Böylece bonzaiden de kendini korumuş olursun...
Zira "muhafazakarlık arttıkça bonzai de artıyor" muş!.. Hürriyet gazetesi yazarı Selahattin Duman'a göre bonzai denilen ölümcül sentetik uyuşturucunun yaygınlaşmasına sebep; muhafazakarlık saikiyle alkol tüketimine getirilen sınırlamalar.
Muhafazakar hükümet ,içki sigara içilmesini zorlaştırmak için bu ürünlerden alınan vergileri artırınca parası çıkışmayanlar da çareyi ucuz ve ulaşılması kolay bonzaide buluyorlarmış.
Duman, bu teoriyi aslında başörtülü muhafazakar yazar Esra Elönü'nün adı altına konularak internette dolaşıma sokulan "Işid militanları ile seks yapan kızların cenneteki yeri garanti" biçimindeki sözden yola çıkarak üretiyor.
Sonra da uyuşturucu tedavisi görenlerin sayısının arttığına ilişkin istatistiklerle bu sıra dışı teorisini tahkim ediyor ki inanmayan kalmasın.
Elönü'nün, "bu iğrençlikle bir ilgim bulunmuyor" açıklamasından haberi olmayan Duman, bilindik müstehzi üslubuyla kadın yazarla epeyce dalgasını geçiyor...
"Böyle bir laf etmek ancak bonzai tüketmekle mümkün" demeye getiriyor. (Ucuz olsa rakı mı içecekler!)
Köşe yazarlığına başladığı dönemde gündemin peşinden gitmeyen Selahattin Duman'ı yıllarca takip etmişliğim vardır. Keskin zekası, mizahi bakış açısı ve kendine özgü üslubuna hep gıptayla baktığım bir yazarın, bahse konu ettiğim yazısındaki izan eksikliği doğrusu bende büyük hayal kırıklığına yol açtı.
Esra Elönü'ye yaptığı haksızlığa ikisi arasındaki bir mesele gözüyle bakabiliriz, konumuz bu değil. Nitekim açık yüreklilik ve samimiyetle itiraf etti yanlış yaptığını sonraki yazısında. Ki bunu yapacağını tahmin ediyordum.
Mesele, muhafazakarlık-bonzai ilişkisi kurarken Duman'ın muhakemesindeki belirgin tutarsızlık.
Her şeyden önce, Duman'ın da belirttiği gibi ucuzluğu dolayısıyla bulunması kolay olan ve tek seferde bile öldürücü etkileri ortaya çıkabilen bu sentetik uyuşturucuyu, diğer bütün faktörleri eleyip subjektif ve basit bir sebep-sonuç ilişkisiyle "muhafazakarlık artarsa, bonzai de artar" biçiminde ele almak ciddiyetle bağdaşmıyor.
Duman'ın teorisini mefhumu muhalifinden giderek kritik edecek olursak, bonzai belasıyla başa çıkmanın çaresi basit. Alkol tüketimine ve satışına getirilen kimi kısıtlamaları ortadan kaldırmak bunun için yeterli oluyor!
Halbuki bu melanete genellikle esrar, koain gibi uyuşturucuları bulamayanlar bulaşıyor. Yani rakının, votkanın muadili değil.
Ayrıca alkol ve sigara tüketimine ilişkin sınırlamalar hep benzemeye çalıştığımız batıda da muhafazakar ülkelerden pek farklı değil. Bonzai de yalnızca Türkiye'ye özgü bir bela değil.
Aynı yazıda hem toplumsal bir belayı hafife almayı, hem toplumun önemli bir kesimini zemmetmeyi, hem de kendisinin de kabul ettiği üzere baltayı taşa vurmayı başaran Duman'dan daha özenli davranmasını beklemek hakkımız olsa gerek.