Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, geçen yıla göre Şubat-Mart-Nisan dönemlerinde işsizliğin artmasıyla ilgili olarak, “İşsizlik insanlar işlerini kaybettikleri için değil, daha fazla insan istihdam pazarına girdiği için artıyor” dedi.
Ekonomi Bakanı Çağlayan yazılı bir açıklama yaparak, istihdam verilerini değerlendirdi. Bugün açıklanan verilere göre Şubat-Mart-Nisan döneminde işsizliğin yüzde 10.1 olarak gerçekleştiğini hatırlatan Bakan Çağlayan,
“Geçen yıla göre daha yüksek, geçen aya göre ise daha düşük bir işsizlik var” dedi. 2012 Mart döneminde işsizlik oranının yüzde 9.9 olduğunu ve bu açıdan bakıldığında işsizliğin artmış gibi göründüğünü kaydeden Çağlayan, “Doğru işsizlik arttı. Ancak bu insanlar işlerini kaybettiği için değil, daha fazla insan istihdam pazarına girdiği için, yani işgücüne katılım arttığı için oldu” değerlendirmesinde bulundu. Bakan Çağlayan açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Geçen yıl işgücüne katılım oranı yüzde 48.6 idi. Bu yıl yüzde 50.2’ye çıktı. Sayısal olarak işgücü sayısı geçen yıla göre 1 milyon 345 bin artarak, 27 milyon 776 bin kişiye ulaştı. Yani istihdam piyasası bu kadar büyüdü. Ekonomimiz bu artışın yüzde 86’sına istihdam sağlayabildi. İstihdam sayısı geçen yıla göre 1 milyon 157 bin artarak, 24 milyon 974 bin kişiye ulaştı. Bu ekonomimizin üretken bir ekonomi olduğunu, hemen hemen tüm sektörlerde istihdam artışı olduğunu gösteriyor. Mal ve hizmet sektörlerindeki ihracat artışı da istihdam artışını destekliyor.
İşsiz sayısı ise geçen yıla göre 186 bin artarak 2 milyon 801 bin kişi oldu. Gönül ister ki, bu sayı çok daha az olsun. Ama dünya ekonomisindeki konjonktür gereği bunu doğal bir sonuç olarak görmek lazım. Tabii ekonomimizdeki yavaşlamanın da bunda etkisi var. Ancak inanıyorum ki, gelecek aylarda bunda daha da iyi sonuçlar göreceğiz. Bu hafta yeni teşvik sisteminin birinci yılı doluyor. Sonuçlar çok iyi bir trende girildiğini gösteriyor. Biz, daha fazla yatırım ve üretim ile daha fazla istihdam, daha yüksek ihracat düzeylerine ulaşacağız. Teşvik sistemi de buna katalizör olacak. 2023’te dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olacağız. Tüm mesaimizi bu hedefe ulaşmak için harcıyoruz. Türkiye’nin geleceği daha fazla üretimden, daha yüksek katma değerli üretimden geçiyor.”