İzmir'in Buca İlçesi’nde, Dokuz Eylül Üniversitesi’nde öğretim görevlisi Serpil Erfındık'ın, eski eşi tarafından bıçaklanarak öldürülmesine ilişkin kan donduran detaylar ortaya çıkıyor.
Eşiyle oğullarının velayeti nedeniyle anlaşamayan V.A.’nın, cinayetin ardından Serpil Erfındık’ın annesine onun cep telefonundan 'Çocuk hastalandı. hastanedeyim. Müsait olunca ararım', kendi ablasına ise 'Serpil’i öldürdüm' mesajı gönderdiği belirlendi.
Serpil Erfındık, sevenlerinin gözyaşlarıyla son yolculuğuna uğurlandı.
Buca Kaynaklar Köyü’nde, Dokuz Eylül Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde öğretim görevlisi 38 yaşındaki Serpil Erfındık, üç yıllık evliliğin ardında geçen temmuz ayında boşandığı 36 yaşındaki V.A. tarafından 6 yerinden bıçaklanarak öldürülmüştü.
Hakkındaki koruma kararının bittiği gün öldürülen Serpil Erfındık için defalarca yakın korumalı mahkeme kararı çıkartılmak istendiği, ancak her seferinde bunun 'çağırmalı koruma' olarak uygulandığı belirtidi.
İLK TÖREN ÜNİVERSİTEDE
Adli Tıp Kurumu’ndaki otopsinin ardından yakınlarına teslim edilen Serpil Erfındık'ın cenazesi ilk olarak görev yaptığı Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne götürüldü. Burada ailesi, arkadaşları ve öğrencileri Serpil Erfındık için saygı duruşunda bulundu. Dokuz Eylül Üniveritesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Füzün, arkadaşlarını kaybetmenin üzüntüsünü yaşadıklarını dile getirdi. Serpil Erfındık’ın bölüm başkanı Prof. Dr. Nevzat Kaya, onun hayat dolu kişiliğinden dolayı bu tehditlere kimseyi inandıramamış olabileceğini söyledi.
Doktora tezi yaptığı İlahiyat Fakültesi’nden arkadaşı Doç. Dr. Bekir Zakir de, Serpil Erfındık’ın mitoloji alanında çalışmalarını yürüttüğünü, ilahiyat camiasında bu yönde bir yenilik getirip adeta açılım yaptığını söyledi. Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abbas Türnüklü de, "Serpil hocamız çok söylememize rağgmen, yerini değiştirmedi, öğrencilerinden kopamadı, ama onu hayattan kopardılar. Çok acı çekiyoruz" dedi.
DOĞUM GÜNÜ 7 OCAK'TA ALMANYA'YA GİDECEKMİŞ
Katıldığı törende kızının acısıyla güçlükle ayakta durabilen ve olayın ardından Almanya’dan gelen baba Bedri Erfındık şunları söyledi: "Önümüzdeki 7 Ocak onun doğum günüydü. Doğum gününde yanıma Almanya’ya gelecekti, torunumla birlikte. Bu süreç bitene kadar da orada kalacaktı. Evlendikten sonra kızıma karşı şiddet başladı. Çalışmıyordu, hırsızlık ve uyuşturucudan kaydı vardı. Kızım bunları öğrendikten sonra ayrılmak istedi ama o peşini bırakmadı. Savcılar yakın koruma vermeyince de sonu bu oldu."
ANNEYİ 'ÇOCUK HASTALANDI' MESAJIYLA OYALAMIŞ
Anne Tülay Aksakal ise olay günü yaşadıklarını şöyle anlattı: "Bana telefon açıp eşinin geldiğini söyledi. Çocuğu istemiş ama o uyuduğu için vermemiş. Ardından bir saat sonra tekrar gelince bana oğlunu uykudan uyandırıp verdiğini söyledi. Ben de kızımın evine gittiği sırada telefon açtım ama cevap alamadım. sonra bana 'Çocuk hastalandı. hastanedeyim. Müsait olunca ararım' mesajı gönderdi. şüphelendim evine gittim ancak 3.5 saat beklememe rağmen ne geldi ne de ulaşabildim. Meğer o sırada kızım içeride ölüymüş. Hatta ev sahiplerinin evden çıkmasını bekledikten sonra kızımın yanına gitmiş. Tehdit mesajlarını, yaşadıkları hep savcılara anlattık ama onlar yakın koruma vermedi. Ben de onlardan şikayetçiyim artık."
KÖYÜNDE TOPRAĞA VERİLDİ
Okuldaki törenin ardından Serpil Erfındık’ın cenazesi, Kaynaklar Köyü’ne götürüldü. Burada Kaynaklar Camisi’nde öğle vakti kınılan nemazın ardından da, sevenlerinin omuzlarında götürüldüğü köy mezarlığında toprağa verildi.
ABLASI: KARDEŞİM OĞLU İÇİN KATİL OLDU
Bu arada, halen firardaki V.A.’nın ablası Gönül A. cinayetin nedeninin çocuğun velayeti konusunda anlaşmazlık olduğunu söyledi.
Gönül A. şunları kaydetti:
"Mahkeme velayeti anneye vermişti. Ama yaklaşık bir ay önce Serpil kadeşimi aramış ve çocuğun velayetini, otomobilini satıp o parayı da kendisine vermesi durumunda verebileceğini söylemiş. Kardeşim de bunun üzerine çocuğunun velayetini almak için otomobilini sattı. Parayı götürdüğü sırada ise Serpil’in şikayeti üzerine gözaltına alındı. Kardeşim orada bu ifadeyi verdi.
Sonra, Serpil parayı alıp borçlarını kapattı ama söz verdiği gibi çocuğun velayetini vermedi. Hatta ona yakında Almanya’ya gideceğini ve çocuğu da yanında götüreceğini söyledi. Bunları duyan kardeşim, bizim telkinlerimize rağmen, tekrar çocuğunu görmeye gitmiş. Orada tartışma çıkınca da olayı gerçekleştirmiş. Çok üzüldük. Böyle yapmamalıydı. Ama çocuk konusunda onun çok üzerine geldiler. Onu bu noktaya bir yerde dilleriyle getirdiler."