Aydın İl Sağlık Müdürü Dr. Hüsnü Tırpancı, “Ülkemizde organ bağışı ve nakli sayılarının yetersizliği, tedavi görmekte olan birçok hastanın organ beklerken hayatını kaybetmesine neden olmaktadır” dedi. Türkiye’de organ bağışı ve nakillerinin yetersiz olduğuna işaret eden İl Sağlık Müdürü Dr. Hüsnü Tırpancı, “Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en önemli sağlık sorunlarından birisi; tedavisi sadece organ ve doku nakli ile mümkün olan hastalıklardır. Ülkemizde organ bağışı ve organ nakli sayılarının yetersizliği, organ yetmezliği nedeniyle tedavi görmekte olan birçok hastanın organ beklerken hayatını kaybetmesine neden olmaktadır. Hastaların yaşam süresi ve kalitesinde, ülke ekonomisi ve işgücünde ağır kayıplara yol açan söz konusu organ yetmezlikleri önemli bir sağlık sorunu olarak gündemdeki yerini korumakta olup, organ bağışı ve nakli sayılarının artırılması Sağlık Bakanlığı’nın öncelikli hedeflerindendir” diye konuştu. Organ nakli ve süreci hakkında da bilgiler veren Tırpancı, “Tedavisi mümkün olmayan hastalıklar nedeniyle görev yapamayacak derecede hasar gören organların yerine, canlı donör veya kadavra donörden alınan yeni, sağlam organın konularak hastanın tedavi edilmesine organ nakli denilmektedir. Böbrek, karaciğer, kalp, akciğer, pankreas, ince bağırsak, kalp kapağı, kornea, kemik, kemik iliği ve son zamanlarda sıkça duyduğumuz yüz ve dokularının nakli gerçekleşmektedir. Organ ve doku nakli, canlıdan ve kadavradan olmak üzere iki şekilde gerçekleştirilebilmektedir. Organ bağışı; kişinin hayatta iken, serbest iradesi ile tıbben yaşamı sona erdikten sonra doku ve organlarının başka hastaların tedavisi için kullanılmasına izin vermesidir. Organ alacak hastalar öncelikle kan grubu ve doku grubu uyumuna, yaş, boy, kilo gibi kriterlere, ayrıca tıbbi aciliyet durumuna göre belirlenir. Cinsiyet, ırk, din, zengin-fakir ayrımı yapılmaz” şeklinde konuştu. Organ bağışının dini yönden sakıncası olmadığına işaret eden Tırpancı, organ bağışı ve nakli konusunda sıkça sorulan sorularla ilgili olarak şu uyarılarda bulundu: “Dinlerin önemli bir çoğunluğu organ bağışını onaylamakta ve desteklemektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu; 06 Mart 1980 tarih ve 396/13 sayılı kararı ile organ naklinin caiz olduğunu açıklamıştır. Bu kararda; zaruret halinin bulunması, yani hastanın hayatını veya hayatî bir uzvunu kurtarmak için, bundan başka çaresi olmadığının, meslekî ehliyet ve dürüstlüğüne güvenilen bir tabip tarafından tespit edilmesi. Hastalığın bu yolla tedavi edilebileceğine ilişkin doktor kararının olması. Doku veya organı alınacak kişinin bu işlemin yapılmış olduğu sırada ölmüş olması. Toplumun huzur ve düzeninin bozulmaması bakımından, organ veya dokusu alınacak kişinin sağlığında buna izin vermiş olması veya hayatta iken aksine bir beyanı olmamak şartıyla yakınlarının rızasının sağlanması. Alınacak organ ve doku karşılığında hiçbir şekilde ücret alınmaması. Tedavisi yapılacak hastanın da kendisine yapılacak olan bu nakle razı olması gerektiği belirtilmektedir” ORGAN BAĞIŞI NASIL YAPILIR? Organ bağışı bildiriminin nereye ve nasıl yapılacağı konusuna da değinen Tırpancı, sözlerini şöyle tamamladı: “Sağlık Müdürlüklerinde, Özel ve Üniversite Hastaneleri dahil tüm hastanelerde ve ağız diş sağlığı merkezlerinde, Halk Sağlığı Müdürlüğü ve Aile Hekimliklerine organ bağışında bulunmak için organ bağış kartını iki tanık huzurunda doldurup imzalamak yeterlidir. Organ bağışı yapanların, bu durumdan ailelerini de haberdar etmeleri daha sonra çıkabilecek problemleri önlemek açısından yararlı olacaktır. Organ bağışında bulunan kişilerin organ bağış kartını daima yanında taşıması organ bağışı işleminin karışıklık ve gecikme olmaksızın yerine getirilmesini sağlayacaktır. Kişi organ bağışından vazgeçtiği anda organ bağış kartını taşımaktan vazgeçmeli ve bu kararını ailesine bildirmelidir” |