CHP Genel Başkanı ve beraberindeki heyetin, ABD'deki temasları sırasında Fethullah Gülen Cemaati'nin ABD'deki çatı örgütlerinden Türk Amerikan Birliği (TAA) temsilcileriyle TAA'nın ofisinde buluşup ve birlikte kahvaltı etmelerinin yankıları sürüyor.
Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, "Sabahki kahvaltı konusunda, ciddi rahatsızlık duyacaklar olacak muhakkak. Bunu kimseden gizlemedik, bunun yapılacağını açıkça söyledik. Gittiğimiz yer Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının kurumu ve kuruluşu. Faaliyetleri hakkında farklı değerlendirmeleriniz olabilir. CHP herkesin partisi ise, biz bütün vatandaşlarımıza erişmek ve ulaşmak durumundayız. Nasıl diğer Türk kuruluşları ile görüşüyorsak, bunlarla da görüştük. Bu ilkesel bir durum, ilkesel bir duruş' diye konuştu.
"RAHATSIZ OLANLAR OLACAKTIR"
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyetin temaslarına yönelik Osman Korutürk ile birlikte gazetecilere bilgi veren Faruk Loğoğlu, "Bu durum CHP seçmeninde rahatsızlık yaratır mı?" sorusuna "Mutlaka olacaktır ama neticede doğru, kucaklayıcı, birleştirici bir tavır olduğunu kabullenmemiz lazım" yanıtını verdi. Loğoğlu, vatandaşların bir bölümünü "Sen söyle düşünüyorsun", "Sen kötü düşünüyorsun" diye dışlayarak gitmenin doğru olmadığını anlatarak, şöyle dedi:
"Yani biz oraya gidince onların görüşlerine tabi olduk, onların görüşlerini benimsedik gibi bir anlam yok. Bir siyasi partinin kapıları herkese açık olmalı. Bu ziyaret Genel Başkan olduğu için daha fazla ilgi görmüş olabilir."
Loğoğlu, "Cemaat kuruluşlarının CHP adına lobicilik yapıp yapmayacakları mesajını aldınız mı?" sorusuna ise, "Hayır. Aksini de almadık. Öyle bir şey yapacaklarına ilişkin bir imada bulunmadılar. Yalnız şunu bilin; bunlar Türkiye'ye de bir sürü heyet getiriyor. Kongre mensupları, senatör veya başka görevliler. Biz de genelde çeşitli noktalarda bunları kabul ediyoruz. Bu erişim yöntemine baktığımızda 'Bu Gülen Hareketi', 'Bu şu etnik grup, bu şu mezhep' şeklinde bakamıyoruz, bakmıyoruz" diyerek yanıtladı.
CHP ile ilgili haberlerin Türkiye'de görsel ve yazılı medyada yer almadığını ya da çok az yer aldığını savunan Loğoğlu, şöyle konuştu:
"Onun için bizim mümkün olduğu kadar radar ekranımıza kim giriyorsa, onlara bizim sıkıntılarımız, beklentilerimizi, görüşlerimizi anlatmamız lazım. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, oy hakkı ve özgür iradeleri olan insanlar."
ABD'deki temaslar sırasında Kılıçdaroğlu'nun, Washington Post gazetesinde 45 dakikalık bir görüşme yaptığını da belirten Loğoğlu, şöyle devam etti:
"Bana göre bu ziyaretin en güzel anlarından biriydi. İki nedenle, bir sürpriz nedenle bir de görüşmenin seyri bakımından. Birçok soru sordular. Genel Başkan benim gördüğüm en iyi performanslarından birini verdi. Her soruya kısa, net, ama cepheden cevap verdi, iç politika ve dış politikada. Esas Jackson Deiehl ile görüşülecekti. İki dakika sonra David Ignatios geldi."
Türk kamuoyunda "Davos'ta Başbakan Erdoğan'ı kızdıran moderatör" olarak bilinen Ignatios'un da çok soru sorduğunu belirten Loğoğlu, "Akla gelebilecek bütün iç ve dış konularda, Suriye, İsrail, Gezi Parkı, ekonomi konularında sorular sordular. Füze konusu hiç gündeme gelmedi, şu saat itibari ile hiçbir yerde gündeme gelmedi. Basın özgürlüğü, hapisteki gazeteciler konuları gündeme geldi' dedi.
Osman Korutürk, görüşmede tutuklu milletvekilleri konusunu da kendilerinin açtıklarını söyledi. Temsilciler Meclisi Çoğunluk Lideri Eric Cantor ile görüşmeye sürpriz bir şekilde Dışişleri Başkanı Komitesi Başkanı Ed Royce'un da katıldığını anlatan Loğoğlu, "Royce, Türkiye'nin dış politikasına ilişkin kaygıları olduğunu dile getirdi. İsrail konusunu Cantor sordu. Türkiye'nin önemli bir müttefik olduğunu belirttiler. Gezi Parkı ile ilgili Eric Cantor soru sordu, Royce azınlık hakları bağlamındaki durum ve gelişmeleri sordu ve İran konusunu gündeme getirdiler" dedi.
Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu'nun verdiği yapıtlar içerisinde CHP'nin ne yapmak istediğini anlatırken neye karşı oldukları, neden rahatsızlık duyduklarını 2-3 kelimeyle belirtmesi gerektiğini ifade ederken, "Bu bağlamda Cantor da Royce da kaygılarımızın ortak noktalar üzerinde olduğunu belirttiler. Her ikisi de Genel Başkanı görmekten çok memnun olduklarını, bunun çok önemli bir ziyaret olduğunu belirttiler" dedi.
CHP'li Faruk Loğoğlu, Demokrat Partili Milletvekilleri Steve Cohen'in de Gezi Parkı ile ilgili sorular sorduğunu ve hükümetin antisemitik söylemlerinden duyduğu rahatsızlığı dile getirdiğini belirtirken, "Devam eden mahkemeler, özellikle tutuklu olan generallerin durumunu sorguladı. Türkiye'deki insan hakları planındaki durumu sordu. Atatürk'ün temsil ettiği Türkiye Cumhuriyeti duruşuna duyduğu saygıyı, sevgi, hayranlığı ve takdirini belirtti' dedi.
ABD'de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yöneltilen soruların başta Gezi Parkı, İsrail ile olan ilişkiler, yargı bağımsızlığı, basın özgürlüğü, Koç Grubu'na yöneltilen baskılar, seçimler, iç ve dış politikalar konusunda yoğunlaştığını anlatan Loğoğlu, şöyle devam etti:
"Buraya gelen hükümet yetkililerinin, örneğin Davutoğlu'nun Gezi Parkı konusunda olan ifadelerinin inanılmasının güç olduğunu söylüyorlar. Buraya geldiklerinde, 'Biz Gezi Parkı'na olumlu bakıyoruz, Gezi Parkı'na katılanlara iyi muamele ettik' şeklinde ifadeler kullanıyorlarmış. Biz de bu olaylarda 6 kişinin öldüğünü, 12 kişinin gözünü kaybettiğini, 7 yaralı olduğunu binlerce kişinin de hala tutuklu ve mahkemelerde sürünmekte olduğunu belirtmek durumunda kalıyoruz."
Loğoğlu, CHP Genel Başkanı'nın Washington ziyaretinin, görüştükleri Amerikalı yetkililerde bir rahat nefes alma etkisi yarattığını gözlediğini belirtti. Loğoğlu, 'Türkiye'nin sadece AKP'den ibaret olmadığını, bugüne kadar sadece AKP'nin alan hakimiyeti kurduğu Washington'da, bir muhalefet liderinin, üstelik her konuda net cevaplar veren, yapıcı, olumlu cevaplar veren bir ana muhalefet partisi liderini görmenin lezzetini mi yaşadılar diyelim, yani bu onları rahatlattı' diye konuştu.
Osman Korutürk de, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun burada bunların duymak istediklerini söylemek için özel bir çaba harcamadığını, mevcut pozisyonlarını anlattığını vurguladı, "Amerikalılar rasyonel düşünerek AKP'nin söylemlerine bakıyorlar. Uzaydan otomobilin plakasını tespit eden adamın Gezi Parkı'nda neler olduğunu başkasından öğrenmesi şart değil. Onun bir değerlendirmesini yapıyorlar. Öbür taraftan Genel Başkan'ın söylediklerinin büyük ölçüde çağdaş, laik, Batılı bir çizgide olduğunu görüyor. Uzak gördüğü konularda da oturup karşılıklı anlaştığı takdirde bir Batı ilişkisi içerisine girebileceğini görüyor, onun rahatlığını sezdim" dedi.