Atalay'dan eleştirilere sert yanıt

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı Suriye Devlet Başkanı Esed’e benzeten CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na sert tepki gösterdi.

Atalay, "Anamuhalefet liderinin ve mensuplarının işi gücü Türkiye aleyhinde oralarda konuşmak. Kendi Başbakanını, dünyada en büyük zalimlerden birisi olan, kendi vatandaşına zulmeden Suriye’nin devlet başkanıyla eş tutuyor. Böyle bir anamuhalefet lideri var. Çünkü onunla birlikte iş tutuyorlar" dedi.

Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen Aksaray Tanıtım Günleri etkinliğine katılan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, burada gazetecilerin sorularını cevapladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Reyhanlı patlamalarıyla ilgili olarak MİT ile emniyet arasında iletişim kopukluğu olabileceği yönündeki açıklamasının ardından bu konuda yeni bilgiler gelip gelmediği sorusu üzerine Atalay, bu tür iddiaların bulunduğuna işaret ederek, bunların Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun inceleyeceğini söyledi. Atalay, "Başbakanlık Teftiş Kurulu, o çalışmayı yürütecek. O tür basında da çıkan iddialar olduğu için bizim genelde uyguladığımız böyle durumlarda, o iddia inceletilir. Teftiş gider inceler yerinde. Bilgileri inceler. Şu anda bizim teftiş kurulunun incelemeleri olmadan o konuda detaylı bir araştırma, inceleme olmadan hepimizin söyledikleri birazcık yarım kalır, eksik kalır. Dolayısıyla onu görmek lazım" diye konuştu.

Reyhanlı’daki patlamalara ilişkin son durumun sorulması üzerine Atalay, Reyhanlı olayının kendilerini derinden üzdüğünü vurguladı. Patlamanın yaşandığı gün kabine üyesi olarak bölgeye ilk ulaşanlardan biri olduğunu ifade eden Atalay, iki gününü ilçede geçirdiğini aktardı. Olayın bütün boyutlarını çok yakından yaşadığını ve halen de takip ettiğini söyleyen Atalay, şu anda da Başbakan Vekili olarak takip ettiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün şu anda bölgede olduğunu anlatan Atalay, Cumhurbaşkanı’na İçişleri Bakanı’nın eşlik ettiğini ifade etti. Atalay şunları kaydetti: "Orada Cumhurbaşkanımız olayla ilgili bilgi alacak, Reyhanlı’yı ziyaret edecek. Daha çok Reyhanlı’daki vatandaşlarımızla görüşmeleri olacak. Güvenlik ve yargı boyutuyla ilgili bildiğiniz gibi dün gözaltına alınanlardan 8’i mahkemeye tutuklanma talebiyle sevk edilmişti. Bunlardan 4’ü tutuklandı, 4’ü serbest bırakıldı. Bugün de kalan 4 kişi tutuklanma talebiyle yargıya sevk edilecek. Onlarla ilgili gelişmeleri göreceğiz. Ama büyük oranda işin içinde olanlar tutuklanmış oldu. Şimdi halen yakalama çalışması sürenler var. Hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Hayatını kaybedenlerin sayısı 51’e yükseldi. Dün 52 gibi bir rakam söylendi, basında da yer aldı. O yanlıştır. Şu ana kadar kimliği tespit edilememiş olanlar da dahil hayatını kaybedenlerin sayısı 51’dir. Hala kimliği tespit edilemeyen vatandaşlarımız var hayatını kaybedenler arasında." Yayın yasağının kaldırılmasının gündemde olup olmadığı sorusuna Atalay, "Yayın yasağı böyle durumlarda soruşturmanın iyi yürümesi için yapılır. Faillerin iyi takip edilmesi, yakalanması, olay yerinin sağlıklı şekilde incelenmesi için...O açıdan hedefine ulaşmış oldu" karşılığını verdi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun Brüksel’deki temasları sırasında Başbakan Erdoğan’ı Esed’a benzetmesi üzerine Sosyal Demokratlar Grubu Başkanı Hannes Swoboda ile ikili görüşmesinin iptal edildiğinin hatırlatılması üzerine Atalay, CHP liderine sert sözlerle yüklendi. Atalay, "Ben bunu nasıl yorumlayacağım. Zaten oradaki muhatabı gerekli tepkiyi gösterdi. Hem orada sözcü tepki gösterdi, hem de daha önce kendisine verilen randevuyu iptal ettiler. Bunlar Avrupa Parlamentosu’ndaki sol kesimdir. Yani Avrupa solunun bile tutumu Türkiye’de ’sosyal demokrat politika yürütüyorum’ diyen anamuhalefet partisine yönelik olarak, bu. Doğrusu bugüne kadar biz anlatmaya çalışıyorduk ama çok iyi anlaşılmıyordu. Yani CHP’nin Türkiye’ye bakışı ve anamuhalefet politikası daima bu" şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu’nun yurt dışına giderek Türkiye’yi şikayet ettiğini anlatan Atalay şunları söyledi: "Şimdi Türkiye’nin bir bütünlüğü vardır. Birlikte Türkiye’yi dışarıda büyütmek için uğraşırsınız. Muhalefetiyle, iktidarıyla. Anamuhalefet, Parlamenter sistemde iktidar yarısıdır. Yani iktidarın yarısı kadar sorumluluğu vardır. Ama anamuhalefet liderinin ve mensuplarının işi gücü Türkiye aleyhinde oralarda konuşmak. Kendi Başbakanını, dünyada en büyük zalimlerden birisi olan, kendi vatandaşına zulmeden Suriye’nin devlet başkanıyla eş tutuyor. Böyle bir anamuhalefet lideri var. Çünkü onunla birlikte iş tutuyorlar. Milletvekilleri gidiyor o diktatörle pozlar veriyor, yardımlaşıyor. Onun için doğrusu ben dünkü olaya kendi adıma sevindim. Çünkü biz bir çok şeyi anlatıyoruz, anlaşılmıyor. Böyle çarpıcı olaylar meydana gelsin ki anamuhalefetin bugüne kadar yaptığı olay anlaşılsın. İsrail’e gidiyor Türkiye’yi şikayet ediyor, Avrupa’ya gidiyor Türkiye’yi şikayet ediyor. Türkiye’nin gelişmesine, büyümesine bugüne kadar ana muhalefet partisinin hiçbir katkısı olmamıştır. Bu görevi yapmak isteyen iktidarın paçasından tutup çekmekten başka birşey yapmıyorlar. Ama genel manada baktığımızda da, Türkiye adına üzücü bir boyutu var. Türkiye’nin anamuhalefetinin Avrupa’da, üstelik kendi platformunda düştüğü durum yine biraz da Türkiye’nin aleyhinedir tabi. O açıdan da doğrusu biraz üzücü."