Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ulusal Süt Konseyi’nin aldığı bir kararla sütte maliyet belirleme çalışması yapıldığını, üreticilerin de konseyde belirlenen süt maliyeti olan 117 kuruşu uygun bulduğunu bildirerek, "Bunun üzerine sanayicinin çiğ sütte önerdiği fiyat, ’maliyetinizi biliyoruz ama biz kazanacağımız paraya bakarızın’ itirafıdır" dedi. TZOB Genel Başkanı Bayraktar, yaptığı açıklamada, kamuoyunun da yakın takip ettiği üzere 25 Eylül 2012 tarihinde Ulusal Süt Konseyi’nde yapılan toplantıda bir araya gelen üretici ve sanayici temsilcilerinin, çiğ süt tavsiye fiyatının Ekim 2012 -Mart 2013 tarihleri arasında 6 ay süreyle 90 kuruş olmasına, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkililerinin ise süt teşvik priminin artırılmasına karar verdiğini belirtti. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın verdiği sözde durduğunu, süt teşvik primini artırdığını fakat sanayicilerin verdikleri sözde durmadığını, büyük bir kısmının belirlenen bu fiyatın altında süt aldığını belirten Bayraktar, Ulusal Süt Kayıt Sistemi verilerine göre sanayicilerin büyük bir kısmının sütün litresini 75 kuruş ve altında fiyata aldığını belirtti. Bayraktar, "Aradan geçen altı ay sonunda Nisan 2013 tarihi itibariyle 6 aylık süt fiyatının belirlenmesi noktasında ise farklı bir süreç işlemiştir. Ulusal Süt Konseyi’nin aldığı bir kararla, önce maliyet belirleme çalışması yapılmış, 2013 yılı için süt maliyet fiyatı 117 kuruş olarak belirlenmiştir. Buna göre süt alım fiyatları konuşulacakken, bu defa konseyin bazı üyelerince sütte kaliteye göre fiyatlandırma üzerinde çalışılma fikri oraya atılmıştır. Bu kapsamda taraflara ülke gerçekleri ile uyuşmayan bir model sunulmuş, iki gün içinde bu modelle ilgili görüşleri istenmiş ve nihayetinde 12 Nisan 2013 tarihinde Ulusal Süt Konseyi’nde taraflar bu konuda görüşlerini belirtmek üzere bir araya gelmişlerdir. Toplantıda kaliteye göre fiyatlandırmaya geçilmesinin gerekli olduğu konusunda taraflar hem fikir olmuşlardır. Fakat altyapısı hazırlanmadan bu sisteme geçmenin ciddi sıkıntıları da beraberinde getireceği belirtilmiştir. Netice de bu konuda bir çalışmanın yapılması ve yol haritasının belirlenmesi kararlaştırılmıştır" dedi. "KALİTEYE GÖRE FİYATLANDIRMAYA BİR ANDA GEÇİLEMEYECEĞİ ANLAŞILDI" Toplantıda alınan kararla, kaliteye göre fiyatlandırmaya bir anda geçilemeyeceği anlaşıldığı halde, 15 gündür üreticinin fiyatını bilmeden sattığı sütün fiyatının ne olacağının kararlaştırılmaya çalışıldığını bildiren Bayraktar, "Üreticiler konseyde belirlenen süt maliyeti olan 117 kuruşu uygun bulunmuştur. Bu teklif karşısında sanayicilerin bir kısmı sanki ortada bir belirsizlik yokmuş gibi şu an için herhangi bir teklif veremeyeceklerini, bir kısmı geçen 6 aylık süreçteki fiyattan almaya devam kararı aldıklarını bildirmiş. Bir kısmı ise ağırlıklı olarak net ödenecek fiyat olarak 88 kuruşu önermişlerdir. Bu fiyatın da tüm ülkede bütün firmaların uygulaması gereken fiyat olması gerektiğini ifade etmişlerdir. Bu fiyat geçen altı aylık dönemde belirlenen fiyatın da altında bir fiyat olduğundan, sanayicilere bir kez daha sorulmuş, değişiklik olmadığı görülünce taraflar anlaşamamışlardır" ifadelerini kullandı. Sanayicilerin ’maliyeti, üreticilerin zor durumda olduğunu’ kabul ettikten sonra üreticilerin gözlerinin içine baka baka geçen 6 aylık fiyattan devam kararı almak istemeleri, bir kısmının ise net 88 kuruş önermeleri kabul edilebilir bir teklif olmadığını belirten Bayraktar, "Bunun anlamı, ‘biz sizin maliyetinizi biliyoruz ama bu bizi ilgilendirmiyor, biz kazanacağımız paraya bakarız, biz kendi maliyetimize bakarız, işinize geliyorsa zararına bize sütü verin yok gelmiyorsa siz bilirsiniz’ demektir. Öncelikle şunu belirtelim ki dünyanın hangi ülkesinde süt üreticisi bilmediği fiyattan sütünü 15 gün süreyle satmaktadır? Belirsizliğin daha ne kadar süreceği de henüz belli değildir. Bunu sağlayan sanayicilere sormak istiyorum, gelin üreticilerle bir empati yapın bakalım. Bu duruma ne kadar dayanabileceksiniz? Ayrıca sormak istiyorum malınızı alan marketler size bir fiyat vermediği takdirde ürünlerinizi belirsizlik içinde kaç gün satabilirsiniz? Belirsizlik içinde nasıl bir planlama yapabilirsiniz? Borçlu olduğunuz kişilere nasıl bir ödeme planı sunabilirsiniz" dedi. "ULUSAL SÜT KONSEYİ GÖREVİNİ YAPSIN" Ulusal Süt Konseyi’nin, kaliteye geçiştir, maliyet hesaplamadır diye tarafları oyalamak yerine görevini yapması ve bölgelere göre süt maliyetini belirleyip ilan etmesi gerektiğini bildiren Bayraktar, herkesin üreticilerin, sütü nerelerde kaça mal ettiğini görmesi gerektiğine işaret etti. Üreticinin alın teri döktüğünü, yoğun emek sarf ettiğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti: "Alın terinin ucuza kapatmak isteyen sanayicilere sesleniyorum. Karşınızda, milyon dolarlık yatırım yapan, dünyayla entegre olmuş, üretimin bütün aşamalarında dünyayı takip eden çiftçimiz var. Dünyada fiyat değişimlerini, gelişmeleri, tarafların reflekslerini, oluşan politikaları an be an izleyen üretici örgütleri var. Hükümetimize sesleniyorum. Hayvancılık desteklerini yüzde 4,5’lerden aldınız yüzde 28’lere kadar çıkardınız. Üreticilerimize bu desteklerle birlikte yatırım imkanlarını artırmak için sıfır faizli krediler, hibe destekler verdiniz. Yerli ve yabancı birçok büyük ölçekli işletmenin kurulmasına imkan sağladınız. Bütün bunların yok olmasına göz mü yumacaksınız? Piyasada yaşanacak istikrarsızlık yeni yatırımları nasıl çekecek? Kaçmaya çalışan büyük ölçekli işletmeler nasıl ikna edilip kalmaları sağlanacak." Bayraktar, "Biz üreticiler hükümetimizin ve ülkemizin vizyonunu biliyoruz. Kaliteli sütse kaliteli süt üretiriz, üretim artışıysa zaten rakamlar ortada üretiriz. Yoğun emekse zaten verilen emek ortada. Ama şunu biliyoruz ki ‘büyük hedeflere, küçük hesaplarla’ ulaşılamaz. Sanayicilerimizi şapkalarını önlerine koyarak anlık değil, uzun vadeli düşünmeye davet ediyoruz" dedi. Bayraktar, 2008 yılında süt fiyatlarında yaşanan sorunun hayvancılık sektöründe ciddi bir sıkıntıya neden olduğunu, yükselen et fiyatlarını düşürmek, kesilen damızlık hayvanların yerlerine yenilerini koymak için 3 milyar dolara yakın bir döviz harcandığını hatırlatarak bunların yeniden yaşanmaması gerektiğine dikkati çekti.