Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş, "Bugüne kadar yürüttüğüm hiçbir soruşturma hakkında yetkili olmayan kişilere bilgi veya belge sızdırmadım. Önceki basın açıklamamda da soruşturmanın içeriği hakkında herhangi bir bilgiyi deşifre etmedim"
"Soruşturmanın gizliliğinin ihlal edilmesinin sorumluları mahkeme kararlarını icra etemeyenlerin içinde aranmalıdır."
Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş ikinci kez yazılı açıklama yaptı. Akkaş, bir savcılık görevlisi tarafından basın mensuplarına ulaştırılan bir sayfalık yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "TMK'nın 10. maddesi ile yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğinde görevli bir Cumhuriyet Savcısı olarak çıkar amaçlı suç örgütü kapsamında ihaleye fesat karıştırmak, rüşvet, nufüs ticareti, sahtecilik, tehdit, 2863 sayılı yasaya muhalefet gibi suçlara ilişkin yürütmekte olduğum soruşturmada alınan mahkeme kararları kolluk tarafından uygulanmamış ve soruşturmaya devam etmem engellenmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bir çok kararında vurgulandığı üzere, demokratik toplum olmazları arasında yer alan ven bu yönüyle kamu bekçiliği görevi yürütülen basın aracılığıyla 26 Aralık 2013 tarihinde yaptığım basın açıklamasında yürüttüğüm soruşturma hakkında hiçbir kişi ya da kurumu hedef almadan soruşturmanın gizliliğini ihlal etmeyecek şekilde durumu kamuoyunun bilgisine arz etmiştim"
SALDIRILARA CEVAP VERMEK ZORUNDA BIRAKILDIM
"Bu açıklamamdan sonra hakkımda farklı makamlar ve kişiler tarafından başlatılan ve adeta bir linç kampanyasına dönüştürülen ve kullanılan ifadeler nedeniyle ikinci kez bir açıklama yapmam zorunluluğu doğmuştur. Anayasamızda da belirtildiği üzere devletimizin 3 temel erkinden olan yargının bir mensubu ve bu kapsamda bir kamu görevlisi olarak tarafıma yöneltilen hakaret ve iftiralara cevap verme imkanım bulunmamaktadır. Bu güne kadar yargıyı temsil makamlarından yargısal fonksiyonları savunan bir açıklamanın gelmemesi nedeniyle, kanunların bana verdiği yetkiler çerçevesinde mesleğimi tüm engellemelere ve baskılara karşı icra etmeye çalışmama rağmen maruz kaldığım ve dozu hergeçen gün artan bu saldırılara cevap vermek zorunda bırakıldım"
BİLGİ VEYA BELGE SIZDIRMADIM
Yürütülen soruşturmalar kapsamında farklı makamlardaki temsilcilerin ve köşe yazarlarının hakkımda yapmış olduğu hakaret iftira boyutunu da aşarak linç kampanyasına dönüşen suçlamaların hiçbirisini kabul etmiyorum. Bu konuda gerek cezai gerekse hukuki yollara başvurma hakkımı saklı turarak durumu kamuoyuna arz ediyorum. Esasen bir kamu görevlisi olan şahsıma yapmış olduğum görevden dolayı işlenen bu suçların şikayete tabi olmaksızın resen takibi gerektiğini de ilgili makamlara bu vesile ile hatırlatıyorum. Meslek hayatım boyunca şerefim ve namusumla yerine getirmeye özen gösterdiğim Cumhuriyet Savcılığı görevini büyük bir özveri içinde ve tarafsız olarak yürüttüğüm herkes tarafından yakinen bilinmektedir. Bugüne kadar yürüttüğüm hiçbir soruşturma hakkında yetkili olmayan kişilere bilgi veya belge sızdırmadım. Önceki basın açıklamamda da soruşturmanın içeriği hakkında herhangi bir bilgiyi deşifre etmedim.
GİZLİLİĞİNİN İHLAL EDİLMESİNİN SORUMLULARI MAHKEME KARARLARINI İCRA ETEMEYENLERİN İÇİNDE ARANMALIDIR
Soruşturmanın gizliliğinin ihlal edilmesinin sorumluları mahkeme kararlarını icra etemeyenlerin içinde aranmalıdır. Diğer taraftan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen bir diğer soruşturma kapsamında şüpheli olarak gözaltına alınan ve hakkındaki suç şüphesi kuvvetli bulunarak ceza muhakemesi kanununun 100. maddesi uyarınca tutuklanmalarına karar verilen bir kısım şüphelilere evrensel bir ilke olan masumiyet karinesi üzerinden sahip çıkılırken şahsıma yönelik hiçbir dayanağı olmayan ağır ithamların sürdürülmesi de dikkat çekicidir. Bugün halen mahkeme tarafından dosyadaki dellillere dayanılarak verilen arama ve gözaltına alma kararlarının infaz edilmemeye devam edildiğini buna dayalı olarak delillerin karartıldığını ve bazı şüphelilerin kaçmış olabileceğini, adına yargı görevini icra ettiğimiz milletimin yanılmaz vicdanına sunuyorum. Kamuoyunun takdirlerine saygıyla arz olunur"