İzmir'in Foça ilçesinde geçen yıl önce 3 köylüyü öldürüp, ardında da askeri servis aracına düzenledikleri bombalı saldırıda 2 askeri şehit eden, 12 kişinin yaralanmasına neden olan 7'si tutuklu 8 sanığın yargılandığı davanın 3'üncü duruşması 12'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Sanıkların tahliye taleplerini reddeden mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi
. İlk olay geçen yıl 7 Ağustos'ta Menemen İlçesine bağlı Maltepe Köyü'nde meydana geldi. Çiftçi 59 yaşındaki Yusuf Kafalı, şoförü 55 yaşındaki Zekeriya Toksuz ve 46 yaşındaki Bahri Şirin, tarlada başlarından vurulup sulama kanalına atıldı. Bu olayla ilgili çalışma yapılırken, Foça'da askerlere yönelik 9 Ağustos'ta bombalı saldırı, gerçekleşti. Foça İlçesi Değirmenlik Caddesi’nde İzmir'de oturan askeri personeli Deniz Üssü'ne taşıyan aracın yanında patlama oldu.
Uzaktan kumandayla patlatılan tahrip gücü yüksek bombanın etkisiyle araç hurdaya döndü. İlk patlamadan 8 dakika sonra ikinci bir patlama daha oldu. Yaralılar çeşitli hastanelere kaldırıldı. Er Özkan Ateş, olay yerinde, Uzman Çavuş Hakan Furkan Özmen ise kaldırıldığı hastanede şehit oldu. Olayda askerler ile birlikte toplam 25 kişi yaralandı. Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinde 2 Eylül 2012'de uygulama noktasında durdurulan araçta bulunan terör örgütü üyeleriyle çıkan çatışmada da 1 polis memuru şehit oldu, 1 polis ve 1 uzman çavuş yaralandı. Burada çatışmaya girenlerin, Foça'daki saldırıyı gerçekleştiren teröristler olduğu belirlendi. Olayı soruşturan savcı Sinan Taşkın'ın hazırladığı iddianamede, eylemi PKK/KCK terör örgütünün askeri kolu olan TAK'ın üstlendiği belirtti.
ÜÇÜNCÜ CELSESİ YAPILDI
Tutuklu sanıklar Yusuf Çiçek'e 30 kez ağırlaştırılmış ömür boyu ve 28 yıl, Hasan Deliktaş'a 26 kez ağırlaştırılmış ömür boyu ve 15 yıl, Şevket Rabindüz'e 26 kez ağırlaştırılmış ömür boyu ve 12 yıl, Şehmuz Rabindüz'e 26 kez ağırlaştırılmış ömür boyu ve 12 yıl, Faruk Kayli'ya 26 kez ağırlaştırılmış ömür boyu, Reşit Ertuğrul, Kamil Solak ile tutuksuz sanık Ali Yapan'a 16'şar yıl hapis cezası istemiyle açılan davaya 12'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Bugün 3'üncüsü yapılan duruşmaya 7'si tutuklu 8 sanık ile avukatları ve olayda ölen çiftçiler ile Uzman Çavuş Hakan Furkan Özmen'in anne ve babası katıldı.
KÜRTÇE SAVUNMA YAPTI
Tercüman eşliğinde Kürtçe savunma yapan tutuklu sanık Hasan Deliktaş, emniyette baskı altında ifade verdiğini, bu nedenle verdiği ifadeleri ve üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini söyledi. Gözaltına alındıktan sonra kendisine önce mahkemeye çıkarılacağının, ancak daha sonra keşif yapmak üzere helikopterle Antalya'ya götürüleceğinin söylendiğini ileri süren Deliktaş, bir bilgisinin olmadığını ve dolaştırıldığı yerlerde mühimmat olup olmadığını bilmediğini söylemesine rağmen keşfe götürüldüğünü iddia etti. Sanık Deliktaş, emniyet güçlerinin kendisine baskı uygulayarak bir ağacın altını karıştırmasını istediklerini, baskı ve ısrar sonucu gösterilen yeri karıştırdığını savunarak, “Beyaz bir torbaya denk geldim. O esnada polisler tarafından komploya getirildiğimi anladım” dedi.
“HER GÜN OĞLUMUN MEZARINA GİDİYORUM”
Tutuklu sanık Faruk Kayalı’nın avukatı Nergiz Tuba Aslan, sanık Hasan Deliktaş'ın emniyette gözaltında bulunduğu sürece dair tanıklık yapmak istediğini söyledi. Olayda ölen Yusuf Kapalı'nın eşi Vesile Serap Kapalı, eşinin ekmek parası getirmek için çalışmaya giderken hayatını kaybettiğini belirterek, “Ölen insanların ne günahı vardı? Sanıkların cezalandırılmalarını istiyorum” dedi. Olayda ölen Hasan Furkan Özmen'in annesi Durdu Özmen de, “Benim çocuğumun suçu neydi, gencecik yaşta mezara girdi, diğer ölenlerin suçu neydi? Ben bir anneyim, her gün çocuğumun mezarı başına gittiğimde içim yanıyor. Suçluların en ağır şekilde cezalandırılmalarını istiyorum” dedi. Tutuklu sanık avukatları müvekkillerinin tahliyelerini talep etti. Mahkeme heyeti, Nergiz Tuba Aslan'ın tanıklık talebinin reddine, suçların niteliği, katalog suçlardan olması, mevcut delil durumu dikkate alınarak sanıkların tümünün tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 17 Aralık'a erteledi.