Bıçak Sırtında, Kriz Baronları Pusuda... |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan, bugün açıklanan büyüme rakamlarını değerlendirerek, rakamların 2014 yılının Ocak, Şubat ve Mart aylarını kapsadığının altını çizdi. Rakamları değerlendiren Erdoğan; "Ekonominin üzerinde 17 ve 25 Aralık darbe girişimlerinin olumsuz etkisi vardı. Aynı zamanda bir seçim sürecini yaşıyorduk. Bu olumsuz faktörlere rağmen, işadamlarımız, esnafımız, işçimiz morallerini bozmadılar, hükümete güvendiler. 6 seçimin tamamında mali disipline ve para politikalarına azami hassasiyet gösterdik. Seçimlerin ekonomiyi yıpratmasının önüne geçtik. 30 Mart seçimlerinde de hükümetimizin hiçbir şekilde taviz vermeyeceği anlaşıldı. 17 ve 25 Aralık girişimleri eğer başarıya ulaşsaydı, darbeciler eğer istediklerini elde etmiş olsaydı, Türkiye bugün bu rakamlara ulaşamayacaktı" dedi.
"ŞAHSIM BU FEZLEKEDE SUÇ ÖRGÜTÜ LİDERİ OLARAK TANIMLANIYOR"
Erdoğan, 17 ve 25 Aralık'ta yaşananlardan sonra kendisiyle ilgili fezleke hazırlandığını söyleyerek; "Şahsım bu fezlekede suç örgütü lideri olarak tanımlanıyor. Fezlekenin bir çok yerinde dönemin başbakanı ifadesi geçiyor. Bakanlar Kurulu'ndaki tüm arkadaşlarım ayrıca yakın çalışma arkdadaşkarım örgüt üyesi olarak gösteriliyor. Eğer 25 Aralık'ta kirli emellerini gerçekleştirip bu darbeyi yapabilselerdi, örgüt lideri dedikleri şahsımdan başlayıp, bakan arkadaşlarımı, çok sayıda iş adamını tutuklayacak, Yassıada benzeri mahkemelerde dönemin başbakanı diyerek yargılayacaklardı. 17 ve 25 Aralık'ta başarılı olamayınca bu belgeleri imha etmek istediler. Tüm bu belgeler şimdi ortaya çıkarıldı. Emniyet'in bilgisayarından bu belgeler kurtarıldı. Ayrıca bu belgeleri hazırlayanların darbe girişimini teyit eden ifadeleri de alındı" diye konuştu.
"ÖFKEMİZİ DE ASLA ONLARDAN ASLA SAKINMAYIZ"
Adnan Menderes'ten ders aldıklarını kaydeden Erdoğan şunları kaydetti; "Bu saldırılar karşısında öfkeli olmayacağız da ne yapacağız? Bu haince girişimler karşısında, sert, onurlu, omurgalı duruş sergilemeyeceğiz de bunu ne zaman yapacağız? Merhum Menderes, son derece nazik, ince ve duyarlı bir insandı. Millete yaptığı o kadar hizmetin karşılığında, birilerinin gelip kendisini tutuklayacağına, sonra da idam edeceğine hiç inanmamıştı. Canını verdi ama bize de ibretlik bir miras, ders bıraktı. Sanmayın ki bu Vandallar karşısında yumuşak olursanız geri adım atarlar. Bizim hürriyetimizi ve Türkiye'nin de istikbalini karartmak için hiç kimseye eyvallah etmeyiz. Öfkemizi de asla onlardan asla sakınmayız. Ne diyorlar? Başbakan çok sert, çok öfkeli. Ha sen benim hürriyetime benim ülkemin istiklaline kast edeceksin, milletin sofrasındaki ekmeğe gözünü dikeceksin, ben yumuşak başlı olacağım öyle mi? Sen darbe senaryoları yazacaksın, hazırladığın iddianamelere dönemin başbakanı ifadesini koyacaksın, ben buna göz yumacağım öyle mi?"
"ALACAKSIN İNDİRECEKSİN GEREĞİNİ DE YAPACAKSIN. YAPMIYORSAN SORUMLUSUN"
Erdoğan, Diyarbakır'da Türk Bayrağı'nın indirilmesi olayına ilişkin şunları kaydetti; "Gezi olaylarında başarısız oldular. 17-25 Aralık'ta başarısız oldular. Şimdi de terör meselesi üzerinden yeni bir senaryoyu devreye alma hazırlığı içindeler. Doğu ve Güneydoğu'da bazı il ve ilçelerde sergilenen şımarıklığın artık sınırları zorlar bir noktaya geldiğini görüyoruz. Çıkacak birisi, garnizonun duvarlarını aşacak, ondan sonra Türk bayrağını indirecek, o bayrağı indirirken o görevliler seyredecek. Neymiş? Çözüm sürecini sekteye uğratmayalım. Ne demek ya? O garnizonun içine giripte bayrağı indireni, orada her halükarda, neyse alacaksın indireceksin gereğini de yapacaksın. Yapmıyorsan sorumlusun. Herhalde ben Ankara’dan gelip de oradaki bayrağı indireni oradan indirmeyeceğim. Oradaki görevli bunu indirecek. Burada çözüm süreci, böyle bir şey olmaz. Bunun gereği neyse onu yapmaya mecbursun. Askerin, polisin burada bahanesi olamaz. Gereği neyse onu yapacak. Ben buradan Güneydoğu, tüm kardeşlerime sesleniyorum. Yollar kesiliyor ne olacak? Efendim çözüm süreci sekteye uğramasın. Arkadaşlar böyle bir mantık olmaz. Gelip yolları kesen bu eşkıyalara, bu teröristlere orada jandarması da polisi de haddini bildirecek. Durum ne olursa olsun. Bir devletin görevi yol emniyetini sağlamaktır, can emniyetini, mal emniyetini sağlamaktır. Sen bunları yapamıyorsan görevli olarak, onları da biz bütün gerek teftiş gerekse onlarla ilgili yapılması gereken uygulamayı yaparız."
"BAZILARI GÖREVDEN ALINDI, ALINACAKLAR VAR, GÖZALTINA ALINANLAR VAR"
Başbakan Erdoğan, yaşananları tekrar gözden geçireceklerini dile getirerek; "Şu anda gerekli adımları attılar, atıyorlar. Bazıları görevden alındı, alınacaklar var, gözaltına alınanlar var. Süreç devame ediyor, edecek. Şunu en baştan söylemek durumundayım: Türkiye Cumhuriyeti bayrağına bu saldırıyı yapan hain, alçak, arkadan seyreden alçaklar, aslında onları oraya gönderen efendileri tarafından ölmeye gönderilmiş bir piyondan başka bir şey değildir. Silahlı efendileri için o piyonun kanının, canının, onun anne babasının acısının zerre kadar değeri yoktur. O piyon vurulup ölmesi için oraya gönderildi. Oradaki görevli askeri personel de bayrağın indirilmesine engel olmayarak bir başka istismarın önünü açtı. Sadece onlar değil, bu terörist tel örgüyü aşarak garnizonun içine giriyor ve bu alçakca eylemi gerçekleştiriyor. Bu konuda gerekli araştırma yapılacak, ihmali olanlardan hesap sorulacak dedim. Ve iki tanesi şu anda görev yerleri değiştirilerek, orada görevden alındı. Bazı zanlılar gözaltına alındı. Kamu görevlilieri hakkında da idari soruşturmalar başlatıldı" diye konuştu.
"BIÇAK SIRTINDA GİDİYORUZ"
Erdoğan, 'yazılan senaryo çok açık' diyerek şunları söyledi; "Eğer o maşa, o sırada vurulursa terör örgütü ve HDP onun üzerinden kitleleri tahrik edecekti. Ama bu alçakça eylemi gerçekleştirdiğinde de MHP ve CHP tarafından, paralel basın, malum medya tarafından bayrağın indirilmesi fırsat olarak kullanılacaktı. O hain etkisiz hale getirilmedi, ama beklendiği gibi bayrağa saldırı bir nefret ve ırkçılık vasıtası olarak kullanılmaya başlandı. CHP ve MHP istismara başladılar. Çözüm sürecinden zaten rahatsız olan paralel medya ırkçılık akan manşetleri devreye soktular. O hain vurulsaydı, Doğu ve Güneydoğu karıştırılacaktı. Vurulmadı, şimdi kuzey, güney, batı karıştırılmaya, tahrik edilmeye başlandı. Deyim yerindeyse adeta bıçak sırtında gidiyoruz. Kan tacirlerinin, kriz baronlarının pusuda beklediği, düşmemiz için ellerini ovuşturdukları son derece hassas bir zeminde yürüyoruz. "
"KİRLİ ZİHNİYETLE DE MÜCADELE EDİYOR"
Muhalefeti eleştiren Erdoğan; "MHP, yeniden şehit cenazeleri gelsin diye pusuda bekliyor. Çünkü yapacak hiçbir şeyi yok, bir işe yaradığı da yok. CHP kendisine iktidar alanı açılsın diye pusuda bekliyor. CHP’nin genel müdürü televizyona çıkıyor, '17 çözüm önerimiz var' diyor. Birinciyi söylüyor, ikinciye gelince 'unuttum' diyor. Sonradan anlaşıldı ki madde sayısı da 19'muş. Bunu da hatırlamıyor. Meselenin bu kadar dışındalar. Yaşatmanın çözümün tarafında hiç olmadılar. Ama nerede cenaze varsa, istismar etmek varsa oraya koştular. HDP, şiddet ve kandan beslenen siyaset günlerine dönmek için pusuda bekliyor. Şu anda paralel medyanın, o malum medyanın gazete sayfalarına, televizyon ekranına, internet sitelerine bakın son olayları bir çatışma vesilesine döndürmek için çırpındıklarını göreceksiniz. Yeter ki hükümet zarar görsün. Bunlar için kan akmış, inanın hiç umursamadılar, umursamıyorlar. Bu ülke 30 yıldır sadece terörle mücadele etmiyor. İşte bu kirli zihniyetle de mücadele ediyor. Terörü bir geçim kapısı haline getirmiş, yoksul çocukların ölümünü rant haline getirmiş kan baronlarıyla da bu ülke mücadele ediyor. İnanın bunlar için en iyi Kürt ölü Kürttür. En iyi Alevi ölü Alevidir. Vatanına ihanet eden ama mütedeyyin maskesi takan örgütlerin dizinin dibine çökerler. Ama gerçek mütedeyyinden korkar, onu yok etmek için her şeyi yaparlar. Hiçbir zaman yaşatmanın tarafında olmadılar. Hiçbir zaman çözümün tarafında olmadılar" ifadelerini kullandı.
"BU DEVLET HİÇ OLMADIĞI KADAR GÜÇLÜ, DİRAYETLİ VE ÖZGÜVEN İÇİNDEDİR"
Başbakan Erdoğan, vatandaşları tahriklere karşı uyararak; "Bıçak sırtında ilerlediğimiz bir süreçte, akbabaların pusuda beklediği böyle bir süreçte, 77 milyon bu gerilim, istismar tuzağına düşmeyeceğiz. Şunu özellikle vurguluyorum: terör örgütünün yaptığı alçakça eylemler, benim Kürt kardeşime hiç kimse genellemesin. Ne HDP ne de terör örgütü benim Kürt kardeşlerimi temsil etmiyor. Kürt kardeşlerimle aramıza bunlar giremediler ve giremeyecekler. Bizim en hassas değerlerimizi istismar etmek için ellerinden geleni yapacaklar. Bayrağımız, vatanımız, birliğimiz, kardeşliğimiz üzerinden alçakça saldırıyı yapmaya çalışacaklar. Bizi kendilerinin o debelendiği bataklığa çekmek isteyecekler. Buna bu güne kadar aldanmadık, aldanmayacağız. Milletimin hiçbir ferdi, kardeşimiz bu tahriklere gelmesin. Şundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bu millet de bu devlet de hiç olmadığı kadar güçlü, dirayetli ve özgüven içindedir. Bayrağımıza el uzatan haine de, onu oraya gönderen silahlı efendilerine de bu devlet gereken cevabı en sert şekilde verir. Bunun böyle bilinmesi lazım. Günlerdir şımarıkca yol kesenlere, sokaklarda terör estirmeye çalışanlara gereken cevabı verecek güç ve kudretteyiz. Ama biz, büyük devlet refleksiyle, aklıyla hareket edeceğiz. Büyük devlet, 3-5 piyonun arkasında saklanmış korkakların tahrikiyle yolundan sapmaz. Hem o provaköterlere haddini bildirecek hem de çözüm sürecini hassasiyetle muhafaza edecek, ilerleteceğiz" diye konuştu.
"TÜRKİYE İÇİN ÇÖZÜMDEN BAŞKA BİR SEÇENEK YOKTUR"
Çözüm sürecini değerlendiren Erdoğan; "Türkiye için çözümden başka bir seçenek, başka bir tercih yoktur. Her ne şekilde olursa olsun, biz bunu başaracak, yeni Türkiye'yi de kardeşlik üzerine inşa etmeyi sürdüreceğiz" dedi.
Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu'da artık kepenklerin kapatılmadığını dile getirerek; "Sokaklarda çatışma görüntüleri yok. Tarım yapılıyor, hayvancılık yapılıyor. Yıllardır çıkılamayan dağlara çıkılıyor, piknik yapılıyor. Bölgede yatırım artıyor, turist sayısı artıyor. Derin tahribat tamir ediliyor. Tam da böyle bir zamanda, huzur, barış kardeşlik filizleri çiçek açmışken, o eski günleri geri getirmeye çalışanlara inanıyorum li en başta bölge halkı izin vermeyecektir. Aslında bu HDP'yi, bu terör örgütünü korkutan annelerin yürekli itirazı oldu. Bunları çok rahatsız etti. İşte Okmeydanı’nda yaşlı bir teyzenin o yüzü maskeli, madem korkmuyorsun yüzünde o maske niye? O suratındaki maskeyi çıkarsana. Ama o yaşlı teyze hepsinin üzerine üzerine gidiyor ve onlara orada gereken cevabı, dersi veriyor. Bu anlamlıdır, tabi bunlar annelerin itirazlarına alışık değiller. Annelerin kucaklarından yavrularını aldılar. O anneleri de zorbalıkla sindirdiler. Şimdi anneler itiraz edince, anneler Diyarbakır Belediyesi önünde eylem yapınca neye uğradığını şaşırdılar. Eski Türkiye’ye, annelerin ağladığı, annelerin evlat acısı çektiği o eski günlere geri dönmek istiyorlar ama, en başta anneler buna izin vermeyecek. Bizde, bizim kadar aziz milletimiz de bu eli kanlı örgütün ne yapmak istediğini çok iyi görüyor. Güvenlik güçlerinin sert müdahale etmesini, yeni kayıpların olmasını, bu kayıplar üzerinden istismar üretmeyi istiyorlar. Sabrımızı, soğukkanlılığımızı muhafaza edeceğiz. Bakın buradan bir kez daha açık açık ifade ediyorum; Sabrımızın da bir sınırı vardır. Çözüme ve barışa yönelik sabotajlara karşı sabrımızın bir sınırı var. Çocukları öne sürüp, şımarıkça eylem yapanlara karşı sabrımız bir sınırı var. Bizim sabrımızı test etmeye hiç kimse yeltenmesin. Yeni Türkiye'nin kazanımlarını sabote etmek isteyenlerin gözlerinin yaşına bakmayız, kusura bakmasınlar" diye konuştu.
"HDP, BÖLGENİN CHP'Sİ OLMAYA ÇALIŞIYOR"
Konuşmasında HDP'yi eleştiren Erdoğan, Türkiye'nin çözümden başka seçeneğinin olmadığını dile getirerek şunları kaydetti; "Bunlar o kadar seviyesiz, ahlaki noktada kayba uğramış ki.. Ya bunlar üç beş çocuğun arkasına sığınırlar veya bayanları öne sürüp onların arkasına sığınırlar. Yaptıkları budur. Kendileri ortaya çıkmazlar. 77 milyonu tedirgin etmek isteyenlerin şımarıklığına boyun eğmeyiz. HDP, bölgenin CHP’si olmaya çalışıyor. Bölge halkını, tıpkı CHP’nin geçmişte yaptığı gibi faşisizmle, zulümle sindirmeye çalışıyor.
Eğer bu faşist tavra devam edecekse, onu da muhatap olmaktan çıkartır, tümüyle oradaki kardeşlerimizle muhatap oluruz. Eğer HDP bir siyasi parti olmayı başaramazsa, gider Kürt kardeşlerimizle el ele verir, onlarla birebir, yüz yüze bu işin mücadelesini yürütürüz. Doğu'daki Kürt kardeşim, bu HDP'nin, terör örgütünün faşizmine boyun eğmesine rıza göstermesin. Bunların rkçı, ayrımcı politikalarına boyun eğmesin. Yoksul Kürt çocuklarının kanıyla beslenen bu örgütlere benim Kürt kardeşlerim prim vermesin. Allah'ın izniyle milletimizin sağduyusu ve desteğiyle biz bu çözüm sürecini çok daha ileri taşıma kararlılığı içindeyiz. Göreceksiniz, taşıyacağız. Türkiye için çözümden başka bir seçenek, başka bir tercih yoktur. Her ne şekilde olursa olsun, biz bunu başaracak, yeni Türkiye’yi de kardeşlik üzerine inşa etmeyi sürdüreceğiz."
"3 ATAK HELİKOPTER TESLİM ALINACAK"
Erdoğan ayrıca, ATAK helikopterlerinden 3 tanesinin tesliminin bugün yapılacağını açıkladı. Erdoğan, 3 helikopterin ardından ilk önce 6, ardından da daha donanımlı 50 helikopterin teslim edileceğini açıkladı
(BY) FOTOĞRAFLI
Rakamları değerlendiren Erdoğan; "Ekonominin üzerinde 17 ve 25 Aralık darbe girişimlerinin olumsuz etkisi vardı. Aynı zamanda bir seçim sürecini yaşıyorduk. Bu olumsuz faktörlere rağmen, işadamlarımız, esnafımız, işçimiz morallerini bozmadılar, hükümete güvendiler. 6 seçimin tamamında mali disipline ve para politikalarına azami hassasiyet gösterdik. Seçimlerin ekonomiyi yıpratmasının önüne geçtik. 30 Mart seçimlerinde de hükümetimizin hiçbir şekilde taviz vermeyeceği anlaşıldı. 17 ve 25 Aralık girişimleri eğer başarıya ulaşsaydı, darbeciler eğer istediklerini elde etmiş olsaydı, Türkiye bugün bu rakamlara ulaşamayacaktı" dedi.
|