Göztepe ve Altınordu'nun efsaneleri buluştu |
MEDYASPOR Türkiye Kupası’nda en son yarım asır önce eşleşen Göztepe ise Altınordu’nun dört efsane oyuncusu, Salı günkü derbi öncesi bir araya gelerek eski günleri yeniden yaşadılar. Ziraat Türkiye Kupası’nda 24 Eylül Salı günü saat 20:30’da Atatürk Stadı’nda kozlarını paylaşacak Göztepe ile Altınordu’nun bundan tam yarım asır önceki randevusunda forma giyen efsane oyuncuları, Medyaspor buluşturdu. 1 Şubat 1964 tarihindeki maçtan sonra Türkiye Kupası’nda bir daha eşleşmeyen iki İzmir kulübünün oyuncuları Nevzat Güzelırmak, Halil Kiraz, Erkan Velioğlu ve Nehir Çetintaş, 50 yıllık özlemle çıktıkları yeşil çimde o eski günleri yeniden yaşadılar.
Tarihi buluşmaya Göztepe Halkla İlişkiler Müdürü Sevil Bölgen ve Altınordu Etkinlik Yönetmeni Elif Savut da eşlik etti. Bölgen ve Savut, dört efsaneye forma hediye ederken oyuncular da birbirlerine yıllar önce olduğu gibi flamalarını takdim ettiler ve kupayla objektiflere poz verdiler. Dört isim “Dostluk kazansın” mesajını iletirken “Eskiden sahada olan sahada kalır ve ailecek görüşürdük. Zor günlerde birbirimize destek olurduk. Bizler arkadaş değil, 50 yıldır birlikte olan kardeşleriz” dediler. 50 yıl önceki maçta giydiği “6” numaralı formayı yanında getiren Güzelırmak, Altınordu’nun o maçı Muhterem Ar (Dk.15 penaltı) ve Yılmaz Dinçer’in (Dk.25) golleriyle kazandığını, Göztepe’nin tek golünü Sedat Çağlayan’ın (Dk.63) attığını hatırlatırken, esprileriyle güne damgasını vurdu. Formasındaki yırtıkları gösteren Güzelırmak, “Bunu, Altınordu’nun “Kasap” lakaplı oyuncusu Nehir yaptı” dedi. Güzelırmak, o maçta tribünlerde tarihi bir atmosferin yaşandığının da altını çizdi. Alsancak Stadı’nda dolu tribünlerin önünde oynadıklarını belirten Güzelırmak, “Bugünkü maçı ise Göztepe’nin cezası nedeniyle sadece bayanlar ve çocukların izleyecek olması üzücü. Bizlerin zamanında ne bir taşkınlık, ne bir küfür, ne de bir olay yaşanırdı. Herkes, tuttuğu takımı centilmence destekler, kaybedeni bile alkışlardı. Şimdi ortam değişti. Tüm İzmirli futbolseverlere sesleniyoruz. Lütfen rekabet sahada kalsın, tribünlere yeniden barış gelsin” dedi. İSTATİSTİKLER Göztepe ile Altınordu tarihte kupa, lig ve özel maçlar dahil tam 74 kez karşı karşıya geldiler. Bu derbilerden 29’unu Göztepe, 22’sini Altınordu kazanırken, 23 maç berabere bitti. Göztepe’nin 106 golüne karşılık Altınordu 87 gol kaydetti. İki takım tarihte ilk kez 30 Ağustos 1959 yılında Milli Lig’de karşılaştı ve maç 0-0 sona erdi. İki takım son kez 23 Mart 2008 tarihinde Alsancak Stadı’nda 3.Lig’de derbiye çıktı ve maç yine 0-0 sona erdi. Profesyonel Liglerde tam 50 kez karşılaşan Göztepe ile Altınordu derbilerinden 17 beraberlik çıkarken, 19 maçı Göztepe, 14’ünü Altınordu kazandı. Göztepe 63 gol atarken, Altınordu 52 gol kaydetti. USTALARDAN ANILAR Nevzat GÜZELIRMAK: “Bizim en büyük kozumuz Halil Kiraz’dı. O zaman maçtan önce tribünlere bakardık. Sessizlik hakim ve heyecan yok ise, “Halil ilk pası sana vereceğiz. Nerede olursan ol, rakip kaleye tüm gücünle şut çek” derdik. Gerçekten de Halil’in o sert şutu Alsancak Stadı duvarlarında patlayınca, tribünler tempo tutmaya başlardı. Çünkü Halil, “Bombacı” lakabını uzaktan attığı gollerle almıştı. İlk dakikadan kaleyi yokladığı zaman kimse yerinde duramazdı. Böylece maçta avantaj sağlamış olurduk, genelde de kazanırdık.” Halil KİRAZ: “Gürsel Aksel ağabeyin aktif futboldaki son yıllarıydı. Bir maçta verdiğim pastan sonra bana dönüp, (Oğlum ayağıma atsana, nereye vuruyorsun?) uyarısını yaptı. Anladım ki, Gürsel Ağabey eskisi gibi değil, artık emeklilik günleri gelmiş. Çünkü biz paslarımızı onun önüne atar, o yetişir alır ve oyunu kurardı. Tüm arkadaşlarımla olduğu gibi onunla da birlikte oynamaktan onur duydum.” Erkan VELİOĞLU: “Altınordu’nun 8 yıllık 1.Lig serüveninin 7’sinde forma giydim. Ama Kasap Nehir gibi sert oynayanını görmedim. O zamanlar futbolcu sakatlıklarına İstanbul’da Yunan Yorgo isimli bir masör bakıyordu. Hepimiz ona tedavi oluyorduk. Bir gün tedaviye gittiğimde (Erkan işler kesat gidiyor. Bizim Nehir ne yapıyor) diye sordu. Ben de (Sakatlandı) ağabey dedim. (Aman Allah’ım) diye bağırdı. (Demek ondan kimse bana tedaviye gelmiyor. O zaman hemen velinimetim Nehir’i iyileştireyim ki, işler açılsın. Yoksa dükkanı kapatacağız) demez mi ? Nehir’i hemen İstanbul’a getirtti, tedavi etti, yeniden eski işlerine kavuştu” Nehir ÇETİNTAŞ: “Futbolu gerçekten sert oynuyordum. Bana şu adamı tutacaksın dediler mi, soyunma odasına kadar takip ederdim. Bir gün sakatlandım. (Seni İstanbul’dan Yorgo çağırıyor, tedavi edecekmiş) dediler. Hemen gittim. Metin Oktay, Lefter hepsi orada. Odaya girdim. Metin’e masaj yapan Yorgo beni görünce yanıma koştu. Sonra Metin Oktay ile Lefter’e dönüp, (Ağabeyler biraz izin verin, velinimetim geldi. Nehir yoksa, hasta da yok. İzin verin önce ona bakayım) dedi. İzni alınca, tedavime başladı. İyileşip, kısa sürede sahalara döndüm. Altınordu forması giymekten her zaman onur duydum.” |