İçişleri Bakanı Muammer Güler, Ankara'da dün gece Emniyet Genel Müdürlüğü'ne saldıranların kısa sürede yakalanmasının polisin önemli bir başarısı olduğunu ifade etti.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç ise Türkiye'de önemli bir istihbarat zaafiyeti olduğunu savundu.
İçişleri Bakanı Muammer Güler, incelemelerde bulunmak üzere akşam saatlerinde özel bir uçakla Mardin'e gitti. Havaalanında protokol üyeleri tarafından karşılanan Bakan Güler'in geçiş güzergarında geniş güvenlik önlemleri alındığı görüldü. Havaalanında gazetecilerin soruları üzerine Bakan Güler, Ankara'da Emniyet Genel Müdürlüğü'ne yapılan saldırı ve Kayseri'de ele geçen silahlarla ilgili açıklamalarda bulundu. Saldırının çözüm sürecini baltalamaya yönelik olduğuna vurgu yapan Bakan Güler, saldırının kısa bir sürede aydınlanmasının da polisin bir başarısı olduğunu söyledi.
Bakan Güler, "Maalesef iki hain saldırı oldu. Olayın hemen akabinde 2 bin kişinin üzerindeki bir ekip bir anda harekete geçirildi ve tüm seçenekler değerlendirilerek yoğun bir arama tarama faaliyeti yapıldı. Havadan yapılan takipler var, teknik takipler var, MOBESE takipleri var. Sonuçta 2 terörist biri ölü, biri yaralı olarak ele geçirildi. Silahla karşılık verilerek maalesef bir polisimiz ayağından hafif şekilde yaralandı. Bu saldırı alçakça ve haince bir saldırıdır ve insanlık dışı bir saldırıdır. Çünkü polisevine yapılan saldırı atılan roket orada birçok masum insanın birçok sivil insanın ölümüne sebep olabilirdi. Daha önce maalesef aynı benzer saldırılarda da benzer bir şekilde hedef gösterilmeksizin tamamen insanlık dışı bir saldırı yapılmıştı. Onun için kınıyor ve terörün gerçek yüzü acımasız yüzünün de bu olduğunu biliyoruz" dedi.
Bakan Güler, Ankara'da ele geçirilen kişilerle ilgili yapılar ilk tespitlerde bölücü, yasadışı sol bir örgütün mensupları olduğunun baştan belli olduğunu söyledi. Güler sözlerini şöyle sürdürdü: "DHKP-C militanı ölü olarak ele geçirilen terörist 19 Mart tarihinde Ak Parti merkez binasına yapılan saldırıyı gerçekleştiren kişi olduğu tespit edildi. Diğer kişi de daha önceki yasadışı faaliyetlerinden dolayı takibimiz altında olan biriydi. Daha önce Yunanistan’a gidip geldiğini biliyoruz. Ama polisimiz çok başarılı bir şekilde operasyon gerçekleştirdi. Eylem yapılan bölge henüz daha tam olarak faaliyete geçen bir bölge değildi. Reklam panolarının arkasına saklanarak gerçekleştirilmiş bir eylemdi. Nitekim o bölgeyi yeniden gözden geçireceğiz. Ben bu menfur olayın faillerinin yakalanması ve etkisiz hale getirilmesi konusundaki polisimizin çalışmasını takdirle ifade ediyorum. Ama terörün hedefinde nelerin olduğunu gösterebilmesi açısından son derece çarpıcı bir örnek daha karşımızda oldu. Tabi terörün her zaman hedefinde maalesef masum insanlar var. Türkiye’deki huzur ve güven ortamının bozulması var. Bu ortamın devamını arzu etmeyenler var. Bunları hep söylüyoruz."
Saldırının çözüm sürecini baltalamaya yönelik olduğuna dikkat çeken Güler, "Türkiye’nin son yıllarda son dönemde yaşadığı güçlü bir iradeyle yürütmeye çalıştığı çözüm sürecini baltalaması için önemli gayretler var. Bunların hepsini biliyoruz. Birçok örgüt bu konuda amaçları farklı da olsa bir eylem beraberliği içerisinde bulunuyorlar ama bunların hiçbirinin sonuç alması mümkün değildir. Huzur ve güveni bozmak için yapılan çabalardan bir sonuç elde edilemez. Bu konudaki çabamız gayretimiz devam edecektir. Geçmiş olsun diyorum" dedi.
Kayseri’de ele geçirilen silahların kimyasal silahlarla bir ilgisinin olmadığını ifade eden Bakan Güler şunları söyledi:
"Değerli arkadaşlar kimyasal gazla şimdilik bir ilgisi yok. Bir silah ele geçirilmiş bunu ne olduğunu arkadaşlarımız araştırıyorlar. Suriyeli bir şahıs, ikisi Türkiye’den şahıs hangi amaçla getirildi. Değişik zamanla böyle silahlar ele geçirilebiliyor. Bakılıyor şu anda teknik inceleme yapılıyor ne olduğunu ortaya çıkaracağız."
5 MİLYONLUK TESİSE 4 DİLDE AÇILIŞ
Bakan Güler, Mardin'de Kale Grubu'nun 5 milyon Lira yatırımla kurduğu Kalekim Mardin Fabrikası'nın açılış törenine katıldı. Bakan Güler, tesise gelişinde kurban kesilerek karşılanırken, açılışa Mardin Valisi Ahmet Cengiz, Kale Grubu Başkanı Zeynep Bodur Okyay, işadamları ve çok sayıda davetli katıldı. Kale Grubu Başkanı Zeynep Bodur Okyay, Kalekim Mardin Fabrikası’nın, bölgedeki mevcut ve potansiyel pazar ihtiyacını karşılamak amacıyla 5 yıllık yatırım planları çerçevesinde hayata geçirildiğini söyledi.
Birçok dinin ve medeniyetin izlerini taşıyan ve binlerce yıllık bir kültür mirasına sahip olan Mardin’in geçmişte önemli bir ticaret merkezi olduğunun altını çizen Okyay, "Şu ana kadar 5 milyon Liralık bir yatırım yaptığımız Kalekim Mardin Fabrikası’nın, kısa süre içinde 10 milyon Liralık yatırım değerini aşmasını planlıyoruz. Fabrikamız üretimi ile geçmişte önemli bir ticaret merkezi olan Mardin’e ve bölge ekonomisine büyük katkı sağlayacak. Mardin fabrikamız ile bölgede hem bu anlayışı sergilemek hem de kendi hinterlandı içinde oluşmuş mevcut ve potansiyel pazar ihtiyaçlarımızı karşılayıp rekabet gücümüzü yükselteceğiz. Böylece bölgeye yakın olan Ortadoğu ve Arap ülkeleri ile Türki Cumhuriyetlerine ve özellikle de Kuzey Irak’a yönelik satış potansiyelimizi artırmak istiyoruz. Bu amacımızın somut bir göstergesi olan Kalekim Mardin Fabrikamız, Türkiye için çok önemli bir adım" dedi.
BAKAN GÜLER 4 DİLDE SELAMLADI
İçişleri Bakanı Muammer Güler, davetlileri selamladıktan sonra Arapça, Kürtçe, Süryanice ve Türkçe olmak üzere 4 ayrı dilde hoşgeldiniz dedi. Bakan Güler, bölgenin son 8 aydır sürecin getirdiği huzuru yaşadığını belirterek, "Huzur olmazsa bu bölgeye yatırım gelmez. Onunu için sürecin değerini bilmek lazım. Kale Grubu'nun fabrika yatırımı Mardin için çok önemli. Kale Grubu geldiyse bu önemli. Bu bölgeye vereceğiniz katkı çok önemli. Kale Grubu'nun yaptığı öncülüğü diğer şirketler de yapmalı" dedi. Bu tür tesisler büyür ve çoğalırsa doğuda buralardan ekmek yiyenlerin de artacağını vurgulayan Güler, "Son 10 yılda kamu yatırımlarında Mardin'de karı 75 arttı. Teşvik sistemi ile yatırımcı sayısını ve ihracat rakamlarını belli seviyeye getirdik. Herkese gönül rahatlığı içinde gelebilirsiniz diyorum" diye konuştu.
CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI KOÇ
BİRİ BİZİ GÖZETLİYOR EVİ GİBİ
CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, Ankara'daki roketli saldırı ve terör konusuna ilişkin, "Terör nerden gelirse gelsin hepimizin ortak bir dille lanetlemesi gereken bir olaydır. Hemen eleştiriye geçecek diyeceksiniz ama, bunları belirtmek zorundayım. Türkiye'de bir istihbarat teşkilatı var" diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Mayıs sonu, haziran ayının ortalarına kadar insanlar kent duyarlılığı ile demokratik anayasal gösteri yapma haklarını kullandılar. Orantısız bir şiddetle karşılaştılar. 6 yurrttaşımız hayatını kaybetti. 11 gencimizin gözü çıktı. Bir o kadar değişik yerlerden yaralı var. Bugüne kadar tutuklular saçma sapan fezlekeler, sosyal medya ve kamera görüntüleri dahil bir cadı avı başlatıldı Türkiye'de. Diğer yanda Türkiye'nin dağlarında değişik renkli bayraklarla kendi güvenlik güçlerini oluşturup kendi egemenliklerini kurmaya çalışanlar. Diğer yanda elinde roketatar soba borusu almış çarşıdan da evine gidiyor gibi dolaşan insanlar. Yani Türkiye'de birileri cadı avı peşinde koşarken, demokratik haklarını kullanan insanlara gençlere karşı, diğer taraftan asıl yapması gereken işleri yani istihbarat görevini yerine getirmedikleri çok açık. Ankara'nın ortasında elinde bir roketatarla Emniyet Genel Müdürlüğü ve bağlı tesisleri vurmaya kalkmak demek, açıkçası bir istihbarat zaafıdır. Bunun bahanesi yoktur. Türkiye'nin istihbarat teşkilatı ne yapıyor. İmralı ile Kandil arasında kuryelik mi yapıyor. Başka görevi yok mu. Görevini niye yerine getirmiyor? Türkiye Biri Bizi Gözetliyor evi gibi. Herkes birbirini dinliyor. Muhalefeti dinleme bitti, yurttaşları fişleme bitti, şimdi birbirlerini dinlemeye başladılar. Bunların böcekleri çıkıyor."
Ankara'daki roketli saldırı ve terör sonusu hatırlatıldığında, "Terör nerden gelirse gelsin hepimizin ortak bir dille lanetlemesi gereken bir olaydır. Hemen eleştiriye geçecek diyeceksiniz ama, bunları belirtmek zorundayım. Türkiye'de bir istihbarat teşkilatı var" diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Mayıs sonu, haziran ayının ortalarına kadar insanlar kent duyarlılığı ile demokratik anayasal gösteri yapma haklarını kullandılar. Orantısız bir şiddetle karşılaştılar. 6 yurrttaşımız hayatını kaybetti. 11 gencimizin gözü çıktı. Bir o kadar değişik yerlerden yaralı var. Bugüne kadar tutuklular saçma sapan fezlekeler, sosyal medya ve kamera görüntüleri dahil bir cadı avı başlatıldı Türkiye'de. Diğer yanda Türkiye'nin dağlarında değişik renkli bayraklarla kendi güvenlik güçlerini oluşturup kendi egemenliklerini kurmaya çalışanlar. Diğer yanda elinde roketatar soba borusu almış çarşıdan da evine gidiyor gibi dolaşan insanlar. Yani Türkiye'de birileri cadı avı peşinde koşarken, demokratik haklarını kullanan insanlara gençlere karşı, diğer taraftan asıl yapması gereken işleri yani istihbarat görevini yerine getirmedikleri çok açık. Ankara'nın ortasında elinde bir roketatarla Emniyet Genel Müdürlüğü ve bağlı tesisleri vurmaya kalkmak demek, açıkçası bir istihbarat zaafıdır. Bunun bahanesi yoktur. Türkiye'nin istihbarat teşkilatı ne yapıyor. İmralı ile Kandil arasında kuryelik mi yapıyor. Başka görevi yok mu. Görevini niye yerine getirmiyor? Türkiye Biri Bizi Gözetliyor evi gibi. Herkes birbirini dinliyor. Muhalefeti dinleme bitti, yurttaşları fişleme bitti, şimdi birbirlerini dinlemeye başladılar. Bunların böcekleri çıkıyor."