Başbakan Recep Tayyip Erdoğan eşi Emine Erdoğan ve Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanı Taner Yıldız ile Kastamonu’da bir parkta gezerek çocukları sevdi.
Kastamonu Havalimanı’nın açılışını yaptıktan sonra geldiği Kastamonu Valiliğinde yaklaşık 2 saat dinlendikten sonra Valiliğin önünde parkta gezinti yaptı. Vatandaşların yoğun sevgisi ile eşi Emine Erdoğan ve Enerji Bakanı Taner Yıldız ile birlikte Valiliğin önünde bulunan Cumhuriyet parkında iftar öncesi gezerek bir bank oturup çocukları sevdi. Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte parkta bulunan Atatürk ve şehit Şerife Bacı Anıtı önünde hatıra fotoğraf çektirdi.
******
Kastamonu'da Gazi Stadı’nda gerçekleştirilen iftar programına katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, iftar yemeği sonrasında katılımcılara seslendi. Açılış konuşmasında iftarını yoklukla açan Myammar, Mısır, Suriye ve Filistin halkına seslenen Erdoğan, “Bu güzel Ramazan akşamında böyle bir iftar programında sizleri en kalbi duygularla selamlıyorum. Kardeşliğin, dostluğun, muhabbetin, hanelerimizi doldurduğu bu mübarek ayın ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesine temenni ediyorum. Rabbim iftarına yokluğu, acıyı katık eden Myammarlı, Mısırlı, Suriyeli, Filistinli bu sıkıntıları yaşayan kardeşlerimizin sabırlarını arttırsın. Bizim inancımız bunu gerektirir. Bizim kültürümüz zayıfın, ezilenin, mazlumun, mağdurun, hakkı elinden alınanın yanında olmaktır” şeklinde konuştu.
“HİÇ KİMSENİN HUKUKUNA KARIŞMAYIZ”
AK Parti’nin kurulduğundan bu yana kardeşliğin güç kazanmasını temel politika olarak benimsediklerini belirten Başbakan Erdoğan şöyle devam etti:
“Biz hiç kimsenin hukukuna karışmayız. Ama biz ezilenlerin adeta dili oluyoruz. Bir kere şu temel ilkeyi her daim hatırımızda bulundurmamız gerekiyor. Kendin için istediğini diğer kardeşin için de isteyeceksin. Komşun için de isteyeceksin. Kendisi için istediğini, kardeşi ve komşusu için de istemeyen o isteğine kavuşamaz ve gerçek Müslüman da olamaz. Filistin’e ne kadar, Suriye, Mısır ve Myammarla neden bu kadar ilgilisiniz diyorlar. Dünya mazlumlarıyla ilgilenmek size mi düştü. Diyorlar. Biz onlara o temel ilkeyi hatırlatacağız. Komşun, kardeşin zordaysa sen huzur, refah, güven içinde olamazsın. Gözünü kapatarak, kulağını tıkayarak, sınırlarına duvarlar öremezsin. Kardeş dediğin elindekini bölüştürür. Kalbindekini paylaştırır. Kardeşini kendisine eş tutan, elindeki somunu yoksulla paylaşmayan yarın o somunu da bulamaz. Biz paylaşarak büyüyen bir milletiz, ekmeğini de sevincini de tasasını da paylaştıkça büyümüş, bu seviyelere ulaşmış bir milletiz. Tarihimizin ve ecdadımızın bize yüklediği mesuliyetten hareket ederek hem içeride hem de dışarıda hakkı ve adaleti egemen kılan bir milletin ta kendisisiyiz. İnsan sadece aklıyla değil, kalbiyle de düşünebilen vicdanıyla da düşünebilen düşünmesi gereken vicdanına kulak vermesi gereken bir varlıktır. İnsan ancak bu şekilde yaradılışların en şereflisi olabilir. Biz onların çağrısını da ortaya koymak öyle adım atmak durumundayız.”
“SÜREKLİ ENGELLEMELERLE KARŞILAŞTIK”
Terörün sona ermesi, milli birlik ve kardeşlikle milletin daha da yakınlaşmasını hedeflediklerini fakat sürekli engellemelerle karşılaştıklarını belirten Başbakan Erdoğan, “AK Parti olarak kurulduğumuz andan itibaren kardeşliğin güç kazanmasını temel bir politika olarak benimsedik. Özellikle içeride terörün sona ermesi, milli birlik ve kardeşliğimizin bizi daha da yakınlaştırması öncelikli hedefimiz oldu. Sürekli engellemelerle karşılaştık. Çeşitli sabotajlarla karşılaştık. Milli birlik ve kardeşlik projesi dedik karşımıza çıktılar. Milli birlik diyoruz, bundan daha güzel ne olabilir. Ayrılık mı diyecektik, birlik diyoruz. Kardeşlik, bundan daha güzel ne olabilir. Biz kardeşlik istiyoruz, ama birileri istemiyor. Biz hiç taviz vermedik. Geri adım atmadık, bundan sonra da atmayacağız. Bizim derdimiz şu, Kastamonu’daki kardeşimin sofrasındaki ekmeği büyüttük mü bizim derdimiz odur” diye konuştu.
“FAİZ LOBİSİ HEDEFLEDİKLERİ PARAYI ALAMADI”
Faiz Lobisi’nin hedeflediği 642 milyar TL’yi alamadığı için çıldırdığını öne süren Başbakan Erdoğan, “İddia ile söylüyorum, söylemeye devam edeceğiz hesabını ona göre yapsın benim Kastamonulu kardeşim. 10 yıl önce benim cebimdeki paranın satın alma gücü neydi. Maaşımla ne kadar ekmek, yumurta alıyordum. Hesabını yapsın çıksın karşımıza. Hesap ortadadır. Benim milletim, yüzde 63 faiz öderken şimdi 6-7-8 buralarda dolaşıyoruz. Kimin cebinden çıkıyordu bu paralar. Köylümün, işçimin memurun cebinden çıkıyordu. Ama şimdi bunlar sizin cebinizde kalıyor. Niye faiz lobisi hop oturup hop kalkıyor. Çünkü ceplerine girecek olan para artık ceplerine girmiyor. Bu süreçte 642 milyar onlar almayı hedeflemişlerdi. Am a o parayı alamadılar. O para benim milletimin cebinde kaldı. Yatırımlarda kaldı. Onları çıldırtan bu” dedi.
“SÜREÇ SABOTE EDİLMEZSE ACI HABERLER SON BULUYOR”
Demokrasinin standartlarını da yükseğe çektiklerini belirten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Demokrasinin standartlarını da yükseğe çekiyoruz. Çok ilginçtir, Mayıs ayı o kadar önemli bir ayken ve mayıs ayında bir gezi olayının çıkmasının manidardır. Niye çıkardılar bu olayı, huzurlu olan bu toplumu niçin huzursuz hale getirdiler. Bakın bizim gençliğimiz çok açık net söylüyorum. Hiçbir zaman şiddete bulaşmamıştır, bulaşmaz. AK Parti iktidarı gençliğe hiçbir zaman eline Molotof kokteylini vermez. Çünkü biz şiddete karşıyız, karşı olacağız, karşı duracağız. Bu suçtur. Yargıtay’ın vermiş olduğu kararla da suçtur. Aynı şekilde tencere tava, o da suçtur. Kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yoktur. Vatandaş kendi apartmanında tencere tava mı çalıyor. Bunu yapamaz. Bu özgürlük değildir. Başkalarının özgürlük hakkına girmektir. İnşallah bu ülkede Molotoflu gençlerin karşısında bilgisayarlı gençler olarak siz geleceği inşa edeceksiniz. Allah’a hamdolsun 7 aydır Türkiye’de terör nedeniyle acı haber gelmiyor. Dağlarımızdan acı haber gelmiyor. Ocaklara yeni ateşler düşmüyor. Nasıl yapıyorsunuz, sonra ne olacak dediler. Biz bu işi Anayasa ve milletimizle yapıyoruz. Her şeyden önce bu ülkede inşallah kan duruyor. Acı haberler son buluyor. Gözyaşları diniyor. Eğer bu süreç sabote edilmezse. Millet düşmanları tarafından engellenmezse, silahsız bir ortamda biz her meseleyi suhuletle çözüme kavuştururuz.”
Başbakan Erdoğan, konuşmasının sonunda ise 29 Temmuz 2013 tarihinden itibaren uçuş süresini dört günden her güne çıkarılacağını sözlerine ekledi.