Karşıyaka Belediyesi tarafından düzenlenen ve barış temalı onlarca kültür, sanat, spor etkinliğine ev sahipliği yapan Uluslararası Karşıyaka Festivali “Türkiye ve Barış” konulu panelle son buldu.
Herkül Millas, Mario Levi, AGOS Gazetesi Yazarı Pakrat Estukyan, Doç. Dr. Ahmet Yıldırım ve Yrd. Doç. Dr. Ahmet Kasım Han’ın konuşmacı olarak katıldığı panelde 'barış' mesajları verildi.
“HER NEFESTE BARIŞI KUCAKLAYACAĞIZ”
Karşıyaka Nikah Sarayı’nda gerçekleşen etkinliğin moderatörlüğünü Yrd. Doç. Dr. Nazmi Üste yaptı. Açılış konuşmasını yapan Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, “Savaşların olmadığı, çocukların, kadınların, sivil halkın ölmediği bir dünya yaratmak zor değil. Aldığımız her nefeste, attığımız her adımda barışı kucaklayacağız” dedi.
“FARKLI OLANI KABULLENMELİYİZ”
Türkiye ve yakın coğrafyada yaşanan olayların konu edildiği panelde ilk sözü ünlü yazar Mario Levi aldı. Barış için; insanların, kendilerinden farklı olanları kabullenmesi gerektiğini belirten Levi “Barış için önce kendimizle savaş vermemiz lazım. Bizden farklı olanı kabullenmekte ne kadar başarılı olabilirsek, barışa o kadar kolay ulaşırız. Kendi içimize hapsolmadan kabuğumuzu kırmalı ve birbirimizi anlamaya çalışmalıyız. Başarmak için zamana ihtiyacımız var ama önemli olan niyetimiz” dedi.
“BARIŞ DİLİNİ KULLANIN”
Ünlü yazar Herkül Millas ise barışı sağlamak için savaş dilinden uzaklaşmak gerektiğini dile getirdi. Milas “Barış, inandırıcılığını kaybeden bir kelime haline geldi. Barışı anlamak için aslında savaşı anlamak gerekir. Umudumuz yeni kuşaklarda. Dilimizden ve kültürümüzden, savaşı kavgayı çağrıştıran kelimeleri çıkartmalıyız. Bunu yapabilirsek çocuklarımıza barış sevgisini aşılayabiliriz” diye konuştu.
“BARIŞ EKMEK KADAR ÖNEMLİ”
Barışın sağlanması için insanların önce kendileriyle sonra da çevreleriyle barışması gerektiğini belirten AGOS Gazetesi Yazarı Pakrat Estukyan da barışın en temel ihtiyaç olduğunu ve son dönemde barışa daha çok özlem duyulduğunu söyledi. Estukyan “Barış, ekmek kadar, aş kadar ihtiyaç duyduğumuz bir şeydir. Barış; kendisiyle ve birbirleriyle barışık insanların inşa edebileceği bir olgudur. Savaş dilinden uzaklaşmalı, barışın dilinden konuşmalıyız. Çocuklarımıza, sokaklarımıza verdiğimiz isimlerde bile barışı konu almalıyız” dedi.
“ALT KİMLİKLER BARIŞA ENGEL OLAMAZ”
Toplumsal barışın sağlanmasında etnik ve dini kimliklerin önemli olmadığını savunan Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Yıldırım da “Barış herkes için iyidir. Ne zaman ki ast üst ilişkileri ortaya çıkmaya başladı, biz barışa hasret kaldık. Güçlü devletlerin kendi aralarındaki anlaşmaları bize barışı sağlamaz. Halkların barışı sağlandığında gerçek barışın ortaya çıkacağını düşünüyorum. Din, mezhep ya da etnik kimliklerimiz demokrat yapımızın önüne geçmemeli. Bu farkları ortadan kaldırabilirsek toplumsal barışı sağlarız. Bir insanın bağlı olduğu etnik kimlik ya da inanışları; çağdaş, laik, özgürlükçü yapısından daha kıymetli olamaz” diye konuştu.
“BİRBİRİMİZİ ANLAMALIYIZ”
Panelde konuşan Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Kasım Han ise barışa yönelik kelimelerin içlerinin boşaldığını, bu konuda hassasiyet gösterilmesi gerektiğini belirtti. Han “İzmir’in ve Karşıyaka’nın böylesi bir etkinlikle barışa sahip çıkmasını önemsiyorum. Barış, hak ve adalet olmadan var edilemez. Şu anda asıl sorun, bu iki kelimenin de anlamını yitirmiş olmasıdır. Kalıcı barış için, karşımızdakini anlamak zorundayız. Anlamak bir ahlaktır. Adaletsizlik ve ahlaksızlık sarmalı içinde neredeyse cinnet haline doğru gidiyoruz. Bizim terapimiz, birbirimizi anlamaktan geçiyor” dedi.