Suriye’den kaçarak Türkiye’ye kalıcı olarak yerleşen mülteci sayısı 2,2 milyona ulaştı. Yaşar Üniversitesi İİBF Dekanı ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aylin Güney, önlenemeyen mülteci krizinde Avrupa’ya olan akını kontrol altına almak için Türkiye ile işbirliği yolunu seçen Avrupa Birliği’nin (AB) ‘vizesiz seyahat’, ‘3 milyar Euro yardım’ gibi taahhütlerini değerlendirdi. Prof. Dr. Güney, “Son gelişmelerle birlikte mülteci krizinde AB ve Türkiye’nin birbirlerine bağımlı iki aktör oldukları belirgin bir şekilde ortaya çıktı. Türkiye’nin AB ile ilişkilerinde 2016’yı fırsat yılına çevirmesi mümkün gözüküyor. Ancak, Türkiye-AB Gümrük Birliği Anlaşması imzalandığında veya müzakereler açıldığında yapılan hatalar tekrarlanmamalı, sanki tam üyelik süreci tamamlanmış gibi düşünülmemeli ve bu kez daha sağduyulu ve soğukkanlı davranılmalı.” uyarısında bulundu.
TÜRKİYE KOŞULLARI SAĞLAYABİLECEK Mİ ENDİŞESİ
Avrupa Komisyonu tarafından Avrupa Birliği çalışmaları konusunda uzmanlaşmış akademisyenlere verilen Jean Monnet Kürsü Başkanlığı bulunan Prof. Dr. Aylin Güney, bu yıl Routledge Yayınevi tarafından yayımlanan The Europeanization of Turkish Public Policies (Türk Kamu Politikalarının Avrupalılaşması) ve The Europeanization of Turkey (Türkiye'nin Avrupalılaşması) başlıklı kitapların editörlüğünü de üstlendi. AB’den Türkiye’ye sunulan ‘vize serbestisi’ teklifinin garantiye bağlanmış bir anlaşma maddesi olmadığına dikkat çeken AB uzmanı akademisyen, “Vize serbestisi garantiye bağlanmış bir madde olarak sunulmadı. Hayata geçebilmesi için bazı ciddi koşullar söz konusu ve bu koşulların karşılanıp karşılanamayacağına dair hem Türkiye’de hem de AB’de çeşitli çevrelerde endişeler var. AB 2016 Ekim’ine kadar olan süreci üç İlerleme Raporu ile takip edecek. Ancak Haziran 2016’da Geri Kabul Anlaşması’nın tam anlamıyla hayata geçmesinden ve “Vize Yol Haritası”ndaki koşulların Türkiye tarafından karşılanması sonrasında son raporunu verecek. Dolayısıyla, vize serbestisinin gerçekleşebilmesi için Türkiye’nin, 2016 sonbaharına kadar AB’nin beklediği reformlarla ilgili çok ciddi adımlar atması gerekiyor” dedi.
AB, TÜRKİYE’YE YEŞİL IŞIK YAKTI
Yaşanan son gelişmelerle birlikte AB’nin mülteci krizini Türkiye’nin desteği olmadan çözemeyeceğine kanaat getirdiğini belirten Prof. Dr. Aylin Güney, şu bilgileri verdi: “AB, Türkiye olmadan mülteci krizini çözemeyeceğini anlamış durumda. Bu aslında Türkiye’nin AB üyeliğine giden yolda olumlu bir gelişme. 2007 yılından bu yana ilerleme gösteremeyen hatta rafa kalkmış gibi duran AB-Türkiye ilişkileri için yeni bir dönem başlıyor. AB’nin her ne kadar eleştirilecek politikaları olsa da şu anda Türkiye’ye yeşil ışık yakmış durumda. Türkiye’nin doğru politikalar ve yapılması beklenen reformlarla 2016 yılını fırsat yılına çevirmesi mümkün gözüküyor.”
RUSYA’YI DENKLEMİN DIŞINDA TUTAMAYIZ
“Türkiye artık dış politikasının önceliklerini yeniden gözden geçirmeli. Son 8 yıldır AB’nin gündemden düşmesiyle eşzamanlı bir şekilde ön plana çıkan Ortadoğu politikamız nedeniyle çeşitli ciddi sorunlar yaşadık. Uluslararası ilişkiler her zaman hızla çok farklı yönlere kayabildiği bu hassas dönemde Türkiye’nin yeniden dış politika denklemine giren AB’ye karşı, öte yandan da Ortadoğu’da öteden beri var olan ancak bizim sanki yeni gibi algıladığımız Rusya’ya karşı daha sağduyulu ve tutarlı politikaların uygulanması gerekir. Türkiye, Suriye krizi başladığından bu yana Rusya’yı bu denklemin dışında tutabileceğini düşündü. Ancak bu çok yanlış bir tutum oldu.”
3 MİLYAR EURO’LUK DESTEK YANLIŞ BİR POLİTİKA
Türkiye’nin, Suriyeliler için bugüne kadar 8 milyar dolara yakın harcama gerçekleştirdiğini hatırlatan Aylin Güney, AB’nin Türkiye’ye sunduğu 3 milyar Euroluk sığınmacı desteğinin yanlış bir politika olduğunu söyledi. Prof. Dr. Güney, “İnsani bir meseleyi mali destek konusuna bağlamak AB açısından yanlış bir duruş ve politika oldu. Türkiye’ye aktarılacak 3 milyar Euro ise Türkiye AB’nin öne sürdüğü koşulları yerine getirdikçe, parça parça aktarılacak. Dolayısıyla, hem mali yardımı hem de vize serbestisini otomatik bir adım olarak görmek çok yanlış olur. Daha önce Gümrük Birliği ve Müzakerelerin açıldığı dönemlerde yaşadığımız aşırı iyimserlik havasını tekrarlamamalı, gerçekçi ve temkinli politikalarla bu süreci götürebilmeliyiz.” dedi.
RAKAMLARLA SURİYELİ MÜLTECİLER
-Türkiye’de kayıtlı 2,2 milyon Suriyeli var. Yüzde 54’ü 18 yaşın altıdaki çocuk ve gençlerden oluşuyor.
-4 yıl içinde 200 bin Suriyeli çocuk dünyaya geldi.
-Suriyeliler için 7,6 milyon dolar harcandı.