Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) basın mensuplarının Türkiye genelinde emniyet binalarına haber amaçlı girişini yasaklayan uygulamanın iptali için İstanbul Bölge İdari Mahkemesi’nde dava açtı.
TGC Başkanı Turgay Olcayto, “Gazeteciyi niye suçluyorlar, gazetecinin neden emniyet müdürlüğüyle ilişkisini kesiyorlar? Gazeteci polislerle konuşamazsa, basın odasında haberini yazamaz hemen gazetesine televizyonuna iletemezse nasıl işini yapar” dedi. TGC (Türkiye Gazeteciler Cemiyeti) Başkanı Turgay Olcayto, TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş ve TGC Hukuk Danışmanı Gökhan Küçük, Şirinevler’deki Bölge İdare Mahkemesi'ne geldi.
Uygulamanın iptali içen 4. İdare Mahkemesi'ne başvuru yapan Olcayto, çıkışta açıklama yaptı. Olcayto, "Bütün illerde bulunan Emniyet Müdürlüklerinde gazetecilerin Emniyet Müdürlüğü'ne girişini yasaklayan ve gazetecilerin haber alma haber alma haklarını engellediği bir genelge yayınladı. O genelge adına Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak bir açıklama yaptık. Bunun halkın doğruları öğrenme hakkına bir tecavüz olduğunu söyledik ve bunun bir tür sansür olduğunu ifade ettik. Ama görülen o ki bu konuda henüz hiçbir şey yapılacak durumda değil. Tam tersine daha da ağırlaştırıcı müeyyideler geliyor. Biz bugün Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak 4. Bölge İdare Mahkemesine dava açtık” Basın mensuplarının yaşanan gelişmeleri neye bağlıyorsunuz sorusu üzerine Olcayto “Nedenini bilemiyorum bu kendi aralarındaki bir iç çekişmeden olabilir. Zaten polislerde tayinlerde oldu. Belki Cemaat AKP çekişmesinin bir yansıması olabilir” diye konuştu.
Olcayto, şöyle devam etti:
"Soruşturmada bir sızdırma varsa sızdıranı bulsunlar niye gazetecilere saldırıyorlar? Gazeteci haberi bulduğu zaman bunu kamuoyunu bilgilendirmek için açıklar. Gazeteci bunu yapıyorsa gazeteciyi neden suçluyorlar. Gazetecinin neden emniyet müdürlüğüyle ilişkisini kesiyorlar.Yani gazeteci polislerle konuşamazsa gazeteci basın odasında haberini yazamaz gazetesine televizyona iletemezse nasıl işini yapar.
Ben uzun yıllardır buradayım ve ben polis muhabirliğiyle mesleğe başladım. Hiç rastlamadım 1960 yılında da ben polis muhabiriydim. Bizim basın odamız vardı ve çok da güzeldi. Kısımlara çıkar polislerle de müdürleriyle de konuşurduk. Biz bu konuda endişeye kapılmadık, umutluyuz bizim karamsarlığımız olmadı. Bunlar değişecek, bunlar olağan şeylerdir. Polis muhabiri arkadaşlar bu konunun bir şekilde uzmanı olmuş durumdalar.
Onlara büyük zorluk çıkacak verilen bülteni yazmak Anadolu Ajansından haber yapmak gibi bir şey olacak. THY'de bazı gazeteleri almıyorlar, listeden çıkarttılar. Bunlar rahatsız edici. Biz gerçekten çağdaş bir demokraside yaşamak istiyorsak, bunların olmaması lazım. Herşey kamuoyunda cereyan ediyor ama kamuoyu bilgilenemiyor. Haber saklamadan baskılara kadar pek çok şey var gazeteler her şeyi yazamıyor. Gerçekleri doğruları öğrenmek çok önemli umuyorum ki halk bunu başaracak. Çoktan beri gazetecileri kullanma eğilimi çıktı yeni de değil. Bu yanlış anlaşılmasın Ak Parti döneminde olan bir şey değil önceden beri süre gelen bir durum bu. Ama gazeteciler özgür bir gazetecilik uğraş vermek için uğraşmalıdır.”
Avukat Gökhan Küçük ise, "İdare bir karar aldı ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti bu kararın hukuka uygun olmadığı inancında. Hukuka uygun olmadığı inancında olduğu için İstanbul Emniyet Müdürlüğünün bu uygulamasını durdurmak için ve bu uygulamayı iptal ettirmek için bugün bir dava açtı" şeklinde konuştu.