YSK'nın 15 Ağustos'ta açıkladığı Cumhurbaşkanlığı resmi seçim sonuçları, aradan 4 gün geçmesine rağmen henüz Resmi Gazete'de yayımlanmadı. CHP'li Atilla Kart, seçim sonuçlarını yayınlatmayan Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve yayın Genel Müdürlüğü yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulundu.
15 Ağustos'ta başkanlığı düşmesine rağmen, Resmi Gazete'de dün Tayyip Erdoğan'ın imzaladığı 7 kararname daha yayınlandı. CHP Grupbaşkanvekili Akif Hamzaçebi "Erdoğan başbakanlığı gasp ediyor. Köşk, derhal bir başbakan vekili atamalı" dedi.
Taraf'tan Adnan Keskin'in haberine göre, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) kesin seçim sonuçlarını açıklayıp Meclis’e gönderdiği 15 Ağustos Cuma gününden beri Türkiye’nin başbakanı yok. Zira, Anayasa’nın 101. Maddesi’ne göre, “Cumhurbaşkanı seçilen kişinin varsa partisi ile ilişiği kesiliyor ve Meclis üyeliği” sona eriyor. Anayasa ve yasalara göre, 15 Ağustos’ta başbakanlık görevi sona eren ve milletvekilliği biten Erdoğan, hukuka aldırmadan Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve AK Parti Genel Başkanlığı görevlerini aynı anda sürdürüyor.
Erdoğan’ın 27 Ağustos’ta toplanacak AK Parti Olağanüstü Kongresi’ni bizzat yönetecek olması, muhalefetin tepkisini çekiyor. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Çankaya İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı’na, AK Parti’nin 27 Ağustos 2014 tarihinde yapacağı 1’inci Olağanüstü Büyük Kongre’nin iptali için başvurdu. Kart, Erdoğan’ın hukuken artık Başbakan olmaması nedeniyle kongrede alınacak tüm kararların geçersiz olacağını belirtti.
Öte yandan Erdoğan, YSK’nın açıkladığı kesin seçim sonuçlarının Resmî Gazete’de yayımlanmasını engelliyor. Oysa yasa gereği, YSK’nın açıklamasından hemen sonra sonuçların Resmî Gazete’de yayımlanması gerekiyordu. Türkiye’nin 15 Ağustos’tan beri başbakanı olmadığını belirten CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi de “Abdullah Gül, derhal bir başbakan vekili atamalıdır, yoksa o da gaspa ortak olur” dedi.
Devlette kaos
Çankaya İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı’na, AK Parti’nin 27 Ağustos 2014 tarihinde yapacağı 1’inci Olağanüstü Büyük Kongre’nin iptali için başvuran CHP’nin hukukçu milletvekili Atilla Kart, özetle şunları ifade etti: Anayasa hükmü, yoruma meydan vermeyecek şekilde açık ve âmirdir. 15 Ağustos saat; 18.00 itibariyle R.T. Erdoğan’ın AKP ile ilişiği kesilmiş ve milletvekilliği sona ermiştir. AK Parti Genel Başkanlık ve Başbakanlık makamı artık boşalmış durumdadır. Görüldüğü gibi ; etik ilkeler ve anayasal ihlallerin dışında, Siyasi Partiler Yasası ve AK Parti Tüzüğü’nün açık bir ihlali söz konusudur. Anayasal ihlâller boyutuyla ilgili olarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulunulmuştur. Siyasi Partiler Yasası ve AKP Tüzüğü’nün ihlali yoluyla gerçekleştirilmek istenilen 1’inci Olağanüstü Kongre’ye karşı ise, Makamınıza- Çankaya İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı’na- başvurma zorunluluğu doğmuştur. Seçilmiş Cumhurbaşkanı konumunda olan R.T.Erdoğan; aynı zaman diliminde ‘Kanunsuz Emir ve Talimat’ yoluyla, hem Başbakanlık ve hem de AKP Genel Başkanlığı görevini sürdürmektedir. Oysa Başbakan ve AKP Genel Başkanı olarak tesis ettiği işlemlerin tümünün yasal dayanağı yoktur. Bu işlemlerin tümü yok hükmündedir. Bu işlemlerden dolayı hukuken etkilenen herkesin , bu işlemlere karşı Yargı yoluna başvurma hakkı doğacaktır. Bu davalar, Devlet yönetiminde başlı başına kaosa yol açacak niteliktedir.
'Yasal dayanağı yok'
Erdoğan’ın Genel Başkanlık sıfatı kalmamış, üyelik ilişkisi kesilmiştir ve artık ‘Seçilmiş Cumhurbaşkanı’ konumundadır. 27 Ağustos tarihinde yapılacağı ilan edilen 1. Olağanüstü Kongrenin hiçbir yasal dayanağı yoktur. Bu yönüyle hem yok hükmünde olan, hem iptale tabi olan bir kongre yönetimi söz konusudur. Hukuki tavsif, doğal olarak Makamınız tarafından yapılacaktır. Hukuka aykırılık açık ve fâhiştir. Siyasi Partiler Yasasının 15/son ve AK Parti Tüzüğünün 78. maddesi kasıtlı olarak ihlâl edilmektedir.”
Resmi Gazete'ye de hükmediyor
YSK, köşk seçim sonuçlarını 15 Temmuz’da açıkladı ve mazbatayı aynı gün TBMM Başkanı’na takdim etti. Yasa gereği, bunun hemen devamında sonuçların Resmi Gazete’de yayımlanması gerekiyordu. Ancak, aradan geçen sürede bu yapılmadı. Köşk seçim sonuçlarına da dün de yer vermeyen Resmi Gazete, Erdoğan’ın gündelik siyasi tercihlerine göre yayım yapıyor. Gazetenin dünkü sayısında, hükümetin icraatlarını içeren sekiz karar yayımlandı. Bunların yedisi Bakanlar Kurulu Kararı (BKK), biri ise bakanlığa vekalet tezkeresi. Tüm bu kararların altında Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakanlığı 15’inde biten Tayyip Erdoğan’ın imzaları birlikte yer aldı.
Karar tarihi 15 Ağustos
Dünkü Resmî Gazete’de yayımlanan sekiz karardan bakanlığa vakelet tezkeresiyle ilgili karar tarihi 15 Ağustos olarak görülürken, 7 ayrı Bakanlar Kurulu Kararı’nın oluşturulma tarihleri de verildi. Buna göre, bu kararlardan biri 21 Mayıs, biri 30 Haziran, ikisi 21 temmuz , biri 1 Ağustos biri de 13 Ağustos tarihini taşıyor. Ancak tümü de dün yayımlandığı için dün yürürlüğe girdi.
Muhalefetten Gül'e 'Gaspa ortak olma' çağrısı
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, dün Meclis’te basın toplantısı düzenledi. YSK’nın kesin seçim sonuçlarını açıklamasıyla birlikte milletvekilliği düşen Recep Tayyip Erdoğan’ın dört gündür başbakanlık makamını gasp ettiğini belirten Hamzaçebi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün derhal bir başbakan vekili ataması gerektiğini ifade etti. Hamzaçebi, özetle şunları dile getirdi: “Fiilen başbakanlık makamını gasp eden bir Recep Tayyip Erdoğan vardır. Başbakan izne çıktı kararname imzalamıyor diyerek kimse bu gerçeğin üstünü örtemez. Bu gücü başbakanlık makamının gücünü Erdoğan kullanmaktadır. Sayın Abdullah Gül’e düşen bir görev vardır ve bunu hatırlatmak istiyorum. Sayın Abdullah Gül, ‘karar, Resmî Gazete’de yayımlanmadı, ben yayımlanmasını bekliyorum’ diyerek işi geciktiremez. Türkiye’ye acilen bir başbakan vekilini hükümet içinden tayin etmelidir, aksi taktirde bu gasp olayına Abdullah Gül de ortak olacaktır. Seçime ilişkin karar hâlâ Resmi Gazete’de yayımlanmış değil. Resmî Gazete’de kararın yayınlanması engellenmektedir. Ancak bunu engelleyenler Resmî Gazete’de yayımlanmasının önüne geçenler bir yanlış algı içindedirler ve kamuoyunu yanlış yönlendirmektedirler. Sanki bu karar yayınlanmaz ise Türkiye’nin 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğu konusu kesinleşmeyecektir. Bu, tamamen yanlıştır. Anayasamızın 101. Maddesi son fıkrası gayet açıktır. Cumhurbaşkanı seçilen kişinin, varsa partisi ile ilişkisi kesilir ve TBMM üyeliği sıfatı sona erer. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, başbakanlığa vekalet edecek kişiyi atamak için kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasını beklemesi gerekmiyor.”
Yayın müdürlüğüne suç duyurusu
YSK’nın 15 Ağustos’ta duyurduğu seçim sonuçlarını hemen yayımlaması gerektiği hâlde hâlâ yayımlamayan Resmî Gazete hakkında suç duyurusunda bulunuldu. CHP Milletvekili Atilla Kart, Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü yetkilileri hakkında savcılığa başvurdu. Kart, yetkililer hakkında TCK’nun görevi kötüye kullanmakla ilgili 237. Maddesi uyarınca soruşturma ve cezalandırma istediği başvurusunu şöyle gerekçelendirdi: “Sonuçların yayımı Erdoğan ve Hükümet tarafından engellenmektedir. Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü yetkilileri ,kendilerine verilen Kanunsuz Emir ve Talimatları yerine getirmektedir. Görev ve yetkilerini kötüye kullanarak, Kanunsuz Emir ve Talimat yoluyla zaman kazanmak istemektedirler. Kanunsuz Emir ve Talimatı yerine getiren yetkililer, Anayasanın 137 ve TCK’nun 257. maddelerini ihlâl etmektedir.” Kart, başvurusu hakkında şu değerlendirmeyi yaptı: “Başbakanlık görevi esnasında sıklıkla hukuk ihlâlleri gerçekleştiren Erdoğan, artık anayasa darbeleri gerçekleştirmektedir. Türkiye, en üst düzeyde, Kanunsuz Emir ve Talimatlarla yönetilen bir ülke haline gelmiştir.”
Kaynak: t24.com.tr