İzmirli gazeteci Süleyman Gençel "Başbakan hala türbanlı vekillerini övüyor. Bu arada yatağa 3 erkekle giren bayan vekillerini atlıyor" yazarak tezatlığı ortaya koymayı amaçladığını ifade etti.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar, kişilik haklarına saldırdığı iddiasıyla hakkında suç duyurusunda bulunduğu Gençel, şikayete konu olan paylaşımlarını, 1 Kasım cuma günü Facebook sayfasına yazmaya başladı.
FACEBOOK PAYLAŞIMLARI
Gençel’in paylaşım ve yorumlarından bazıları, şöyle:
"Sayın Nükhet Hotar. Bi zamanlar ek Göksel... Eskileri hatırlamıyom bile.... Ama yenisini biliyom... Şu finoları çek doğru kangal gönder:)))
Türbana giren vekiller genel başkan yardımcısı arkadaşınızı örnek almayacaksınız değil mi:))) Başbakan hala türbanlı vekillerini övüyor. Bu arada yatağa 3 erkekle giren bayan vekillerini atlıyor. Ya onlar zavallı mı:))) Şiddetle kınıyorum yani:)))
Sayın Nükhet Hotar siz kamusunuz. Ama Türkiye'de. Benim evimde arattığınız Kıbrıs resimleri Guatemalada arayın bulun:)))
Yarın ifade vereceğim. Polis ne arıyor diye sorarsanız onu en iyi Nükhet Hotar biliyordur. Cep telefonum ve bilgisayarım alındığı için eşimin telefonundan yazıyorum. Şikayetin sabah yapılıp akşam arama yapılması ise hukukun nasıl işlediğini gösteriyor. İleri demokrasi bu işte. Millet 6 ay bekliyor. Bazıları bi günde hallediyor.
Herkese destek için teşekkürler. AKP'de koca üzerine koca eskiten bakan ve milletvekilleri konusunda acaba Erdoğan adım atmayı düşünüyor mu? Bak bunu merak ettim işte..."
“TEZATLIĞA DİKKAT ÇEKMEK İSTEDİM
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hotar, şikayetinde Gençel’in kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu iddia etti. Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, dün öğle saatlerinde Gençel'in evine giderek bilgisayarına ve cep telefonuna el koydu. Gençel, bugün Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne ifade verdi.
Savcının talimatıyla ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılan Gençel, yaptığı açıklamada, “Polis iki konu üzerinde durdu. Birincisi 'Neden Nükhet Hotar' diye sordu. Ben de kadın milletvekillerinin başörtüsüyle Meclis'e girmesinin ardından tezatlığı ortaya koymak istediğimi söyledim.
İkinci soru 'Kıbrıs’ta çekildiği iddia edilen fotoğraflar sen de var mı' dediler. Ben de olmadığını söyledim” dedi. Gençel, ifadesinde avukatının Facebook paylaşımlarının silinebileceğini söylediğini de aktardı. Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hotar, yargılama sürerken konu hakkında açıklama yapmak istemediğini belirterek, “Ben üç evliliğimi de yasal olarak yaptım ve yasal yollardan boşandım. Bu herkesin başına gelebilecek bir olaydır” dedi.
SORUN MESLEKİ DEĞİL AHLAKİ
AK Parti İzmir İl Başkanı Ömer Cihat Akay da yazılı açıklama yapıp, sorunun gazetecilik mesleği ile ilgili olmadığını ahlaki olduğunu öne sürerek, olayı şiddetle kınadığını söyledi. Akay, yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi: “Ak Parti, her daim kişilerin hak ve hürriyetlerine karşı saygılı olmuş, bugüne kadar tüm çalışmalarını bu minvalde yürütmüştür. Güneşin balçıkla sıvanmayacağı, yapılan hizmetlerin, ortaya konulan eserlerin ahlak dışı yaklaşımlarla gölgelenemeyeceği bilinen gerçektir. Partimize ve partimiz mensuplarına yapılan bu saldırılar, aynı zamanda millete ve milletin değerlerine yapılmaktadır. Tüm bu saldırıların, saygın bir meslek olan gazetecilik mesleğini kendilerine siper eden tetikçiler tarafından yapılıyor olması da ayrı bir tartışma konusudur. Mesele asla gazetecilik meselesi değildir. Mesele tamamen ahlaki bir meseledir.
Yapılan ahlak dışı paylaşımların sahiplerini gazeteci olarak nitelendirmek, gazetecilere en büyük hakaret olacaktır. Söz konusu hakaretlerin ve ahlak dışı saldırıların müsebbipleri hakkında gerekli yasal başvurular yapılmış olup, konu yargıya intikal ettirilmiştir. Türkiye bir hukuk devletidir. Bu yapılanların, hukuk devletinde elbette bir karşılığı olacaktır. Yargının vereceği karara hepimiz saygılı olacağız.”
KORKU İMPARATORLUĞU YAYGINLAŞTIRILIYOR
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Atilla Sertel, Süleyman Gencel’in evine polisin baskın yapmasını kınayarak, bu olayın Türkiye’de hiçbir gazetecinin eleştirme, ifade ve yazma özgürlüğünün kalmadığı bir kez daha tescil ettiğini öne sürdü. Sertel, şunları söyledi: “Toplumun tüm kesimleri üzerinde kurulmaya çalışılan korku imparatorluğu ürkütücü bir şekilde yaygınlaştırılmaya çalışılmaktadır. Öncelikle ifadeye çağrılması gerekirken normal prosedürler uygulanmayarak, meslektaşımızın evine yapılan baskını ve aramayı kınıyoruz. İzmirli meslektaşımız Süleyman Gençel’e geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, bu tür olayların yeniden yaşanmamasını bir kez daha yüksek sesle dile getiriyoruz."
GAZETECİLER İKTİDAR ABLUKASINDA!
Türkiye Gazeteciler Sendikası İzmir Şubesi yönetimi de Gençel’e yapılan muameleyi kınayarak, şu açıklamayı yaptı:
“Mesleki şikayetler konusunda hukuki süreç ortadayken Süleyman Gençel'e yapılan muamele, kişiye özel uygulamalar, siyasi iktidarın gazeteciler üzerinde yarattığı ablukanın vahim, yeni bir örneğidir. Dünyada en fazla tutuklu gazeteciye sahip Türkiye'de, tutuklamalar, gözaltılar, basın ve ifade özgürlüğü engelleri, baskı, şiddet, iş tehdidi, işten çıkarma, sansür ve otosansür, kaygı veren noktaya ulaşmıştır. Tüm siyasetçiler ve yönetim kademesinde olanlar, görevleri gereği, hakaret ve tehdit içermeme koşuluyla eleştirel yaklaşımı taşıma olgunluğuna sahip olmalıdır. Siyasiler, beğenmedikleri eleştiriler karşısında, gazetecileri, siyasetin, yargının ve polisin hedef tahtası haline getirmekten vazgeçmelidir. TGS İzmir Şubesi olarak, meslektaşımız Süleyman Gençel'e yapılan muameleyi kınıyoruz."