Tarihi Alsancak Stadı’nın yıkılma kararı ile ilgili açıklama yapan Türk Mimar ve Mühendisler Odaları Birliği İzmir İl Koordinasyon Kurulu, stadın risk gerekçelerinin açıklanmadığını, İzmir’in önemli bir kamusal alanının yok olacağı endişesini taşıdıklarını ifade etti. Yeni statların yerinin bilimsel şekilde belirlenmediği için dava açtıklarını açıklayan TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, “Şehircilik ilkelerine aykırı bu projeler yöre halkını, yerel yönetimleri ve meslek odalarını taraftar grupları ile karşı karşıya getirmeyi amaçlıyor.” denildi.
İzmir’in tarihi stadı Alsancak Stadı’nın müsabakalara kapatılması ve yıkılması kararının yankıları devam ederken, mimar ve mühendisler de tartışmaya katıldı.
Türk Mimar ve Mühendisler Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu, yazılı bir açıklama ile İzmir’in önemli bir kamusal alanının yok edileceği endişesi yaşadıklarını ifade etti. Açıklamada, “Kent merkezlerinde kalan sosyal donatıların, yeşil alanların yok edilerek, arsa olarak yeniden üretilmesi ve sermayeye peşkeş çekilmesi AKP Hükümeti tarafından bir ekonomi politikası haline getirilmiştir. Bu yolla kamusal alanlarımız giderek yok edilmektedir. AKP, bir türlü ele geçiremediği İzmir’de karışıklık ve çatışma çıkarmaya ve kaos yaratmaya çalışmaktadır.” ifadesine yer verildi.
Kamusal alanların yok edilme sürecinin uzun süredir İzmir için de işletilmeye başlandığını açıklayan TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, açıklamada şu görüşlere yer verdi: “Bakanlığın yapmış olduğu son açıklamayla, sürecin, İzmir’in yıllardır gündeminden düşmeyen Alsancak Stadı için de gerçekleştirilmeye çalışılmasından tüm kent olarak endişe duymaktayız. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın tribünlerle idari binanın yıkılma tehlikesinin bulunduğu ve tesisin derhal boşaltılması kararını almış olması, alana ait riskin jeolojik açıdan mı, yoksa inşaat tekniği eksikliği ve hatasından mı kaynaklandığı konusundaki bilginin kamuoyu ile ısrarla paylaşılmaması bu endişemizi ne yazık ki güçlendirmektedir. İzmir kent belleğinde önemli bir yere sahip olan Alsancak Stadı, yoğun doku içerisinde kalmış önemli bir açık kamusal alandır. Mevcut imar planlarında stadyum alanı olarak planlanmış Alsancak Stadı aynı zamanda Konak Belediye Meclisi kararıyla 1. derecede deprem bölgesi olan İzmir’in afet sonrasında halkın önemli bir toplanma alanı olarak belirlenmiştir. Tüm bu kamusal kullanıma hizmet eden alanın öncelikle risk gerekçelerinin net olarak kamuyla paylaşılması ve yıkılması için haklı gerekçelerin açıklıkla ortaya koyulması gerekmektedir.”
Yeni Statlara Dava
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ihalesini gerçekleştirildiği 15 bin kişilik Karşıyaka ve Göztepe Stat projelerine TMMOB Şehir Plancıları Odası olarak dava açıldığının hatırlatıldığı açıklamada, mevcut statların olduğu bölgeye öngörülen yeni projelerin yer seçim kriterlerinin, şehircilik ilke ve esasları ile diğer bilimsel gerekçelerle uygun olmadığı savunuldu.
Açıklamada, şu görüşlere yer verildi: “Şehircilik ilkelerine aykırı bu projeler yöre halkını, yerel yönetimleri ve meslek odalarını taraftar grupları ile karşı karşıya getirmeyi amaçlamaktadır. AKP, bir türlü ele geçiremediği İzmir’de karışıklık ve çatışma çıkarmaya ve kaos yaratmaya çalışmaktadır. Ne yazık ki, bu planlar yavaş yavaş meyvesini vermeye başlamıştır. Meslek odamızın gerçekleştirdiği sözü edilen idari işlem, belirli kesimlerce bilinçli bir şekilde amacından saptırılarak, kişileri hedef gösteren, hakaret ve tehdit içeren saldırılara dönüşmüştür. Bu saldırılar son dönemde AKP Hükümetinin TMMOB’yi yıpratma politikalarının bir parçasıdır. Bu tür saldırılardan ve kent içinde bu projeler nedeniyle çıkabilecek her tür karışıklıktan AKP hükümeti sorumludur. Bu saldırıları ve bunlara yol açan merkezi hükümet politikalarını kabul etmediğimizi, TMMOB’nin bu tür saldırılar karşısında bilimi ve tekniği halkımızın yararına kullanma ilkelerinden bir milim bile sapmayacağını kamuoyunun bilgisine sunarız.”
Alsancak Stadı’na ‘Portatif’ Çözüm
İzmir Gücü Spor Vakfı’nın girişimiyle İzmir Valiliği’nin önderliğinde dün İzmirli kulüp başkanları Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun da katıldığı zirvede bir araya geldi. Toplantıya İzmir Valisi Mustafa Toprak, İZVAK Başkanı Tuğrul Yemişçi, Gençlik Hizmetleri Spor İl Müdür Vekili Ahmet Toprak, Altay Başkanı Aslan Savaşan, 2.Başkan Mustafa İduğ, Göztepe 2.Başkanı Fatih Dalan ve Altınordu A.Ş temsilcileri katıldı. Karşıyaka’dan Başkanı Fatih Diniz son anda gelemeyeceğini bildirdi.
5 bin kişilik tribün
Vali Mustafa Toprak, Alsancak Stadı’nın riskli olduğunu tekrarlayarak çözüm yolları konusunda katılımcılardan bilgi aldı. Kulüp başkanları, “Alsancak Stadı’nın dayanıksız olan açık tribünü yıkılsın, yerine 5 bin kişilik portatif tribün konsun. Balkon tribüne ise hiç taraftar alınmasın. Yeni statlar yapılıncaya kadar maçlarımızı bu şekilde oynayalım. Böylece maddi ve manevi zarara uğramamış oluruz.” dediler.
Bakanlığa sorulacak
Vali Mustafa Toprak ve BŞB Başkanı Aziz Kocaoğlu, karar yetkilerinin kendilerinde olmadığını belirterek, “Bu öneri, TFF ve Spor Bakanlığı onaylarsa gerçekleşebilir. Bu konuda bizim bir söylem ve eylemde bulunmamız mümkün değil. Ancak ilgililere bu öneriyi sunabiliriz. Çıkacak karara göre üzerimize düşen görevleri yaparız.” dedi.
MHP’den Stat İçin Soru Önergesi
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu; İzmir Alsancak Stadı’nın kapatılması hakkında, TBMM’de Gençlik ve Spor Bakanı ile Çevre ve Şehircilik Bakanı’na ayrı ayrı yazılı soru önergesi verdi.
Futbol liglerinin başlamasına az bir süre kala, depreme dayanıklı olmadığı ve çökme riski taşıdığı iddialarıyla İzmir Alsancak Stadı’nın kullanımının yasaklandığını hatırlatan Tanrıkulu bu kararın stadı 2008 yılından bu yana kiralayarak işleten Altay Spor Kulübü olmak üzere, maçlarını burada oynayan Karşıyaka, Göztepe ve Altınordu Spor Kulüpleri’nin olumsuz etkilendiğine dikkat çekti.
Tanrıkulu, “Bu spor kulüplerimiz yeni sezon için saha arayışlarına girerek, yıllardır evlerinde oynadıkları müsabakaları, bundan sonra deplasmanda oynamak zorunda kalacaklardır. Nitekim Altınordu Spor Kulübü 2014-2015 maçlarını Manisa’da oynayacaktır. Alsancak Stadı için 12 yıldır gerekli önlemleri almayıp, liglerin başlamasına günler kala kapatma kararı alma kolaylığına kaçılması ve bu tarihi tesisin yerine ne yapılacağının açıklanmaması İzmir’de spor camiasında derin kuşkular ve üzüntü yaratmıştır.” dedi.
Alsancak Stadı’nın yerinin ne olarak kullanılacağının kamuoyuna açıklanmasını isteyen Tanrıkulu önergesinde şu soruları yöneltti,
“Bakanlığınız tarafından İzmir Alsancak Stadı’nın güvenliği için 2002 yılından bu yana hangi gözlemler ve tespitler yapılarak, bunların sonucunda ne gibi işlemler yapılmıştır? Stadın kapatılmasına neden olan tehlikeler nelerdir? Son rapor kamuoyu ile neden paylaşılmamaktadır? Bu tehlikelerin varlığı ilk ne zaman tespit edilmiş, stadın bu tarihe kadar kullanılmasına hangi makam tarafından neden müsaade edilmiştir? Bu sorumlular hakkında ne gibi işlem yapılacaktır? Bakanlığınız tarafından 2013-2014 futbol sezonunun bitiminden bu yana neden bakım, iyileştirme ve güçlendirme çalışmaları (bugünkü inşaat teknolojileri ile mümkünken) yapılmamıştır? Kapatma kararı sonrasında Alsancak Stadı’nın akıbeti ne olacak, bu alan içinde neler yapılacaktır? Alsancak Stadı’nın ticar? alana dönüştürülerek AVM ve Rezidans yapılması için ihaleye çıkılacağı bilgisi doğru mudur? Stadı kullanma hakkı olan Altay Spor Kulübü ile burada karşılaşmalara çıkan diğer İzmir kulüplerinin, Alsancak Stadı’nın kapatılmasından doğacak olan zararları karşılanacak mıdır? Alsancak Stadı’nın depreme dayanıklılık yönünden incelenmesi ilk olarak hangi tarihte gerçekleştirilmiş, sonucu ne olmuştur? Bu incelemenin başlaması için talep nereden gelmiştir? Futbol liglerin başlamasına kısa bir süre kala deprem riski tespit edilen Alsancak Stadı için 12 yıl neden beklenmiştir? Bu risk göz ardı edilerek, stadda müsabaka oynanmasına hangi kurum müsaade etmiştir? Sorumlular hakkında ne gibi işlemler yapılacaktır? Stad ile ilgili olarak ’müsabaka oynamaya uygun değildir’ raporunun 6 Ağustos’ta yapılan incelemeler sonucunda verildiği kamuoyuna yansımıştır. Söz konusu rapor hangi kurum tarafından, hangi gerekçe ile verilmiştir? Raporun içeriği nedir ve neden kamuoyu ile neden paylaşılmamıştır?”