Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Davut Dursun, İzmir’de düzenlenen 'Medya Hizmet Sağlayıcı Kuruluşlarının Seçim Dönemi Yayınları Bilgilendirme Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, “Partiler arasında fırsat eşitliğinin sağlanması gerekiyor. Propaganda konuşmalarının da Türkçe olması gerekiyor” dedi.
RTÜK, İzmir’de Medya Hizmet Sağlayıcı Kuruluşlarının Seçim Dönemin Yayınları’na Bilgilendirme toplantısını gerçekleştirdi. Radyo, televizyon kuruluşları, internet sitelerinin yöneticilerinin katıldığı toplantıda açılış konuşmasını yapan RTÜK Başkanı Davut Dursun, Türkiye’nin seçim dönemine girdiğini hatırlattı. Seçim dönemlerini Yüksek Seçim Kurulu’nun denetleyip, yönettiğini belirten Dursun, “Görsel ve işitsel medya seçimde ayrı bir döneme giriyor. 30 Mart 2014’te gerçekleşecek olan yerel genel seçimler üç ay öncesinden başlamak üzere 1 Ocak’ta seçim dönemi başlamıştır. Seçim dönemi görsel ve işitsel medyayı yakından ilgilendirmektedir. Yüksek Seçim Kurulu’nun 6112 sayılı yasanın 32. maddesinde seçim dönemine ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Yüksek Seçim Kurulu tarafından düzenlenen kararları medya hizmet sağlayıcıları bu ilkeler çerçevesinde izlemekte, denetlemekte ve değerlendirmektedir. Söz konusu yayın ihlallerine ilişkin raporlar Yüksek Seçim Kuruluna gönderilecek ve karara bağlanacak. Seçim dönemlerinde Yüksek Seçim Kurulu ve RTÜK işbirliği içinde yol alıyor” dedi.
Yüksek Seçim Kurulu’nun aldığı kararların RTÜK’ün web sitesinde de yeraldığını belirten Dursun, radyo ve televizyon yöneticilerinin buradan gelişmelerini takip etmesini istedi.
REKLAMIN DİLİ TÜRKÇE OLACAK
Siyasi reklamlar konusunun çok önemli olduğunun altını çizen RTÜK Başkanı Davut Dursun, “1 Ocak’tan 28 Mart akşamına kadar siyasi reklam ve aday reklamı yayınlamak mümkün. Dili Türkçe olmak zorundadır. Tarafsızlık ve gerçeklik ilkesine hükmü mecburdur. Aynı reklam kuşağında birden çok aday ve siyasi parti reklamı almak mümkün. 1 saatin 12 dakikası reklam hakkı var. Artı bir reklam süresi söz konusu değil. Siyasi reklamların dışında genel yayınların uyulması gereken hususlara gelince, tarafsızlık, gerçeklik ve doğru ilkelerin yapılması önemli. Partiler arasında fırsat eşitliğinin sağlanması gerekiyor. Propaganda konuşmalarının da Türkçe olması gerekiyor. Oy verme gününden önceki 24 saat süresine kadar programlara katılmaları ve açıklamaları mümkündür. Oy verme gününden 10 gün öncesine kadar kamuoyu araştırmalarını vermek mümkün. Söz konusu araştırmalarda künyeyi belirtmek gerekiyor" dedi.
HAPİS CEZASI YOLDA
Gıda takviyesi niteliğindeki ürünlerin hastalıkları iyileştirici özelliği olduğuna yönelik reklamlar yapan medya kuruluşları yetkililerine hapis cezası verilmesi yönünde çalışmalar yapıldığını belirten Dursun, “Özellikle geçtiğimiz iki senedir Türkiye’de görsel ve işitsel medya sektöründe özellikle belli bölgelerde gıda takviyesi ürünlerinin reklamlarının bir bakıma kontrolsüz ve deyim yerindeyse çığırından çıkan bir yapıda olduğunu biliyoruz. Belli yayın kuruluşları akşama kadar gıda takviyelerinin bir tür ilaç reklamı gibi gösteriliyor. Dünyanın hiç bir yerinde reçete ile satılan ilacın reklamı yapılamaz. Eğer bir ürün reçetesiz satılabilen bir ilaçsa bunun reklamı mümkün ve bizim yasamızda buna ilişkin açıktır. Sağlık Bakanlığı’nın reçetesiz satılan ilaçların listesini sunacak ve biz de bunun reklamı yapılır diyeceğiz. Gıda takviyesinde reklamı yapabilir. Ancak gıda takviyesi ürünü ilaç gibi göstermek ve reklamını yapmak kesinlikle mümkün değildir. Bizim temel sıkıntımız gıda takviyesine Tarım Bakanlığı onay veriyor. Üretici firma Tarım Bakanlığı’ndan lisanslıyım diye şu şu hastalıkları iyileştiriyor diyor. Bu olmaz. Cezaları üç şekilde gerçekleşiyor. Gizli reklamdan dolayı ihlal olduğunu düşünüyoruz. Reklam ve alışveriş kuşağında tanıtımı yapılıyor ve vatandaşı aldatıcı yanıltıcı reklam açısından ceza kesiyor. Üçüncüsü genel sağlığa zararlıdır diye müeyyide uyguluyoruz. Şimdi de buna ilişkin yasalaşırsa, hapis cezaları geliyor. Gıda takviyesi ürünlerinin sadece gıda takviyesi niteliğinde yayınlamalarını istiyoruz” dedi.