiysen bu ülke çocuklarının artık Türkçe'nin doğru kullanıldığı, pozitif iletişimin özendirildiği ve prim yaptığı eğitici programlara ihtiyacı olduğunu bence gözden kaçırma...
Hele ki bu zamanda!
Zaman hoşgörülü, akılcı, duyarlı ve kararlı duruş sergileme günü. Hepimizin bu ülkeye ve Atamıza bazı sorumlulukları var...
En azından sevdiklerimize sahip çıkmak için reyting uğruna toplum ahlakını bozup, insanları TOPLUMSAL CİNNETE sürükleyen programların seyredilirliğini indirme zamanı gelmedi mi?
Az, öz ama kaliteli programlar, dostluklar ve iletişimler dilerim.