İzmir İl Sağlık Müdürü Bediha Türkyılmaz, kanser haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada önemli uyarılarda bulundu. Türkyılmaz'ın açıklaması şöyle:
" Stres, sağlıksız gıda, sigara vs… ile yorgun düşmüş bedenin, bir şekilde dikkat çekme, “artık yeter bana özen göster” çığlığından başka nedir ki kanser? Plastik olanın özelliklerine dikkat edin; aynılık, yaşamsızlık, doğaya zıtlık…
Bir de doğal olanın özelliklerine bakalım; İnsanın yaşamın içindeliğini geçmişten geleceğe hisseden samimiyettir doğal olan. Hiçbir zaman bir dayatma değil, insanın seçim hakkını kullanabileceği olanaklar çeşitliliğini sunandır.
Kanser, dünyada önemli bir sağlık sorunu olup, ülkemizde de önemi gittikçe artmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tahminlerine göre dünyada her yıl 13 milyon insan kansere yakalanmakta, 7 milyon insan kanserden ölmektedir. Bir bireyin kansere yakalanmasını etkileyen faktörler; genetik; biyolojik, davranışsal ve çevresel olarak sıralanabilir.
Kanserlerin üçte biri önlenebilir, üçte biri erken yakalanabilir, geriye kalan üçte biri ise uygun tedavi ve destek tedaviden yararlanabilir. Davranışsal ve çevresel faktörlerin azaltılması ve kontrolü, kanser hastalığının oluşum risklerini azaltmaya ve seyrini değiştirmeye yönelik eylemin mihenk taşı niteliğindedir.
İzmir Halk Sağlığı Müdürlüğümüz Kanser Şubesi tarafından yapılan ve uluslararası bilim çevrelerinde de kabul gören çalışmalar sonucunda İzmir’de en sık görülen kanserlerin erkeklerde akciğer, prostat, mesane, mide, kolorektal (kalın bağırsak), kadınlarda ise meme, tiroid, kolorektal, corpus uteri (rahim),akciğer kanserleri olduğu, sigara ilişkisi yüksek olan akciğer ve mesane kanserlerinin, kanserlerin büyük bölümünü oluşturduğu saptanmıştır.
Yapılan çalışmalar, kanserin, ülkemizde gerçekleşen ölüm nedenleri içinde, kalp-damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer aldığını göstermektedir. Halkın kanser hastalığının nedenleri ve belirtileri ile hastalıktan korunma ve erken tanı konularında bilgilendirilmesi, hastalıkla mücadelede çok önemli bir rol oynar.
Bu nedenle ülkemizde her yıl, 1-7 Nisan tarihleri arasında, kanser hastalığının önemine ve kanserden korunma konusunda alınacak önlemlere vurgu yapmak amacıyla çeşitli aktiviteler düzenlenmektedir. Halk
Sağlığı Müdürlüğümüz, yalnızca kanser haftasında değil, bütün bir yıl süresince ilimizde kanserle kontrolü konusundaki çalışmalarını, şubeler, TSM ve ASM’ler olmak üzere her düzeyde sürdürmektedir. Yıl boyunca, halkın kanserden korunma ve erken tanı konusunda bilgi düzeyini ve farkındalığını artırmaya yönelik çok çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.
Kanser, korunma yolları olan bir hastalıktır. Kanserden korunma, üç aşamadan oluşur: Birincil korunma bilinen risk faktörlerinden uzak durmak yoluyla hastalığı önlemeye yöneliktir ve kanserde en etkili korunma yoludur.
Kanserlerin üçte biri bu yolla önlenebilir. Örneğin sigara içmeyerek ve içilen ortamlardan uzak durup sigara dumanından korunarak akciğer, mesane, gırtlak kanserlerinden büyük ölçüde korunabiliriz. Sigara içmemenin ve yanınızda sigara içirtmemenin dışında, beslenmenin doymuş yağlar ve kırmızı et tüketimini azaltıp, sebze ve meyve tüketimini artırarak, mutfakta balık, beyaz et ve zeytiny ağına daha çok yer verilecek şekilde düzenlenmesi, kilo kontrolü, aşırı alkolden kaçınmak, düzenli egzersiz yapmak, cinsel yolla bulaşan virüslerin neden olduğu kanserlerden korunmak amacıyla kondom gibi korunma önlemleri almak ve maden ocaklarında veya tozlu yerlerde çalışırken maske takmak da birincil korunma yöntemleri içindedir.
Birincil korumaya diğer bir örnek ise güneşten kaçınarak cilt kanserlerinden korunmadır; saat 10-16 arası güneşte kalmayarak, iş gereği güneşte kalınacaksa mutlaka şapka, güneş gözlüğü, uzun kollu giysi, güneşten koruyucu krem gibi koruyucular kullanarak cilt kanserine yakalanma riskimizi azaltabiliriz. Sigaranın öldürücü etkileri sonucunda, dünyada her yıl 4 milyon, Türkiye’de ise 110 bin kişi hayatını kaybetmektedir. Ülkemizde gerekli önlemler alınmazsa, önümüzdeki 20 yılda sigaraya bağlı nedenlerden ölen kişilerin sayısı yaklaşık 250 bine yükselecek. Ülkemizde düzenli sigara içen kişilerin %55’i 35-69 yaşları arasında ölmektedir.
Sigara içmemek kanserden korunmanın da en önemli kısmıdır. İzmir‘de en sık görülen kanserlere baktığımızda erkeklerde akciğer, mesane ve gırtlak kanserlerinin çok yüksek hızlarla başı çektiğini görmekteyiz. Bu kanserler yüksek oranlarda sigaraya bağlı olarak gelişen kanserlerdir. Kadınlarda ise bu kanserler, sigara içme salgınının daha geç başlaması nedeniyle son yıllarda artış eğilimine girmiştir.
Türkiye genelinde de durum farklı değildir. Tütün kontrolünün, akciğer kanserlerinin %93’ünü, erkeklerdeki tüm kanser olgularının ise %53’ünü önleyeceği hesaplanmıştır.
Yürütülen tütün kontrolü programları sayesinde bugün ABD, İngiltere, İskoçya, İtalya ve Lüksemburg ve diğer pek çok gelişmiş ülkede başta akciğer kanser olmak üzere bütün sigara nedenli kanserlerin görülüşü ve bu kanserlere bağlı ölümler azalmıştır.
Ülkemizde de 1996 yılında yürürlüğe giren 4207 sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun ve Mayıs 2008’de yürürlüğe girip bu kanunda düzeltmeler yapan 5727 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun çerçevesinde yapılan başarılı çalışmalar ile sigaranın ve zararlarının önlenmesi yolunda çok önemli adımlar atılmıştır. İzmir ilinde, tütün kontrolüne yönelik olarak Halk Sağlığı Müdürlüğümüz önderliğinde yürütülen başarılı çalışmalar özellikle dikkat çekmektedir. Kanser olgularının önemli bir bölümü çevresel etkenlere bağlıdır.
Bu etkenler arasında da beslenme önemli bir yer tutar. Kadınlar ve erkeklerde görülen kanser olgularının %35’i beslenmeye bağlıdır.
Obez kişilerde, kanser riski iki kat daha fazladır. Kanserden korunmada hayvansal yağ tüketiminin azaltılması, az yağlı, bol lifli beslenme alışkanlığının benimsenmesi, kepek, yulaf gibi liften zengin besinlerin tercih edilmesi, bol miktarda sebze-meyve tüketilmesi, kırmızı et yerine tavuk, balık veya kuru baklagillerin yenilmesi oldukça önemlidir.
Yağsız beslenmeye özen gösterilmeli, yiyecekler kızartma yöntemi yerine haşlanmalı veya buharda pişirilmeli, kimyasal koruyuculu hazır yiyecekler yerine doğal besinler tercih edilmelidir. Düzenli olarak süt veya süt ürünlerinin tüketilmesi, mangal gibi ateşte pişirme yönteminin tercih edilmemesi, beslenme konusunda kanser hastalığından korunmak için alınabilecek kolay önlemlerdir. Özellikle çocukların evde ve okulda doğru beslenmesine önem verilmelidir.
Yine Halk Sağlığı Müdürlüğümüz, ilimizde obesite kontrolü ve fiziksel aktivitenin artırılmasına yönelik programlar başlatmış ve sürdürmektedir. Kanserle mücadelede, güvenli su kullanımı, hava kirliliği ve radyasyondan korunma da önemli yer tutar. Kanserlerin üçte biri ise ikincil korunmayla, yani erken tanı ile kontrol edilebilmekte ve kanser ölümleri azaltılabilmektedir. Meme, kalın bağırsak ve rahim boynu kanserleri şikayetsiz erken tanının, yani hayat kurtarmanın mümkün olduğu kanserlerdir. Bunun için uygun tanı yöntemleri belirli aralıklarla sağlıklı bireylere uygulanarak toplum taramaları yapılır.Ulusal tarama standartlarına bağlı olarak meme,kolorektal ve serviks kanserleri taramaları yapılmakta ve toplumun kanserler konusundaki farkındalığı arttırılmaya çalışılmaktadır.
İlimizde tarama çalışmaları Toplum Sağlığı Merkezleri koordinasyonunda Aile Hekimleri ve Konak TSM’ye bağlı Konak KETEM (Kanser Erken tanı Tarama ve Eğitim Merkezi) tarafından yürütülmektedir. Üçüncül koruma ise hastalığın tanı alır almaz uygun tedavisinin yapılması ve hastanın yan tedavi ve önlemlerle desteklenerek yaşam kalitesinin yükseltilmesidir.
Cerrahi, radyoterapi, kemoterapi, hormonoterapi, immünoterapi kanser hastalarında uygulanan başlıca tedavi yöntemleridir. İlimizde, kanser hastalarının yaşam kalitesini artırmaya yönelik olarak palyatif bakım hizmetlerinin geliştirilmesi ise bir diğer öncelikli konumuzdur. Palyatif Bakım; Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tüm ülkeler için palyatif bakım hizmetlerinin geliştirilmesini öngörmektedir. DSÖ’nün palyatif bakımla ilgili yaptığı tanımlama, “Yaşamı tehdit eden hastalığa bağlı olarak ortaya çıkan problemlerle karşılaşan hasta ve ailede; ağrının ve diğer problemlerin, erken tanılama ve kusursuz bir değerlendirme ile fiziksel, psikososyal ve spiritüel gereksinimlerin karşılanması yoluyla acı çekmenin önlenmesi ve hafifletilmesine yönelik uygulamaların yer aldığı ve yaşam kalitesini geliştirmenin amaçlandığı bir yaklaşım"dır (DSÖ, 2006).
Palyatif bakımda amaç hastaların günlerine yaşam katmak ve saygın ölümdür. Palyatif bakım kanser ile mücadelenin en önemli yapı taşı ve kanser tedavisinin olmazsa olmazıdır. Palyatif bakım terminal dönem hasta bakımı gibi algılansa ve palyatif bakım hizmeti için başvuran hastaların büyük bir bölümü kanserli hastalar olsa da (% 90); bunun dışında diğer kronik hastalığı olanlar da (Alzheimer, felçli hastalar, diyabetikler gibi) palyatif bakım hizmetine gereksinim duyabilir. Palyatif bakım sadece hastalara yönelik değildir; aynı zaman da verilen hizmetler hastaların ailesini de içerir. Kabullenme, bilgilenme ve yas ile mücadele palyatif bakımın önemli parçalarındandır.
Hasta ve yakınlarının tüm sorunlarını toplu olarak değerlendirir ve çözüme kavuşturmayı hedefler. Esas amaç, hastaların yaşam kalitelerini artırmak ve terminal döneme giren olguları ölüme daha rahat ve huzurlu bir şekilde ulaşmalarını sağlamaktır. Palyatif bakım ile ilgili Sağlık Bakanlığı çalışmalar yürütmektedir.
Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Kanser Daire Başkanlığı tarafından ülkemizdeki mevcut durum değerlendirilerek Palya - Türk adında bir proje hazırlanmıştır. İzmir ilinde palyatif bakım gereksinimi olan hastaların yaşamlarının bu döneminde yaşam kalitelerini arttırma ve semptom yönetimi amaçlı İl Sağlık Müdürlüğü başkanlığında İl Halk Sağlığı Müdürlüğü, İzmir Kamu Hastaneler Birliği Kuzey ve Güney Sekreterlikleri, Üniversiteler, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü, İl Milli Eğitim Müdürlüğü Hayat Boyu Öğrenme Şube Müdürlüğü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğü, İl Müftülüğü, İŞKUR, Yerel yönetimler ve Sivil Toplum Kuruluşlarından oluşan mültisektörel ve interdisipliner bir yapı oluşturulmuştur. İzmir’de palyatif bakım gereksinimi olan hastalara yönelik hizmet sunum hazırlıkları devam etmektedir.
Hastalık Yok, Hasta Var
Kanser hastalarına bir mesajım var. Hastalık yok hasta var. Lütfen teşhisin altında ezilmeyin. Bu gün kanser bir teşhisten daha çok izlememiz gereken yol için uyarı. Olumsuz konuşmalardan etkilenmeyin. Kendinizi köşeye sıkışmış gibi hissetmeyin. Yaşam öyle büyük ki kim köşeye sıkışabilir?"