Bahçeli’den Akil İnsanlar Heyeti'ne tepki |
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Akil İnsanlar Heyeti Doğu ve Güneydoğu Anadolu grubunun ayrı ayrı düzenlediği raporların her satırında ihanet, her ifadesinde rezalet ve her teklifinde melanet bulunduğunu savundu. Irak Türkmenlerine belirli aralıklarla yapılan saldırıların çizgiyi ve tahammül sınırlarını aştığını belirten Bahçeli, Türkmen kimliğinin ve Türkmen varlığının ve Türkmen şuurunun kanlı emellerin hedefinde olduğunu söyledi. Saldırılarla beraber Irak Türkmenlerinin dayanacak mecallerinin ve sabredecek hallerinin kalmadığını dile getiren Bahçeli, “Son bir yıl içinde özellikle Tuzhurmatu’da 30’un üzerinde meydana gelen kanlı saldırılar sonucunda sayıları 500’ü aşan soydaşımızın canından olması bunun bir sonucudur. Maalesef Kerkük diken üstündedir, Musul sıkıntı içindedir, Telafer’in ufku sislidir, Altunköprü’nün boynu büküktür. Kısaca Türkmeneli boydan boya belirsizlikler ve talihsizlikler içinde kıvranmaktadır” dedi. Cumhuriyet tarihinin en sancılı dönemini yaşayan Türkiye’nin AK Parti hükümeti tarafından felaketin kıyısına kadar getirildiğini öne süren Bahçeli, milli birliğin, milli kimliğin, bölünmez bütünlüğün ve milli varlığın korumasızlığa ve savunmasızlığa terk edildiğini kaydetti. “PKK NE İSTEMİŞSE 63’LÜKLER DE İSTEMİŞTİR” “Bugün Türkiye, hainlerin elinde oyuncağa dönüşmüştür” diyen Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti: “Bugün Türkiye, süreç rezilliğinin, 63 aklı karışığın ve BOP’un deney sahası haline gelmiştir. Başbakan ve İmralı canisinin müşterek çalışmalarıyla bir araya getirilen 63 adet akıl fukarası, kendilerine verilen iki aylık süreyi epey bir aşarak 26 Haziran günü Başbakan Erdoğanla Dolmabahçe Sarayı’nda toplanmışlardır. 4 Nisan’da yola çıkan 63 akıl ve vicdan yoksunu, faaliyetlerini raporlaştırarak Başbakan Erdoğan’a sunmuşlardır. Bu 63 sözde akil insan, dere tepe düz gitmiş, geceyi gündüze katmış, şehir şehir dolaşmış, toplantılar ve ziyaretler yapmış, beş yıldızlı otellerde ağırlanmış, alemlere dalmış, lükse batmış, sonunda seferden dönen Haçlı kalıntıları gibi yorgun-argın bir şekilde Başbakan’ın huzuruna çıkmıştır. Sözde akillerin final toplantısı bizim açımızdan malum olan niyet ve yüzlerini tekraren deşifre etmiştir. Başbakan Erdoğan ve İmralı canisinin ortaklaşa tanzim ettikleri sefer emriyle yollara düşen 63’lükler, PKK’nın bir uzvu ve yan kolu gibi faaliyet göstermişler, hatta kendilerini ispat edebilmek ve İmralı takdirnamesine hak kazanabilmek için tüm hünerlerini sergilemişlerdir. Sözde akillerin hazırladığı raporların kamuoyuna yansıması tenkit ve yakıştırmalarımızın afaki ve abartı olmadığını göstermiştir. PKK ne istemişse 63’lükler de istemiştir. PKK neyi buyurmuşsa, 63’lükler bir adım ötesine geçmiştir.” “BU RAPORLARI YAZANLAR HANGİ MİLLETİN MENSUPLARIDIR” Akil İnsanlar Heyeti’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu grubunun ayrı ayrı düzenlediği raporların akıllara durgunluk veren türden olduğunu belirten Bahçeli, düzenlenen raporun her satırında ihanet, her ifadesinde rezalet ve her teklifinde melanet bulunan bir rapor olduğunu belirterek, “Bu raporları yazarlar hangi milletin mensuplarıdır” diye sordu. Bahçeli, “PKK’ya bu kadar sevdalanan, Türk’e ve Türk milletine bu denli düşmanlık besleyen sözde akiller, acaba ne zaman Kandil’de kendileri için rezerv edilen inlere yerleşecekler, mekaplarını giyerek dağlarda, bayırlarda elde kalaşnikof gezeceklerdir” dedi. “63’LÜKLERLE İLGİLİ SÖYLEDİKLERİMİZİN HEPSİ ÇIKTI” Akil İnsanlar Heyeti’nin hazırladığı rapordaki tekliflerin hepsinin PKK’nin yıllardır tekrarladığı taleplerle aynı olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Sözde Akil İnsanlar Heyeti, kimin nam, hesap ve yararına çalıştığını şüpheye yer bırakmayacak kadar netleştirmiştir. Bizim son 2.5 aylık zaman diliminde söylediğimiz tüm sözler adresini tam olarak bulmuş ve doğru çıkmıştır” diye konuştu. Akil İnsanlar Heyetiyle ilgili tespitlerinin hepsinin doğru çıktığını sözlerine ekleyen Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti: “Geldiğimiz bugünkü aşamada İmralı canisinin dışarıya çıkmasına bile gerek kalmamıştır. Çünkü caninin fikirleri, hedefleri 63 bedene bölüştürülmüş, 63 ayrı zihne yerleştirilmiştir. PKK’nın da Kandil’den inmesine gerek yoktur. Zira PKK Dolmabahçe Sarayı’ndadır, Başbakanlık’tadır, TBMM koridorlarındadır, üniversitelerdedir, sokaklardadır, meydanlardadır, şehirlerdedir, belediyelerdedir. Başbakan Erdoğan sınır dışına teröristlerin yüzde 10-15’nin çıktığını söyleyerek yalandan şikayet etmesine de gerek kalmamıştır. Zira terör örgütü militanları Tunceli’de baskınlar düzenlemektedir. Cizre’de alçakça sözde asayiş birlikleri kurmaktadır. Türk devletinin egemenlik haklarına karşı koymakta, karakol yapılmasına bile karşı çıkmaktadır. Dikkatlerinizi çekmek isterim ki, PKK’ya katılımlar hiçbir dönemde bu kadar artmamıştır. AK Parti’nin el uzattığı, pazarlıklar yaptığı ve teşvik ettiği PKK, Diyarbakır Lice’de karakol yapımını engellemek için isyan provaları yapmış, bu vatan köşesini savaş alanına çevirmiştir.” “LİCE’DE, GEZİ PARKI KILIK VE BİÇİM DEĞİŞTİRDİ” “Lice’den, Gezi Parkı’nın biçim ve kılık değiştirmiş yeni bir sürümünü çıkarma gayreti son hızla sürmektedir” diyen Bahçeli, “Ayaklanma ve başkaldırı çağrıları Lice bahanesiyle ulu orta sahnelenmiştir. Süreç ihanetinin provokasyona uğradığını söyleyenler bilmelidir ki, süreç ve çözüm bizatihi Türk milletine yönelik provokasyondur, rezalet bir projedir. Karakol yapımına itiraz edenlerin taşlı, sopalı, molotoflu ve silahlı saldırılarla PKK’nın peşine düşmeleri provokasyon olmayacak, güvenlik güçlerimizin meşru müdahale ve savunması kışkırtma olacak, süreci sakatlama adımı olarak itham edilecektir. Elleri ve kolları bağlanmış, tüm karar organları kelepçelenmiş böylesi bir ülke dünyanın daha başka neresinde vardır. Başbakan Erdoğan, Gezi Parkı olaylarında, başta Taksim olmak üzere, yurdumuzun değişik bölgelerinde yakıp yıkan, kırıp döken teröristlere, barbarlara ağzına geleni söylerken, Lice’deki hadiseleri niçin görmezden gelmektedir. Yoksa istediği, beklediği ve tasvip ettiği bu mudur. Türk milleti diken üstündeyken Başbakan nerelerdedir. PKK’nın Meclis ayağı BDP, ‘hükümet adım at’ sloganıyla da terör ve bölücülük kalkışmasına yeni bir kılıf bulmuştur. Komşu coğrafyalar kavrulurken, Suriye ve Mısır alev alev yanarken, Türkiye’yi de benzer bir akıbete çekmeye çalışan alçaklar daha inatçı bir şekilde devreye girmiştir” diye konuştu. Başbakan Erdoğan’ın, PKK’nın dirilmesinden ve Türk milletine meydan okumasından birinci derecede sorumlu olduğunu öne süren Bahçeli, karakol yapımına karşı çıkanların aslında Türk devletine ve Türk milletine kin ve nefret duyan bir avuç eşkıyadan başkası olmadığını söyledi. |