HDP'den o polislere suç duyurusu |
Halkların Demokratik Partisi (HDP), İzmir İl Başkanı Cavit Uğur’un 6 sivil polis tarafından darp edilip kaçırılmaya çalışıldığı iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Olayın Uğur'un silahla yaralanan Ekrem Kaçaroğlu'nu ziyareti sırasında Ege Üniversitesi Hastanesi bahçesinde yaşandığı belirtilirken, Uğur'un aynı gece gözaltına alındığı hatırlatıldı. HDP tarafından İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan başvuruda şu ifadeler yer aldı: “Dün (08.10.2014) gece yarısı saat 01.00 sularında HDP İzmir İl Başkanı Ahmet Cavit Uğur, yanında bulunan Şule Ayhan, Arif Hazal Hindpak, Mehmet Şerif Akbay ve Sultan Keleş ile birlikte Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ana girişinden çıktıktan sonra henüz hastane bahçesindeyken, önce arkadan bir kişi Sayın Uğur'un boğazına sarılmış, ardından önde duran iki kişiye doğru savurmuştur. Önde duran iki kişi yere düşen il başkanının üzerine abanmış "at bunu at bunu" diye bağırmışlardır. Ne olduğunu anlamaya çalışan yanındakiler bir yandan Ahmet Cavit Uğur'u saldırganların elinden kurtarmaya çalışırken, bir yandan da "imdat adam kaçırıyorlar" diye çığlık atmaya başlamışlardır. İmdat çığlığına hastane acil servisi önünden ve yandaki otoparktan insanlar yardıma koşmuş, bu sırada duran bir başka araçtan üç kişi daha çıkmış ve silahlarını çekmişler, havaya ateş etmeye başlamışlardır. Kim oldukları belli olmayan bu kişilerin silahlı insan kaçırma eylemine, insanların tepki göstermeleri üzerine toplam altı kişi olan saldırganlar havaya ateş ederek, iki ayrı sivil plakalı araca binip kaçmışlardır. Bu esnada kaçan kişilerden "gözaltı, polis" gibi sözler duyulmuştur. Bu sözler daha önce söylenmemiştir. Karanlık ve yoğun saldırı karşısında kaçan kişilerin araç plakaları alınamamıştır, araçlardan birisi açık renk, diğeri koyu gri renk Fiat Doblo ya da Ford Connect marka hafif ticari araçtır. Bu olaylar sırasında yüzüne yumruk atılan, boğazı sıkılan, yerlerde sürüklenen müvekkil partinin il başkanı Ahmet Cavit Uğur derhal hastaneye kaldırılmış ve tedavi altına alınmıştır. Hastanede tedavisi tamamlanan Ahmet Cavit Uğur hastaneden taburcu edildikten sonra evine giderken aynı gece saat 04.00 sularında Bornova Pazar yerinde önü sivil ve resmi 10 kadar polis aracıyla kesilerek Terörle Mücadele Polisleri tarafından gözaltına alınmıştır. Mecliste grubu bulunan bir partinin İl başkanının bu şekilde gözaltına alınması amacı aşan, gözdağı vermeye yönelik, kişi hürriyetini ve güvenliğini ortadan kaldıran bir uygulama olmakla birlikte başvurumuzu şimdilik önceki "darp ederek, sürükleyerek, silahlı tehditle kaçırma girişimi" olayıyla sınırlı tutuyoruz. Yalnızca şunu belirtmekte yarar vardır, İl Başkanının hakkındaki suçlamadan ayrı gecenin dördünde 10 araçlık polis ekibiyle gözaltına alma işleminin şikâyetimize konu olayı örtbas etmeye, gözdağı vermeye yönelik olduğunu düşünüyoruz. Tanık olan kişilerin anlatımlarına göre, ilk kaçırmaya teşebbüs eylemine katılan kişilerden bir kaç tanesi gözaltı işlemi yapan polislerin içinde yer almışlar. Gerek kaçarken "gözaltı, polis" diye bağırmaları, gerekse o kişilerin gözaltı işlemi sırasında sivil polislerin içinde yer almaları nedeniyle, suça konu eylemin şüphelilerinin sivil polisler olduğu anlaşılmaktadır. Sayın Savcılığınız tarafından yapılacak araştırma ve inceleme sonunda şüphelilerin kimliklerinin belirlenebileceğini düşünüyoruz. Gözaltına alma işlemini yapan ekibin fotoğraflarının tanıklara gösterilmesiyle yapılacak teşhisle de şüpheliler tespit edilebilecektir. Yukarıda da belirtildiği gibi, müvekkil partinin İl Başkanı Ahmet Cavit Uğur'a ve yanındakilere polis olduklarını dahi söylemeden, kimlik göstermeden, darp ederek, yerlerde sürükleyerek, silahla ateş ederek, tehditler savurarak yapılan eylem yasal bir gözaltı işlemi olarak değerlendirilemez. Olay bu haliyle, kendisine tahsis edilen silahı kullanarak, tehditle, döverek, yerlerde sürükleyerek insan kaçırma girişimidir. Şüphelilerin kamu görevlisi olması, suçu ortadan kaldırmaz, bilakis işlenen suçların ağırlaştırılmış halini oluşturur. Olay sırasında çevreden 13 adet boş kovan toplanmıştır, bunları, tutulan tutanağı, tanıkların isimlerini, mağdura ait hastane raporunu, fotoğrafları delil olarak sunuyoruz. Bizce şüphelilerin eylemleri "görevleri sebebiyle işlenmiş suçlar" olarak değerlendirilemez, o yüzden Sayın Savcılığınız tarafından doğrudan soruşturulmalıdır. Soruşturmanın Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun kapsamında yürütülmesi halinde, soruşturmadaki delillerin şüpheliler tarafından karartılma, kaybedilme riski bulunduğundan, şüphelilerin belirlenmesi, tanıkların dinlenmesi, görüntü ve kayıtların incelenmesi delillerinin Yasanın 4.maddesinde ifade edilen "ivedilikle toplanması gerekli ve kaybolma ihtimali bulunan deliller" olarak değerlendirilmesini diliyoruz.” |