Yorgancılar: İç talep iyi yönetilmeli |
Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar kur ve faizlerdeki dalgalanmalar, ABD ve AB’deki ekonomik ve siyasi belirsizlikler nedeniyle iç ve dış talebin olumsuz yönde etkilendiğini belirterek “Böyle bir ortamda sanayi üretiminde gerileme kaçınılmazdı” dedi. Baz etkisi nedeniyle gerilemenin düşük kaldığını ifade eden Yorgancılar ancak mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış endeksteki yüzde 4'lük gerilemenin endişe verici olduğunu kaydetti. Ara ve sermaye malları üretimindeki gerilemenin ise geleceğe ilişkin kaygıları derinleştirdiğine dikkat çeken Yorgancılar; “ABD'deki bütçe ve borçlanma limiti krizi çözülemezse yeni bir sıcak para çıkışı ve resesyon dalgası yaşanabilecektir. Bu küresel iklimde ekonomi yönetiminin imkanları da sınırlıdır. İç talebin ve devlet bütçesinin çok iyi yönetilmesi, biz sanayicilerin ise çok dikkatli olması gereken bir dönemdeyiz" diye konuştu. Yorgancılar, Sanayi üretim endeksi verilerine göre sanayi sektörü üretiminin geçen yılın Ağustos ayına göre toplamda yüzde 1,3, imalat sanayinde binde 9, elektrik-gaz ve su üretiminde binde 7 madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 7,9 oranında gerilediğinin TÜİK tarafından açıklanmasının ardından bir değerlendirme yaptı. Yorgancılar "Sanayi sektörü üretimindeki gerilemenin bu düzeyde gerçekleşmesinde baz etkisi önemli rol oynadı. Çünkü 2012 yılı Ağustos ayında sanayi üretimi toplamda yüzde 2,6, imalat sanayinde yüzde 3,8 madencilik ise yüzde 3,5 oranında gerilemiş idi. Eğer baz etkisi bu düzeyde olmasaydı sanayi üretiminde çok daha yüksek ve şaşırtıcı bir gerileme yaşanacaktı. İki yıldır Ağustos ayları ekonomide yönsüzlüğün, rota arayışlarının belirginleştiği dönemler oldu. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış üretimdeki gerilemenin yüzde 4 ile son dört yılın en yüksek düzeyinde gerçekleşmesi ise ayrıca endişe yaratıyor. Üretim artışı açısından yılın son çeyreği için oldukça zorlu koşullar bizleri bekliyor. Küresel konjonktürü etkilememiz imkansız. Bu nedenle içerdeki makro ekonomik iklimi iyileştirmek, bunun için de dövizdeki dalgalanmayı makul sınırlara çekmek, kredi faizlerinde gerilemeyi sağlamak gerekiyor. 2013 yılı büyüme hedefi sanayi üretimine, sanayi üretimi ise kur istikrarı ve düşük faize bağlı. Piyasalar ve sanayicimiz 2-2,2 düzeyindeki Dolar, 2,5-2,7 düzeyindeki Euro kuruna uyum sağlamıştır. TL'nin bu kur düzeyine rağmen hala değerli olduğu açıktır. Ancak, ithalata bağımlılık ve enerji maliyetleri açısından daha yüksek kur ciddi sorunlar yaratır. Ağustos ayında bilgisayar, elektronik ve optik gibi dış girdi bağımlılığı yüksek sektörlerdeki büyük oranlı üretim düşüşü bunu çok iyi ortaya koyuyor" dedi. Dış ticaret ile Reel Kesim Güven Endeksindeki Ağustos ayı gelişmelerinin böylesi bir üretim gerilemesinin sinyallerini verdiğine de dikkat çeken Yorgancılar sözlerini şöyle sürdürdü: "Küresel belirsizlikler ihracatı, kurlar ve faizlerdeki artış iç talebi vurdu. İç ekonomik dalgalanmalar ve küresel belirsizliklerin eşanlı yaşanması sanayiyi çok olumsuz etkiledi. Uzun süreli seçim konjonktürü ve ABD'deki belirsizliklerin dünya ekonomisinde yarattığı kırılganlıklar geleceğe yönelik ümitleri zayıflatıyor. Sanayi sektörünün en önemli sorunu yarınlarına ilişkin öngörü yapmaktaki zorluk. Ulusal ve küresel ekonomik iklimdeki belirsizlik, yol bulmayı ve mesafe almayı güçleştiriyor. Böyle bir ortamda enerji fiyatlarında yapılacak artıştan özellikle uzak durulmalıdır.” |