22 Kasım 2024, Cuma Web TV Foto Galeri Sosyal Medya Mobil Uygulamalar Arşiv
 
 
Suavi Yardımoğlu

Orda bir salon var uzakta

Futbol tüm dünyada kitlelerin ilgi odağı. Bir golle binlerce kişiyi sokaklara dökebilen, geçim sıkıntısını, siyasi ve ekonomik sorunları unutturan, zaman zaman savaşlar çıkaran, bazan da siyasetin yıllardır bitiremediği düşmanlıkları bile yok edebilen sihirli bir olgu…

Bu sihirli kürenin büyüsüne kapılıp giderken, ne yazık ki bazı güzellikleri ıska geçiyoruz. Özellikle İzmir’in spor kamuoyu yıllardır süregelen ve neredeyse bir özdeyiş biçimini alan “İzmir’in Süper Lig’de neden takımı yok?” sorunsalına takılıp kalmış durumda.

Her yeni sezon başlanırken şampiyonluk naraları atılıyor, artık özlemin bu sezon biteceği vaad ediliyor. Ama sezon sonu gelince “Tanrıya şükür! Bu yıl da ligde kaldık” ya da “Yaşasın play off’a girdik!” söylemleriyle futbolseverin ağzına birer parmak bal çalınıyor. Ya ortaya hakem çıkıyor, ya da lobi, güç yetmiyor, bir şey oluyor işte.  Sonuç sıfıra sıfır, elde var sıfır…

Her yıl daha da kabaran borçlar, yeni baştan yaratılan takımlar, kırk yıllık taraftarların,  yılların gazetecilerinin bile ard ardına sayamadığı baştan aşağı değişen kadrolar…

Bir de madalyonun öte yanına bakalım. Kendi kulubünü tarihinin en büyük krizlerinden birine sürükleyen yöneticiyi futbolun en tepesine oturtan, Ulusal Takımı eş – dost – yandaş – bizim oğlan mantığı ile ehil olmayan ellere teslim eden,  hayatında düdük üflememiş eski futbolcuyu “bu iyi adamdır” deyip hakemlerin başına getiren, nüfuzlu kişilerin, zaman zaman en büyük erkin bile müdahil olup  “buraya gideceksin”  ya da “”şampiyon bu olacak” diye etki yapabildiği bir sistem…

Bu sistem içinde örselenmiş, ayarı kaçmış, borç girdabına düşmüş, iş ve sanayi çevresinin “aman ihale bize kalmasın” diyerek köşe bucak kaçtığı futbolun ilahlaştığı İzmir kulüplerinin futbolu kurtuluş reçetesi olarak görüp,  başarılı olma şansı nedir acaba?

İşte sezonun özeti… En fazla Altınordu’nun 3. Lig’den çıkmasıyla, yeni kurulan altyapısı ile sevineceğiz. Balçova’ya 3. Lig’e “hoş geldin” diyeceğiz. İzmirspor’a satılık takım arayacağız. Bucaspor’un – Karşıyaka’nın play off yapmasını bekleyeceğiz. Göztepe’nin 30’a yakın transferiyle ligde kalışına şükredeceğiz.

İzmir’den Süper lig şampiyonu çıkarmak hayalinde ötesinde bir şey. Önce bir lige çıkalım, tutunalım. Kupa şampiyonu desen mümkün değil. Ya Şampiyonlar Ligi, UEFA Avrupa? Hadi canım sen de!

Oysa salonlarda bunu başarmış bir çok takım var. Arkas voleybolda Türkiye’ye ilk Avrupa Şampiyonluğu’nu getirdiği gibi, Şampiyonlar Ligi’nde de artık aranılan bir ekip. Orada da şampiyonluğa soyunması an meselesi.

Voleybol Birinci Ligi'nde iki takımla son olarak 1989-1990 sezonunda Karşıyaka ve Tuborg tarafından temsil edilen İzmir, Altınordu Konak Belediyesi’nin de gelmesiyle yıllar sonra ilk kez iki takımla boy gösterecek.

5 bin kişilik muhteşem salonda onları kaç kişiyle alkışlayacağız acaba?

Göztepe – Boronkay, Karşıyaka – Aris maçlarında salonlar başka kentte mi  tıklım tıklım dolmuştu. Voleybol sevgisi nasıl buhar olup uçtu.

Pınar Karşıyaka…İnanıyoruz ki, Final Four’u da zirvede bitirip, Altınordu ile birlikte paylaştığı Türkiye Ligi ve Cumhurbaşkanlığı kupası şampiyonluğu gururunu yeni bir tarih sayfası ile taçlandıracak.

Karşıyakalı taraftarlar, idealist antrenör, oyuncular ile bilinçli, özverili sponsor Kaf Kaf’ı buraya kadar getirdi.  Ama neden hep iş desteğe gelince yalnızları oynuyorlar. Valilik, Folkart, Belediye olmasa gurur kaynağı 4F’in hali nice olurdu. Neden filenin kızlarını birkaç emektar dışında bu kadar sahipsiz bıraktık.

Neden mütevazi ilçelerin bayan basketbol takımları 1. Lig’de de kente bu kadar usta varken İzmir’in adı bile geçmiyor?

Neden? Aliağa Petkim’in yanına bir takım daha çıkaramıyoruz, 4.5 milyon nüfuslu İzmir’den…

Ege’yi geleceğe taşıyacak çağdaş İzmir kentinin artık sporda da ufkunu genişletmesi gerekmiyor mu?  Bir yanda Olimpiyat naraları atılırken, olimpizm felsefesini en iyi şekilde benimsediğini 2005 Üniversiad’ında gösteren, İstanbul yerine olimpiyatı çoktan hak eden 8 bin yıllık geçmişiyle bu güzel kentin de önce salonlar olmak üzere diğer sportif değerlerine  sahip çıkmasını diliyorum.

Unutmayalım. Orda bir salon var uzakta. Gitmesek de görmesek de o salonlar bizim…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

18 Nisan 2013 Paylaş
 
Bu yazı için yapılan yorumlar ( 0 ) + Yorum Yaz

Yorum bulunamadı !..

 
facebook.com/HaberEgeli
 
Yazarın Diğer Yazıları
7 bilinmeyenli U20
Alsancak kimin olmalı?
5 Haziran nedir?
Orda bir salon var uzakta
 

WEB TV Tüm videolar
Deplasmanda plasebo
 
Şeyhim kainata alışamadım
 
 
FOTO GALERİ Tüm galeriler
 
 
 
? Anket
 
   
Spor Kent Haberleri Politika Ekonomi Yazarlar Sağlık Eğitim Asayiş Kültür Sanat Yaşam Dünya Magazin
facebook.com/haberegeli twitter.com/haberegeli Google+   Anasayfam Yap
Sık Kullanılanlara Ekle
Künye
Sitene Ekle
İletişim

© Copyrigth 2013 haberegeli.com tüm hakları saklıdır
  Sitemiz abonesidir