Tariş'ten ihracatçılara sert tepki

Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Cahit Çetin, Suriye’den Antakya'ya kaçak getirilen yağların Tariş Rafinerisi’nde işlendiğini öne süren Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği (EZZİB) Başkanı Ali Nedim Güreli’ye tepki gösterdi. Çetin, Güreli'yi iddiasını kanıtlamasını isterken aksi takdirde kendisini 'müfteri' (iftiracı) ilan edeceğini belirtti.

Çetin, Güreli’nin 'Nasırına basılmış kabadayı üslubu' ile konuştuğunu, şimdiye kadar polemiğe girmediklerini ancak bu üslubun kuruma bulaşmasından kaynaklı sonuçların ağır olacağını anlatırken, "Suriye hududuna oturmuş, kaçakçılığı kınaması yerine kaçak yağın nerede rafine edildiği iftirasını pervasızca savunuyor" dedi.

Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği’nin olağan genel kurulu Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’ndeki tesislerinde yapıldı. Toplantıda en çok vurgulanan konu geçtiğimiz günlerde Antakya’daki Zeytin Hasat Şenlikleri sırasında Zeytindostu Derneği’nin düzenlediği Ortak Akıl Toplantısı’nda ortaya atılan iddialar oldu. Birlik ortaklarına seslenen Başkan Cahit Çetin, sektörde üç ayrı rekolte tahmini yapılmasının kaos yarattığını belirtti. Bu kaos yüzünden herkesin kendi kurumsal menfaatlerine yönelik sektörü yorumladığını dile getiren Çetin, şöyle dedi:

"Biz doğru söylediğimizden dolayı pervasızca saldırılara uğruyoruz. Tariş Zeytinyağı Birliği 'kral çıplak’ demiştir. Zeytinyağına nüfus cüzdanı istemiş, bu ürünün yetiştiği bölgenin kriterlerini tüketiciye doğru anlatan bir süreci başlatmıştır. İspanyolların bugün bu gerçeği görerek yaptığı uygulamayı biz yıllar önce yaptık. Ama vay sen misin ileri giden? Yıllarca bizi polemiğin içine sokmak isteyenlerin maksadını çok iyi biliyorum. O tuzağa düşmedik, düşmeyiz."

"İSPAT EDEMEZSE MÜFTERİ İLAN EDİYORUM"

Antakya’da yapılan toplantıda EZZİB Başkanı Ali Nedim Güreli’nin, "Türkiye’ye giren bütün kaçak zeytinyağlarının Tariş’te rafine edildiği" iddiasına yanıt vermek istediğini belirten Çetin, şöyle konuştu: "Kendisini ispata davet ediyorum. İspat edemezse müfteri ilan ediyorum. Koskoca Tariş’i kaçak yağların yardım yataklığını yapan kurum haline getirmeye çalışıyor. Bu ne cüret? Sayın Güreli’nin firması, bizim en büyük rafine müşterilerinden biri olarak 10 bin ton ile ikinci sıradadır. Bu da bize rafine ettirilen yağların yüzde 25’ine tekabül eder. Tariş gibi saygın bir kurumu kolaylıkla suçlayabildiğine göre “kişi kendinden bilir işi’ misali acaba “Sayın Güreli kendinden mi pay biçiyor’ sorusu ister istemez insanın aklına geliyor. Acaba bu arkadaştan gelecek yağları daha mı sıkı takibe alsak?"

"YAĞLAR SINIRDA LEGALİZE OLUYOR"

Rafineriye gelen ürünlerin firma irsaliyesi ile geldiğini, daha sınırdan girerken müstahsil makbuzu ile legalleşen bu yağların kolluk güçlerince engellenmesi gerektiğini savunan Çetin, şöyle devam etti: "Oturup bizimle beraber kaygılarını dile getireceğine Tariş gibi güzide bir kuruma pervasızca dil uzatabiliyor. Bugüne kadar bir şey demedik ama her şeyin bir sabrı, sınırı var. Türkiye sektörü bu üslup ve sahiplerinden demokratik yollarla kurtarılmalıdır. Bu rafine tesisimiz TARİŞ’in sermayesi olan bir anonim şirket. Biz zeytinyağlarımızı ortağımızdan alırız. Bizim zaten böyle bir sorunumuz yok. Ama dışarıdan gelen zeytinyağlarının menşeini takip etmek zorunda değiliz."

"BİZİM SORUNUMUZ KAÇAKÇILIKLA"

Eleştirilerini sürdüren Çetin, “Namusumuz gibi korumayalım mı bu ülkenin değerlerini? Sayın Güreli’nin buna bir itirazı mı var? Bizim sorunumuz Suriye ile değil, Güreli ile de değil. Bizim sorunumuz kaçakçılıkla. Yoksa Güreli’nin kaçakçılıkla bir sorunu yok mu? Herhalde Sayın Güreli bu kaçakçılık sisteminden o kadar çok rahatsız değil ki Tariş’i eleştiriyor, ne menfaati varsa” dedi.

"NASIRINA BASILMIŞ KABADAYI ÜSLUBU"

Ülkeye kaçak giren malın büyük zarar verdiğini vurgulayan Çetin, şöyle devam etti: "Sayın Güreli’nin kendisine bu güne kadar bir kelime sarf etmedik. Birdenbire 'nasırına basılmış kabadayı' üslubuyla birliğimize ve şahsıma saldırmasını nasıl okumalıyız? Nedir Ali Güreli’nin derdi? Bunu hep beraber düşünelim. Cesur, yürekliyse gelir söyler. Bugüne kadar hiç kimseyle tartışmadım. Ama bundan sonra yeter artık. Ben Güreli’yim ve Kazdağlı’yım. Onların üslubuyla konuşabilecek yetki ve birikime sahibim. O bakımdan herkes haddini bilecek. Biz bu üsluba bulaşmadık, geçtik, ama yeter artık, kuruma bulaştı. Bunun çok ağır sonuçları olacaktır. Göreceğiz ileriki günlerde."

GÜNEY YAĞI EGE’YE ZARAR VERİYOR

Tüketicinin de neyi seçeceğini bilemediğini ancak Tariş’in başlattığı coğrafi işaret sistemi ile kendi tüketim miktarlarının yüzde 50 arttığını kaydeden Çetin, "Demek ki tüketicinin talebi varmış, söyleyemiyormuş. Beğeneceği yağı bulunca tüketimi artırdı" dedi. Tariş olarak geçen yıl başlattıkları 'Karakterli zeytinyağı' sloganlı reklamları da hatırlatan Çetin, şöyle dedi: "Her yağ karakterlidir. Yeter ki kimliğini saklamasın. Etiketine de cesurca yazsın. Hiçbir bölgenin yağıyla sorunumuz olmadığı gibi bunu zenginlik olarak görüyoruz. Bizim sorunumuz tüketiciyi kandıranlarladır. Akdeniz bölgesinden 20 tonluk TIR’larla tane zeytin geliyor. Bölgemizde işleniyor ve bu yağ bölge fiyatlarıyla alıcı buluyor. Kendi kimliğiyle satılıyor olsa hiçbir sorun yok. Ancak Ege Bölgesi dışında diğer bölgelerden getirilen zeytinlerden elde edilen yağlar Körfez yağı, Aydın yağı diye satılıyor. Bu karmaşa yüzünden Tariş hinterlandında zeytincilik üreticiye yük haline geliyor."

"SURİYE HUDUDUNA OTURMUŞ İFTİRASINI SAVUNUYOR"

Üreticinin asırlık ağaçlarını rekabet edemediği için elden çıkarmaya çalıştığını aktaran Çetin, “Bu ağaçlar yüzlerce yıldır bu toprakların lezzetini tüm dünyaya taşıdı. Ben bu sene ürünüm yok diye sevinen zeytincileri biliyorum. Çünkü kazancı hasat maliyetini karşılamıyor. Ürünü tarlada bırakmayı da onuruna yediremiyor. Bölgemiz zeytinciliği hızla çözülmeye, çöküntüye gidiyor. Peki, Sayın Güreli ne yapıyor? Suriye hududuna oturmuş, kaçakçılığı kınaması yerine kaçak yağın nerede rafine edildiği iftirasını pervasızca savunuyor” diye konuştu. Genel Müdür Güngör Şarman ise şu anda Birliğin hiçbir bankaya borcunun bulunmadığını vurgulayarak geçen yıl iç piyasadaki pazar payının yüzde 5 arttığını, Birlik olarak bu yıl 58 milyon 641 bin TL tutarında 11 bin 857 ton zeytinyağı aldıkları bilgisini verdi.