AYDIN'ın Dikili İlçesi'nde düzenlenen 10'uncu Altınkum Yazarlar Festivali'ne katılan Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, okurlarla buluştu. Yoğun ilgiyle karşılaşan Başbuğ, Ergenekon davası ve Cumhurbaşkanlığı seçimi hakkında açıklamalar yaptı.
Ergenekon davası kapsamında 6 Ocak 2012 tarihinde tutuklanan, İstanbul 20'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin oybirliğiyle verdiği kararla tahliye olan emekli Orgeneral İlker Başbuğ, bu yıl Dikili Altınkum Yalı Caddesi'ne 10'uncu kez düzenlenen Altınkum Yazarlar Festivali'ne katıldı. Başbuğ'a, CHP'li Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay eşlik etti. Vatandaşlar, Başbuğ'a yoğun ilgi gösterdi.
"GERÇEKLERİ ÖĞRENMEK İSTİYORLAR" DEĞERLENDİRMESİ
Başbuğ, 6 Ocak'ta Silivri Cezaevi'nden çıktıktan sonra İstanbul, Ankara, İzmir ve Edremit bölgesinde çeşitli faaliyetlere katıldığını söyleyerek konuşmasına başladı. Suçlamalar karşı Gerçekler adlı kitabının yoğun ilgi gördüğünü belirten Başbuğ, "Başlangıçta ben de bu kadar olacağını tahmin etmiyordum. Ama bu kadar ilgi neden. İki nedeni var. Birincisi ben İlker Başbuğ olarak bir noktada, son yıllarda yargı yoluyla yaşanan, TSK'ya karşı yürütülen, adeta düşman hukuku olarak yürütülen harekete karşı, bu olayın mağdurlarının bir sesi oldum. Temsilcisi oldum. Bu nedenle bu kitap, bana ve mağdurlara duyulan, her şeyden evvel bir sevginin ve güvenin karşıtıdır. Ben öyle görüyorum. Bu kitabın bu noktaya ulaşmasının ikinci nedeni, Türk halkı TSK'ya karşı yapılan icra edilen bu komplondaki gerçekleri öğrenmek istiyor. O açıdan mutluyum. Bu yazdığımız kitap son yollarda yaşatılan haksızlıkların zulmün Türk halkı tarafından anlaşılmasına yardımcı oldu ve büyük katkı sağladı" dedi.
"BU KOMPLOYU KURANLAR MUTLAKA VE MUTLAKA BULUNMALI"
TSK'daki subaylara yönelik yapılan operasyonlara ilişkin değerlendirmede bulunan Başbuğ, "İlk gün söylediğimiz gibi eğer bizim arkamızda sizin desteğiniz ve gücünüz olmasaydı biz bugün burada olmazdık. Sizin karşınızda bizi cezaevine tıkan güç dayanamadı. Elbette ilk gün söylediğim sözlerin arkasındayım. Biz kin ve intikam duyguları taşımıyoruz. Ancak bu süreçte insanlar zulüm gördü. Aileler acı çekti. Tabii bunlardan en önemlisi bu süreçte birçok arkadaşımız hayatını kaybetti. Bunlar Kuddisi Okkır, İlhan Selçuk, Türkan Saylan, Kemal Yavuz, Kaşif Kozinoğlu. Bu süreçte 3 şerefli Türk subayı kendisine yöneltilen iftiralara karşı hayatlarına kıydı. Bu TSK'nın 3 kahraman evladı biraz evvelde söylediğim gibi kendilerine yöneltilen iftiralar karşı hayatlarını kıyarak şeref ve onurlarını gösterdi. Biri Abdülkerim Kırca, diğeri Ali Tatar diğer birisi Albayımız Berk Erdin ve en sonunda cezaevinde bu süreçte Albay Murat Özenalp'i kaybettik. Albay Özenalp'in geride iki çocuğu var. Duru ve Batu. Bizim bu çocuklara karşı sorumluluğumuz var. Bu komployu kuranlar mutlaka ve mutlaka bulunmalı. Yargı önüne çıkarılmalı ve adil şekilde yargılanmalı. Bunun takipçisi olacağız. Bu bize düşen görev ve hem hayatlarını kaybedenler hem de ailelerine karşı bizim sorumluluğumuzdur" dedi.
Cumhurbaşkanlığı seçimine de değinen Başbuğ, "Anayasamıza göre oy vermek Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre bir hak ve görevdir. Lütfen bu görevinizi yerine getirin" dedi. Konuşmaların ardından Başkan Atabay, Başbuğ'a içerisinde kalemlerin bulunduğu bir şilt hediye etti. Daha sonra Başbuğ, okurlarının kitabını imzaladı. Başbuğ, okurlarla hatıra fotoğrafı da çektirdi. İlginin yoğun olduğu etkinlikte sıkı güvenlik tedbirleri alındı.