BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, Başbakan Erdoğan’ın politikalarını eleştirerek, "Başbakan’ın son kullanma tarihi bitmiştir. Siyaseten bitmiştir. Dostun ve düşmanın bunu böyle bilmesi lazım. Hesabını kitabını buna göre yapması lazım" dedi. BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Akil İnsanlar Heyeti’nin hazırladığı raporu değerlendiren Altan Tan, hazırlanan raporun bir yol haritası niteliğinde olduğunu vurguladı. Tan, rapor için "Genel olarak doğru bir yol haritası koyduğunu söyleyebiliriz" ifadelerini kulladı. Altan Tan, Başbakan Erdoğan’ın anadilde bir çalışma yapılmayacağını ve seçim barajının düşürülmeyeceğine ilişkin açıklamalarını da eleştirdi. Bu açıklamaları "Çok ciddiyetsiz bir cevap" olarak nitelindiren Tan, Başbakan Erdoğan’ın "Seçim barajını biz koymadık, çalışsınlar geçsinler" dediğini hatırlattı. "Bu kadar ciddiyetsiz bir cevaba ne söylenir" diyen Tan, "Ben de şunu söyledim; dedim ’çalışıyoruz, Kürtler çalışıyor.
Benim 6 çocuğum var, bakalım biraz daha çalışacağız inşallah 12’ye, 15’e çıkarsa belki bu sorunu çözeriz’ " diye konuştu. Başbakan Erdoğan’ın seçim barajı konusunda çamura yattığını iddia eden Tan, "Başbakan çamura yatma" diye seslendi. Başbakan Erdoğan’ın tavrını harman dönemine benzeten Altan Tan, "Sayın Başbakan harman geldi bütün Türkiye’de buğdaylar biçildi ama Başbakan bugün diyor ki ’harmanda ben borcumu ödemiyorum’. Ödemiyorum derken de yeni bir vade gösteriyor; pamuğa. Pamuk da biliyorsunuz Ekim’de toplanmaya başlıyor. Çok net şekilde söylüyoruz, bu şekilde götüremez. ’Türkiye’yi uyutayım, seçimleri atlatayım’ mümkün değil. Bir seçim olsaydı belki atlatabilirdi ama önünde 3 seçim var" şeklinde konuştu. Başbakan Erdoğan’dan yeni bir Türkiye, demokratik bir Türkiye bekleyenlere seslenen Altan Tan, "Sayın Başbakanın son kullanma tarihi bitmiştir.
Siyaseten bitmiştir. Dostun ve düşmanın bunu böyle bilmesi lazım. Hesabını kitabını buna göre yapması lazım. Bu kapıdan daha fazlası çıkmayacak. Keşke çıksa, biz de mahçup olsak" şeklinde konuştu. Altan Tan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu ülkenin ciddi bir paradigma değişikliğine ihtiyacı var. Kemalizmin tarihin çöp sepetine gönderilme vakti geldi de geçti bile. Bunu kim geciktirirse kendisi çöp sepetine gider. Ne Türkiye’nin, ne Ortadoğu’nun, ne bu işlere bel bağlayan halkların beklemeye artık tahammülü yok. Onun için tekrar, bir defa daha söylüyoruz; Sayın Başbakanın, demokratlar açısından komple siyaseten son kullanma tarihi bitmiştir. Bundan sonrası artık yiyeni zehirleyecek bir unsura dönüşmüştür ve süreç artık Türkiye’yi zehirleyen bir yöne doğru gitmeye başlamıştır.
Bu tarihten sonra eğer hızlı bir U dönüşü yapılmazsa, demokrasi yoluna, yeni anayasa yoluna hızla bir U dönüşü yapılmazsa, yapılamazsa bundan sonrası Türkiye’deki bütün fay hatlarının, fay kırıklarının harekete geçmesidir ve Allah korusun, zarardır, çatışmadır,kaostur. Türkiye’nin hızla uzlaşmaya ihtiyacı var, toparlanmaya ihtiyacı var, ayağa kalkarak Ortadoğu’da doğru düzgün model bir ülke olmaya ihtiyacı var. Ya bu yöne gidecek ya da Allah korusun kaosa doğru gidecek. İşte bizim üzüntümüz ve kaygımız odur ki, Başbakanın son beyanatlarından sonra maalesef demokratik siyaset açısından bir vefat söz konusudur. Ölüm söz konusudur. Biz tekrar bir mucize olmasını bekliyoruz, diliyoruz, temenni ediyoruz. Geciktirmeden, Meclis’i tatile sokmadan son bir elektroşokla Sayın Başbakanın kendisine gelmesini ve yeni anayasayı getirmesini bekliyoruz."
LİCE’DEKİ OLAYLAR
Altan Tan, açıklamalarının ardından ise gazeteciler in sorularını cevaplandırdı. Bir gazetecinin Lice’de meydana gelen olayların hükümet tarafından uyuşturucu konusuyla iliştirildiğini hatırlatması üzerine Altan Tan, "Bu uyuşturucu çeteleri meselesiyle ilgili defalarca konuştuk. Israrla bir şey anlatılmaya çalışılıyor. ’Efendim bölgede uyuşturucu hammaddesi üretiliyor. Hakkari’de, Van’da, ciddi bir uyuşturucu trafiği var, bunu da PKK kontrol ediyor’. Bu yıllardır söyleniyor.
Velev ki, sizin bütün dedikleriniz doğru. Peki kardeşim bunu İskenderun limanından, Edirne gümrüğünden çıkaran kim? 2 bin kilometre bu trafiği kontrol eden kim? Gerçekten bir soru işareti varsa bunu Hakkari’de değil, Ankara’nın göbeğinde arayın" şeklinde konuştu. Lice’deki olaylar sonrası yapılan açıklamalar için "Tam anlamıyla bir delil karartma" ifadelerini kullanan Altan Tan, "Vali bir olayı kapatmak için bir cümle kuruyor. Peki sen Lice’de karakolu yaktın, niçin? Uyuşturucu için. Peki Muş’ta, Mardin’de, Bitlis’te niye yapıyorsun? Onun için bunların bir izahı yok. Böyle bir polemiktir devam ediyor" diye konuştu.
"MECLİS KAPANIRSA FERYAT ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ"
Altan Tan, bir gazetecinin "Meclis kapanırsa BDP ne yapacak?" şeklindeki soruya ise şu cevabı verdi: "Meclis kapanırsa ne yapacağız, feryat etmeye devam edeceğiz. Demokratik, legal, meşru hakkımızı kullanmaya devam edeceğiz. Nedir bunlar; mitinglerdir, yürüyüşlerdir, protestolardır, grevlerdir, boykotlardır.
Normal demokrasinin kuralları içerisinde, meşru sivil iteatsizlikler, protestolar, gösteriler neyse, bunların tamamını yapacağız ve siyaseten de konuşmaya devam edeceğiz. Yapacağımız bu. Yoksa valla ’tamam hadi biz de gidelim tatile, biz de yatalım. İyi ki mektep kapandı da kurtulduk’ diyecek halimiz yok, çünkü çok ciddi sorunlarımız var ve bu sorunların artık ertelenebilme ihtimali yok. Böyle bir şans yok."
"BAŞBAKAN, ASKERE DOĞRU GİDİYOR"
BDP’li Altan Tan, TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesiyle ilgili gerçekleştirilen düzenlemeyi de değerlendirdi. "Askeri vesayetin siyasetin üzerinden mutlaka kalkması lazım" diyen Altan Tan, bu konuda atılacak adımların hepsinin olumlu olduğunu fakat hükümetin siyasi üçkağıtçılık yaptığını söyledi.
Hükümetin bu işi 35. maddeyle sınırlı tutması gerektiğini anlatan Tan, "Peki o zaman niye sadece 35. madde üzerinde kalıyorsun? Getir, vesayeti tamamen kıracak doğru düzgün çalışma yapalım" şeklinde konuştu. "Başbakan gittikçe askere doğru gidiyor, gittikçe güvenliğe doğru gidiyor, gittikçe eski rejime doğru gidiyor, gittikçe diktatöryal yöne gidiyor" diyen Altan Tan, "Askere doğru, vesayete doğru gitme... Gidersen sana da bir hayrı olmayacak, sen de siyaseten biteceksin ama sen bitene kadar biz de büyük acılar çekeceğiz, bunu istemiyoruz; ikaz ediyoruz" diye konuştu.