New York'ta bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Musul'daki son durumla ilgili olarak, "Vatandaşlarımıza herhangi bir şekilde halel geldiğinde bunun karşılıksız kalması mümkün değildir. Türkiye'nin kudretini kimse test etmeye kalkmamalıdır. vatandaşlarımıza, görevlilerimize gelebilecek herhangi bir zarar en şiddetli şekilde mukabele görür" diye konuştu.
BM Terörizmle Mücadele Küresel Stratejisi'nin gözden geçirme toplantısına katılmak üzere New York'ta bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Türkiye'ye dönüşü öncesinde gazetecilere açıklamalarda bulundu. Musul'daki Türk Konsololusluğu'na yapılan saldırı ile ilgili olarak Davutoğlu, Türkiye vatandaşlarına gelebilecek herhangi bir zararın en şiddetli şekilde karşılık göreceğini belirterek, "Vatandaşlarımıza herhangi bir şekilde halel geldiğinde bunun karşılıksız kalması mümkün değildir. Türkiye'nin kudretini kimse test etmeye kalkmamalıdır. Vatandaşlarımıza, görevlilerimize gelebilecek herhangi bir zarar en şiddetli şekilde mukabele görür. O bakımdan herkesin bunu da göz önüne alarak bizden ve bizim kudretimiz, vatandaşlarımızın güvenliği konusunda alacağımız tedbirlerden de şüphe etmemesi iktiza eder" diye konuştu.
"RİSKLER YÜKSELDİĞİNDE TAHLİYE TALİMATI GÖNDERDİK"
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, konsolosluk çalışanlarına tahliye talimatı gönderdiklerini, ancak devam eden çatışmalar ve güvenlik riski nedeniyle bunun gerçekleşemediğini söyledi. Davutoğlu şunları söyledi:
"Biz riskler yükseldiğinde her zaman olduğu gibi tahliye talimatı gönderdik iki gün önce gece ancak çatışmaların yoğunlaşması sebebiyle nihai tahliyenin güvenlik içinde yapılabilmesi için kararı oradaki arkadaşlarımızın takdirine bıraktık. Çünkü Irak merkezi hükümeti de yerel otoriteler de 8 görevlimizin güvenlik şartları temin edilmeden tahliyesinin dışarıda doğuracağı risk, içerde kalmaları riskinden daha yüksek olduğu bilgisini bize ilettiler. Çünkü sokak sokak süren çatışmalar vardı ve aralarında aile mensuplarının da olduğu böylesine hassas bir grubu bulundukları yerden çıkarmak daha büyük bir risk ifade ediyordu" dedi.
SAĞLIKLARINDAN VE GÜVENLİKLERİNDEN BELLİ ÖLÇÜLERDE HABERDARIZ
IŞİD'in elinde bulunan konsolosluk çalışanlarının durumlarını yakından takip ettiklerini ifade eden Davutoğlu, "İlk andan itibaren istihbarat birimlerimiz, güvenlik görevlilerimiz ve diplomatlarımız bütün kanalları kullanarak vatandaşlarımızın ve görevlilerimizin sağlıkları ve selametleri konusunda her türlü tedbiri almışlardır. Şu dakika itibariyle de sağlıklarından ve güvenliklerinden belli ölçülerde haberdarız. Türkiye ilk defa böyle bir krizle karşılaşmıyor. Daha önce benzer durumlarda vatandaşlarımızı nasıl ülkeye getirdiğimizi herkes biliyor." dedi.
Dışişleri Bakanlığı, IŞİD'in Musul'daki başkonsolosluğa saldırısı ve konsolosluk çalışanlarını rehin alması sonrası açıklamada bulundu. 49 konsolosluk çalışanının Türkiye'ye dönmesi için gerekli girişimlerin yapıldığı belirtildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"İŞİD mensuplarının son birkaç gündür Musul’a karşı başlattıkları saldırı sonucunda başta Batı yakası olmak üzere Musul’un önemli bir bölümünü ele geçirdikleri malumdur. İŞİD mensupları bugün (11 Haziran) sabah saatlerinde de Musul’daki Başkonsolosluğumuz yerleşkesine bir baskın gerçekleştirerek personelimizi Konsolosluk yerleşkesinden çıkarmış şehrin başka bir bölgesine nakletmişlerdir. Olay sırasında yerleşkemizde Başkonsolos dahil 49 personelimiz ve bazı aile fertleri bulunmaktaydı.
Sözkonusu personelimizin emniyet içerisinde ülkemize dönmeleri için tüm imkanlar seferber edilmiştir. Bu bağlamda, Irak hükümeti nezdinde de girişimde bulunulmuş ve Başkonsolosluğumuzun emniyet ve güvenliğinin sağlanmasından sorumlu oldukları hatırlatılmıştır. Öte yandan, başta Birleşmiş Milletler ve NATO olmak üzere, uluslararası kuruluşlarda da gerekli girişimler yapılmaktadır. Sayın Bakanımız BM Genel Sekreteri ve ABD Dışişleri Bakanı ile görüşerek durumu ele almıştır.
Diğer taraftan, Musul’un Geyara ilçesindeki elektrik santralinde de 31 vatandaşımız aynı grup tarafından rehin alınmış olup, vatandaşlarımızın serbest bırakılması için çalışmalar devam etmektedir.
Türkiye, dost ve kardeş Irak’taki mevcut durumdan derin kaygı duymakta, ülkede barış ve istikrarın bir an önce tesis edilmesini temenni etmektedir. Diğer taraftan, diplomatik misyonumuza ve vatandaşlarımıza karşı gerçekleştirilen saldırıları şiddet ve nefretle kınıyoruz. Başkonsolosluk personeli ve vatandaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır. Bu kabul edilemez gelişmeler karşısında sessiz kalmayacağımızın, gereği neyse yapılacağının herkes tarafından bilinmesi gerekmektedir.
Dışişleri Bakanlığı, IŞİD'in Musul'daki başkonsolosluğa saldırısı ve konsolosluk çalışanlarını rehin alması sonrası açıklamada bulundu. 49 konsolosluk çalışanının Türkiye'ye dönmesi için gerekli girişimlerin yapıldığı belirtildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:"İŞİD mensuplarının son birkaç gündür Musul’a karşı başlattıkları saldırı sonucunda başta Batı yakası olmak üzere Musul’un önemli bir bölümünü ele geçirdikleri malumdur. İŞİD mensupları bugün (11 Haziran) sabah saatlerinde de Musul’daki Başkonsolosluğumuz yerleşkesine bir baskın gerçekleştirerek personelimizi Konsolosluk yerleşkesinden çıkarmış şehrin başka bir bölgesine nakletmişlerdir. Olay sırasında yerleşkemizde Başkonsolos dahil 49 personelimiz ve bazı aile fertleri bulunmaktaydı.
Sözkonusu personelimizin emniyet içerisinde ülkemize dönmeleri için tüm imkanlar seferber edilmiştir. Bu bağlamda, Irak hükümeti nezdinde de girişimde bulunulmuş ve Başkonsolosluğumuzun emniyet ve güvenliğinin sağlanmasından sorumlu oldukları hatırlatılmıştır. Öte yandan, başta Birleşmiş Milletler ve NATO olmak üzere, uluslararası kuruluşlarda da gerekli girişimler yapılmaktadır. Sayın Bakanımız BM Genel Sekreteri ve ABD Dışişleri Bakanı ile görüşerek durumu ele almıştır.
Diğer taraftan, Musul’un Geyara ilçesindeki elektrik santralinde de 31 vatandaşımız aynı grup tarafından rehin alınmış olup, vatandaşlarımızın serbest bırakılması için çalışmalar devam etmektedir.
Türkiye, dost ve kardeş Irak’taki mevcut durumdan derin kaygı duymakta, ülkede barış ve istikrarın bir an önce tesis edilmesini temenni etmektedir. Diğer taraftan, diplomatik misyonumuza ve vatandaşlarımıza karşı gerçekleştirilen saldırıları şiddet ve nefretle kınıyoruz. Başkonsolosluk personeli ve vatandaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır. Bu kabul edilemez gelişmeler karşısında sessiz kalmayacağımızın, gereği neyse yapılacağının herkes tarafından bilinmesi gerekmektedir.