23 Kasım 2024, Cumartesi Web TV Foto Galeri Sosyal Medya Mobil Uygulamalar Arşiv
 
 

Fethullah Gülen: Haramilerle beraberler demektir



Fethullah Gülen, "Şimdiye kadar demediğim şeyleri dedim. Umuma ait şeyler çalınmış- çırpılmışsa, o mevzuda birisi göz yumuyorsa, o da o haramzadelerle müşterek demektir. İşte orada göz yumulamaz. Haksız, kimse, o mutlaka cezasını bulacaktır" dedi.

Gülen, 'Herkul.org'da yayınlanan 'Yolsuzluk' başlıklı son sohbetinde insanlara saygının önemli bir yanının, onları hep Cenab-ı Hakk’ın rahmaniyet ve rahimiyetinin bir tecellisi olarak görmek, kucaklamak, bağrına basmak, sineni onlara da açmak olduğunu söyledi. Fethullah Gülen, buna örnek olarak yaptığı kusurlar karşısında kişinin kendi evladına tavrını gösterirken şöyle konuştu:

"Yani hafifçe belki kulağını tutup- çekebilirsiniz, azıcık okşayabilirsiniz, 'Bismillah destur' deyip başına bir şey gelmesin diye elinizle itebilirsiniz; bunları yapmadan da edeceğiniz şeyi edebilirsiniz. Bunlar ayrı bir mesele. Fakat kendi evladınıza gösterdiğiniz aynı şefkati bütün mü’minlere karşı gösterme bir esas olmalı ve bunda kusur edilmemeli. Aynen öyle de -günümüzde de yaşandığı gibi- evladınızın bir measisi, bir mesavisi karşısında -yani isyana müteallik bir mesele veya seyyiâta müteallik bir mesele karşısında- hemen vurma, kırma, dövme değil de 'Acaba ne yapayım ki ben bunu bundan sıyırayım ve kuve-i maneviyesini kırmayayım, incitmeyeyim, kendime karşı da tepkiye ve reaksiyona sevketmeyeyim!' Bu da şefkatin gereği. Şefkat; sizin mesleğinizde, hakkı ikame edenlerin mesleğinde, ruh abidelerini ikame etmeye kendini adamış insanların mesleğinde dört esas düsturdan biridir. İki de tali düstur vardır. 'Der tarik-i acz-i mendi lazım amed çar-ı çiz / Acz-i mutlak, fakr-ı mutlak, şevk-i mutlak, şükr-ü mutlak ey aziz!." Şefkat ve tefekkür tâli ama çok önemli. "

"HİDDET, ŞİDDET VE FEZAZETLE HİÇBİR PROBLEM ÇÖZÜLEMEZ"

Gülen, şefkat yöntemiyle açılmayacak kapı olmadığını ifade ederken sohbetini şöyle sürdürdü:

"Hiddetle, şiddetle ve fezazetle hiçbir problem çözülemez. Şiddet, hiddet, öfke.. Bütün bunlar muvakkat birer cinnettir. Cinnetle insanlar tedavi edilemez. Mecnunlar, insanları tedavi edemezler. Aklı başında olmak lazım; o da şiddetten, hiddetten, gilzetten, fezazetten, nefretten, kinden, gıybetten, iftiradan, riyadan, süm’adan, hüd’adan, mesaviden tecerrüde vabestedir. Bunlardan sıyrılmamış bir insanın kendi duygu ve düşünceleri çok âli bile olsa, Cibril-i Emin’in dudaklarından dökülmüş lal-ü güher gibi incilerden bile olsa, başkalarına bunları kabul ettirmesi mümkün değil. Şefkat, re’fet ve mülayemet mü’minde bir esas olmalı. Kim nasıl davranırsa davransın, başkalarınının muamelesi, dünya görüşü, hayat felsefesi ve konumu ne şekilde olursa olsun, mü’mine düşen Kur’ânî olmak, Sahih Sünnet çizgisinde hareket etmek ve Raşid Halifelerin yolundan ayrılmamaktır. Bu cümleden olarak insanların ayıplarıyla meşgul olmak kat’iyen doğru değildir., 'Mü’min kardeşini bir günahla ayıplayan, o iş, başına gelmeden ölmez!.. buyuruyor İnsanlığın İftihar Tablosu. Şayet ayıp sadece ayıplamada kalmayıp -hafizanallah- gıybetlere giriliyorsa, bu istikamette bir de olmadık şeyler yapılıyorsa, iftiralarda bulunuluyorsa, nâsezâ, nâbecâ sözler söyleniyorsa.. Bir de umum dünyaya yayarcasına, duyururcasına bu mesele icra ediliyorsa, bir de heyetler bu mevzuda gıybet tahtasına, iftira tahtasına raptediliyor, gez-göz-arpacık deyip onlar hedef alınıyorsa -hafizanallah- umumun hukuku söz konusu olması itibariyle âmme hakkıdır, Allah hakkıdır.. Onca cemaat haklarını helal etmeyince -ben yine o tabiri kullanmak istemiyorum, başkalarının kullanmasına bağlayarak diyeceğim- eğer benim yerimde başka biri olsaydı: "Böyle densizce yaşayan insanlar, kat’iyen Cennet’e giremezler; başlarını yerden kaldırmasalar bile, İslam adına bazı şeyler yapsalar bile!.." 

"KENDİNİ ALLAH'A ADAMIŞ İNSANLARA ASİMETRİK SALDIRGANLIK VAR"

Fethullah Gülen'in sohbeti şöyle sürdü:

"Koskocaman camiayı, kendini Allah’a adamış insanları.. Dünden bugüne -dün belki sadece ehl-i ilhad yapıyordu şimdi asimetrik bir saldırganlık var- bir bitirme cehdi ve gayreti var. Fakat bütün bunlar karşısında sarsılmadan, belki sarsılabilir ama devrilmeden, "Ey Yüce Rabbimiz, biz yalnız Sana güvenip Sana dayandık. Bütün ruh-u cânımızla Sana yöneldik ve sonunda Senin huzuruna varacağız" diyerek, Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’in cedd-i emcedi Hazreti İbrahim (aleyhisselam) gibi Allah’a dayanıp, sa’ye sarılıp, hikmete râm olmak suretiyle bu dâhiyeleri aşmaya çalışmalı; “Bu da geçer Ya Hû!" demeli, onun geçeceği anı intizar etmelidir. Yakışıksız, münasebetsiz şeylere aynıyla mukabelede bulunmamalıdır. Mü’mine 'alçak' dememelidir. Bir gün Allah (celle celaluhu) böyle diyeni, gerçekten realite planında alçaltır da tarihe öyle alçalmış olarak kaydedilir. Gelecek nesiller de onu alçalmış bir insan olarak yad ederler."

" AYIPLARLA UĞRAŞMAK MÜMİNİN İŞİ DEĞİL"

Fethullah Gülen, ayıplarla uğraşmanın mü’min işi olmadığını anlattı. Gülen, Kuran-ı Kerim'in temel disiplinleri, Sünnet-i Sahiha’dan çıkan esaslar ve hukuk sistemi açısından, fertlerin kusurlarıyla hususi mahiyette meşgul olmanın doğru olmadığının değişik vesilelerle arz edildiğini anlatırken şöyle dedi:

"Nitekim yakın tarihte, Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) Hazreti Maiz’i, huzurundan üç defa geriye çevirdiğini, dördüncü gelişinde ona şer’i ceza ne ise onu uyguladığını arz etmeye çalışmıştım. Keza arkadan gelen Gâmidiyeli kadını da Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) geriye göndermişti. Fakat onlar ısrarlıydılar. Ancak öyle bir had tatbik edildiğinde arınacaklarına inanıyorlardı. Oysa ki gizli yapılmış günahlarda, İnsanlığın İftihar Tablosu’nun mülahazası da bu istikamettedir; Cenab-ı Hakk’a teveccüh edersin, tevbede bulunursun derecene göre, inabede bulunursun derecene göre, evbede bulunursun derecene göre; istiğfar edersin, 'Allah’ım bütün müstağfirlerin istiğfarı adedince Sana istiğfar ediyorum!' dersin ve 'Sana tevbede bulunuyorum, Sen Tevvab’sın, tevbemi kabul eyle; Sen Münîb’sin, inâbeme benim cevap ver; Sen Hazreti Evvab’sın, ne olur benim evbemi kabul buyur.' Bunlar “Zümrüt Tepeler'de geçen, Sofi telakkisiyle, Cenab-ı Hakk’a çok farklı yönelmenin adları ve unvanlarıdır. Erbabı için, bunları burada tekrar etmek, açıklamak zaid olur. Şahsi günahlar karşısında yapılması gerekli olan şey, istiğfar, tevbe, inabe ve evbedir. Fert bunu yapar, Cenab-ı Hakk’ın lütfuyla, keremiyle, rahmâniyetiyle, rahîmiyetiyle arınmış olur onlardan. Tevbe bir arınma kurnasıdır. Böylece tertemiz olarak Cenâb-ı Hakk’ın Firdevs’iyle serfiraz olabilir."

"UMUMA AİT ŞEYLER ÇALINMIŞSA..."

Fethullah Gülen, bazı cinayetlerin 'Umumun hukukuna tecavüzle oluşmuş günahlar' olduğunu ifade ederken, "Amme hakkıdır. Amme hakkı aynı zamanda Allah hakkıdır. İster İslam’ın Hukuk Sistemi, isterse Modern Hukuk Sistemi âmme hakkına taalluk eden meselelerde kat’iyen müsamahaya gitmezler" dedi. Gülen, şunları söyledi:

"Umumun hukuku söz konusudur. Umuma ait şeyler çalınmış çırpılmışsa, bunu ne Mecelle kurallarıyla siz şöyle böyle yumuşatabilirsiniz, ne de başka demagojilerle ve diyalektiklerle. Âmme hakkıdır bu. Umumun hukukuna tecavüz edilmişse, bir tek arpa umum milletin hakkıysa, o yenmişse, o mevzuda birisi göz yumuyorsa, o da o haramîlerle müşterek demektir. İşte orada göz yumulamaz. Burada bu göz yummama mevzuunda esas budur, temel budur, usul budur. Belki üslupta hata yapılmış olabilir, usul vardır bu mevzuda. A’ya demek, B’ye demek, C’ye demek, bilmem H’ye demek de üsluptur. Fakat hiçbir zaman usul ve esas, üsluba feda edilmemelidir. O mesâvînin üzerinde durulmalı, nasıl yapılacaksa o pisliklerden insanlar arınmaya bakmalıdırlar.

ACABA BUNU ATFETSEK DEMEK GÜNAHI İKİLEŞTİRME DEMEKTİR 

Suçluluk psikolojisiyle suçlar görünmezden gelinerek harâmilik, kırk haramilik görmezlikten gelinerek, 'Acaba bunu kime atfetsek?!.ö (bu mevzuda), gündem değiştirerek 'Halkın dikkat nazarını kimin üzerine çevirsek ki, bir yönüyle belki halk nazarında bu mesâvîden sıyrılmış olsak?!.' demek.. Bunlar dine karşı diyalektik yapma demektir. Dinin temel disiplinlerine karşı demagoji yapma demektir hafizanallah. Bu da günahı ikileştirme demektir. Bu aynı zamanda toplumun birbirine çok yakın olan parçalarını, moleküllerini birbirinden koparıp atıp işe yaramaz hale getirme demektir. Hafizanallah. "

"ÖYLE HATALAR VARDIR Kİ TOPLUMU TEMELİNDEN SARSAR

Fethullah Gülen, "Bu iki şeyi birbirine karıştırmamak lazım" dedikten sonra şöyle devam etti:

"Maiz günahıyla, Gamidiyeli kadın günahıyla, ferdi günahıyla karşınıza çıktığı zaman.. İmam Hadimi’yle alakalı bir şeyi arz ettiğim zaman dediğim gibi, öyle üç defa dört defa gözlerinin kapağını silerek, 'Acaba o mu, değil mi?' diye.. hayır bakma! 'La havle ve la kuvvete illâ billah' de. 'Allah’ım beni de bunu da mağfiret buyur!' de, çek git arkana bakmadan. Üzerinde durma; fikrinde, korteksinde ona bir yer ayırma. Bir dosyaya yerleştirme onu. Ve gördüğün zaman da kardeşin gibi yine sımsıkı sarıl. Bu ferdî bir hatadır. Fakat öyle hatalar vardır ki, toplumu temelinden sarsar. Onlara karşı müsamahalı olursanız, onların yaygınlaşmasına, bütün bütün o denâetlerin bütün toplumu sarmasına sebebiyet vermiş olursunuz. Bu açıdan da ister İslâmî Hukuk Sistemi, isterse de Modern Hukuk Sistemi o mevzuda işleyerek, akı ak, karayı kara olarak ortaya koyması lazım. 

"ELMASI, KÖMÜRÜ BİRBİRİNDEN AYIRMADIĞINIZ ZAMAN..."

Bir şey olmuştur; ayetin ifadesiyle “Allah mü’mini aka çıkarır, temizler, paklar; bir yönüyle de öbürlerini eler, döker, onlar da elenmiş olurlar." Hazreti Pir’in ifadesiyle, elmas ile kömür birbirinden ayrılmış olur. Elması, kömürü birbirinden ayırmadığınız zaman, elmasa bile onun yanında durduğundan dolayı, kömür nazarıyla bakılır.

"ÖBÜR TARAFTA HEPSİNİN HESABINI ALLAH SORAR"

Önemli olan arınmadır. İçindeki o pislikleri atarak, 'Aktım, ak olmaya çalışıyorum, inşaallah hep ak kalacağım!' mülahazasına bağlı daha farklı stratejilerle, daha insancıl tavır ve davranışlarla, daha şefkatli bir muameleyle!.. Başkalarını da boy hedefi göstererek toplum nazarında bir kısım karanlık kalemlerle onları karalamak suretiyle teselli olmak, bu dünyada bir şey olsa bile öbür tarafta hiçbir işe yaramaz. Çünkü mesâvîyi Allah biliyor, harâmîliği Allah biliyor, hırsızlığı Allah biliyor, rüşveti Allah biliyor. Öbür tarafta teker teker tek arpadan hesap sorma esprisine bağlı olarak hepsinin hesabını Allah sorar. 

"HIRSIZI GÖRMEDEN HIRSIZI YAKALAYANLARIN ÜZERİNE GİDENLER..."

Burada bir şey demek aklıma geliyor. Şimdiye kadar hiç dememiştim. Eğer bu mevzuda bir kısım arkadaşlar kendilerine verilen imkanlarla.. onlar nisbet yapıyorlar, falan filan diyorlar, 'f' diyebilirler, 'g' diyebilirler, 'ç' diyebilirler, 'd' diyebilirler.. diyorlar.. Bulaştı- bulaşmadı mülahazasıyla, belki cinayet sayılabilecek bir kısım icraatta bulunuyorlar. Şöyle demek geliyor yani içimden.. demeden kendimi alamayacağım. Hiçbir zaman da demek istemediğim bir şeyi demek geliyor içimden. Yoksa Doktor İkbal gibi, Hazreti Pir-i Muğan gibi, tel’ine, bedduaya 'Amin' dememek, onları etmemek genel şiarımızdır. Fakat eğer hakikaten bu olumsuz şeylerin üzerine giden arkadaşlar.. kimse onlar tanımıyorum, binde birini bile tanımıyorum.. bu işin üzerine 'Hukukun ve aynı zamanda sistemin, dinin ve aynı zamanda demokrasinin gerektirdiği şeyler bunlardır' deyip arınma adına, yıkanma adına, temizlenme adına, kirlerin öbür tarafa kalmasına meydan vermemek adına bir şey yaparken dinin ruhuna aykırı bir şey yapmışlarsa… Bize de nisbet ediyorlar, dolayısıyla ben bizi de onların içinde görerek diyorum.. Dinin ruhuna aykırı bir şey yapmışlarsa, yaptıkları şey Kur’an’ın temel disiplinlerine aykırıysa, Sünnet-i Sahiha’ya aykırıysa, İslam’ın hukukuna aykırıysa, modern hukuka aykırıysa, günümüz demokratik telakkilere aykırıysa.. Allah bizi de onları da yerlerin dibine batırsın, evlerine ateş salsın, yuvalarını başlarına yıksın. Ama öyle değilse, hırsızı görmeden hırsızı yakalayanın üzerine gidenler, cinayeti görmeyip de masum insanlara cürüm atmak suretiyle onları karalamaya çalışanlar.. Allah onların evlerine ateşler salsın, yuvalarını yıksın, birliklerini bozsun, duygularını sinelerinde bıraksın, önlerini kessin, bir şey olmaya imkan vermesin. 

"ŞİMDİYE KADAR DEMEDİĞİMİ DEDİM"

Dememiştim, demeden edemedim. O kadar diş gösterildi, o kadar salya atıldı, o kadar kimse tahrik edildi, o kadar o "twit"lerde o mel’un düşünceler bir yönüyle vizesiz rahat dolaştı ki, demeden edemedim. Şimdiye kadar demediğimi dedim. Allah her şeye nigehbân. Dünyada kıtmir gibi insanların bir dikili taşı olmadı. Altmış senedir değişik imkanlar onun da önüne geldi. Allah’a hep dua ettim, "Allahım, kardeşlerimi birilerinin iş yerinde, fabrikalarda çalışmadan halas eyleme. Allahım, beni onlarla utandırma." dedim. İşçi olarak çalıştılar, işçi olarak emekli oldular ve hiçbir şeye sahip olmadılar. Çoğu kira evinde oturuyorlar. Kendi adıma da öyle düşündüm, onlar adına da öyle düşündüm. Cami penceresinde üç sene yatarken esasen, işte o dünyanın metaına temas etmemek için.. altı sene bir tahta kulübede döşeksiz yatarken, dünya mal u menaline meyletmemek için aynı şeyleri yaptım. Allah buna şahit. Ama başka türlü harâmîlik yapıp, milletin malına menâline el uzattıkları halde hala müslüman olarak görünüyorlarsa öbür tarafta neyin ne olduğu belli olacaktır. 

HAKSIZ KİMSE MUTLAKA CEZASINI BULACAKTIR 

Gönül, Çalab’ın tahtı / Çalab gönüle baktı / Kim gönül yıktı ise / O iki cihan bedbahtı. Bir sürü mü’minin gönlünü yıktılar. Kendimizi de istisna etmedim. Haksız, kimse, o mutlaka cezasını bulacaktır. 

 


21 Aralık 2013
Etiket; Fethulla gülen, yolsuzluk açıklaması gülen, gülen rüşvet konuşması Yazdır   |   Paylaş

İlgili haberler


Fethullah Gülen'den beddua açıklaması
Arınç'tan, Fethullah Gülen iması
Fethullah Gülen'in darbe yorumu
 
Bu yazı için yapılan yorumlar ( 0 ) + Yorum Yaz

Yorum bulunamadı !..

 
facebook.com/HaberEgeli
 
Diğer Haberler
TÜRKİYE YAZARLAR BİRLİĞİ MUĞLA TEMSİLCİLİĞİ'NDEN İSRAİL' E SERT UYARI
78 YILDIR KANAYAN YARA: BORALTAN
NEFRET ÜRETMENİN MANTIĞI DEĞİŞMİYOR
İLK KURŞUN MUAMMASI
İLHAN İŞMAN ADAY ADAYI OLDU
GEMİNİZİ BATIRDIK ÖZÜR DİLERİZ
HALAÇOĞLU SESSİZLİĞİNİ BOZDU
ERMENİ SOYKIRIMI EMPERYALİST BİR YALANDIR
MANİSA DGYD 'NİN KONUĞU ÖNALAN
Bu nasıl adalet?
Her türlü şiddete hayır!
EYT'de son durum ne
Mülteci çocuklar için deklarasyon
Kaya: Kocaoğlu aymazlık içinde
Kocaoğlu'ndan ilçe belediyesine tepki
Katar'a ablukayı İzmir ile kırdık
Dostları olan zengindir
Demokrasi tek yol
15 Temmuz şehitlerinin isimleri gökyüzünde
15 Temmuz'u Batı'ya anlatıyoruz
 
+ Çok okunan haberler

WEB TV Tüm videolar
Deplasmanda plasebo
 
Şeyhim kainata alışamadım
 
 
FOTO GALERİ Tüm galeriler
 
 
 
? Anket
 
   
Spor Kent Haberleri Politika Ekonomi Yazarlar Sağlık Eğitim Asayiş Kültür Sanat Yaşam Dünya Magazin
facebook.com/haberegeli twitter.com/haberegeli Google+   Anasayfam Yap
Sık Kullanılanlara Ekle
Künye
Sitene Ekle
İletişim

© Copyrigth 2013 haberegeli.com tüm hakları saklıdır
  Sitemiz abonesidir