MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Görülen Ergenekon Davası kapsamında verilen cezalar ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı.
Bahçeli'nin açıklaması şöyle:
" İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon Darbe Davası'yla ilgili karar bugün itibariyle açıklanmıştır. Böylelikle 12 Haziran 2007 tarihinde başlayan söz konusu dava süreci ciddi sayılabilecek bir rötar, uzun ve sancılı bir seyirden sonra sonuca ulaşmıştır. Ergenekon Davası'nda 66'sı tutuklu olmak üzere 275 sanık yargılanmıştır. İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği cezalar hiç şüphesiz milli vicdanları kanatmış, adalet ve hukuk ilkeleriyle bağdaşmamıştır.
Elbette hukuka saygı ve bağlılık herkes için, özellikle de hukuk insanları için esas olmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi hukukun üstünlüğüne her zaman riayet göstermiş ve bu tavrından da hiçbir şart altında ödün vermemiştir. Ancak İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi'nin yağmur gibi yağdırdığı cezaları sırf hukuka saygı adına hoş görmek, makul bulmak ve adaletle ilişkilendirmek nafile çaba olmanın ötesinde ahlaken de doğru sayılamayacaktır. Nitekim adalet bugün bir kez daha hançerlenmiş, tarafgir, sübjektif, önyargılı bakış bir kez daha kazanmıştır.
Türk Silahlı Kuvvetleri açıklanan mahkeme kararlarıyla çok tehlikeli şekilde hırpalanmış, suçlanmış, aşağılanmış ve daha da kötüsü saygınlığıyla oynanmıştır. Bilhassa Genelkurmay Başkanlığı yapmış ve Türk ordusunun en tepesinde bulunma fırsat ve unvanını elde etmiş değerli şahsiyetlerin; “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılmaları tam bir hukuk cinayeti olmuştur.
Darbecileri ve darbe heveslilerini tam olarak kavrayacak ve tefrik edecek sorumluluk ve duyarlılık göstermeyenlerin, önüne gelene bol keseden ceza verme konusunda aşırı meraklı olmaları hem insanlıkla hem de adaletin ruhuyla taban tabana ters düşmüştür.
Ne üzücüdür ki, Türkiye Cumhuriyeti'ne kast eden, bölmek ve yıkmak için harıl harıl provokasyonlarını sürdüren kanlı örgüt dışarıda ve güvendeyken, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ömrünü verenler ne idüğü belirsiz sanal bir örgüt üyesi ve yöneticisi olarak tanımlanmıştır. Bu sonucun aynı zamanda siyasallaşan ve skandallarla çalkalanan hukukun eseri olduğu kuşkusuzdur. Her şey bir yana, PKK'lı elebaşların tanık olarak dinlendiği, karartılmış delilerin kullanıldığı, belge ve bilgilerin tahrif edildiği bir dava sürecinin milli vicdanlarda karşılık bulması ve onay görmesi eşyanın tabiatına aykırı olacaktır. Ergenekon Davası'nda verilen karardan sonra şimdi sırayı Yargıtay'daki temyiz safhası almıştır.
Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi'nce takdir ve tespit edilen anormal cezaların mutlaka tamirinin şart olduğuna ve adaletin bir nebze de olsa bu şekilde tesis edileceğine inanmaktadır. Adaletsizlik giderilmez ve objektif esaslara göre hareket edilmezse Türkiye'nin sosyal ve siyasal yapısı kördüğüm olmaktan ve her tarafa sirayet etmiş kaostan kurtulamayacaktır. Bu itibarla hiç kimse 'ben yaptım oldu' kolaycılığıyla hareket etmemeli ve Türk milletinin varlığını riske sokacak teşebbüs, icraat ve hükümlerde bulunmamalıdır."