Türkiye Barolar Birliği Başkanı Avukat Prof. Dr. Metin Feyzioğlu ve yönetim kurulu üyeleri ile Ankara Barosu yönetim kurulu üyeleri, yarın görülecek olan Ergenekon Davası karar duruşması öncesi Silivri Cezaevi'ne geldi.
Ergenekon Davası'nda yargılanan sanıkların yakınları tarafınan kurulan nöbet çadırını ziyaret eden Feyzioğlu ve yönetim kurulu üyeleri burada alkışlarla karşılandı. Nöbet çadırında açıklama yapan Feyzioğlu, "Aslında yaşadığımız her gün dünya ve Türk hukuk tarihinin bir parçası haline geliyor. Biz tarihte görülmüş en büyük hukuksuzluğu şu anda yaşıyor ve gözlüyoruz. Unutmuyoruz. Hiçbir hukuksuzluk tarihte karşılıksız kalmamıştır" dedi.
"KARARIN NASIL OLACAĞINI AŞAĞI YUKARI TAHMİN ETMEK MÜMKÜN GÖRÜNMEKTEDİR"
Feyzioğlu, şunları söyledi:
"Bugünlerin de geçeceğini bilerek bunları yaşıyoruz. Ben herkese bugüne kadar gösterdikleri metanetli, dik ve onurlu duruş için teşekkür ediyorum. Geldiğimiz gün itibariyle 'Balyoz' ve 'Ergenekon' adlı davalar sürecinde ne kadar büyük haksızlıkların yapıldığı ve önceden kurgulanmış bir senaryonun adım adım işletildiği ve aslında amaçlananın suçluyu, suçsuzdan, doğruyu, yanlıştan ayırmak değil, bir tarafta Türk Silahlı Kuvvetlerini (TSK) tamamen çökertmek, diğer yandan da toplumsal muhalefeti susturmak, sindirmek olduğu sadece içerde değil uluslararası camiadada görülmüştür. Gerçekten bu soruşturmaların başlangıcından beri sergilenen yaklaşım, darbeyle mücadele olmamış söz söyleyene, muhalefet eden farklı düşünenle mücadele şeklinde gelişmiştir. Ve yarın ilan edildiği üzere karar açıklanacaktır. Bu kararın nasıl olacağını bugünden aşağı yukarı tahmin etmek mümkün görünmektedir."
"MİLLETİN BURAYA GELMESİ ENGELLENMİŞTİR"
Feyzioğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Etrafımıza baktığımızda bile yurttaşların bölgeye ulaşmasının yasaklanması ve bu yasağın her ne pahasına olursa olsun hayata geçirilmesine yönelik tedbirlerin alınması, mahkemenin vereceği karara dair önemli işarettir. Ve bu karar her ne kadar Türk milleti adına veriliyor gibi görünse de Türk Milleti'nin bundan pek de memnun olmayacağı anlaşılıyor ki milletin buraya gelmesi engellenmiştir. Yani mahkeme kararını göğsünü gere gere değil, adeta mahcubiyet içinde fısıldayarak vermek istemektedir. Cumhuriyet tarihinde hiç görülmemiş bir olay. Mahkemenin kararının önceden valilik tarafından ilan edilmesidir. 'İleri demokrasi' diye diye getirdikleri noktada bizim algıladığımız şudur; Mahkeme milletin aleni olması gereken duruşmaya girmesini yasaklamış, bu yasağı gerekçe gösteren İstanbul Valiliği de 'Yollara çıkmayın nasılsa mahkeme sizi içeri almayacak dolayısıyla yola çıkan herkesi ben alenen suçlu görürüm suçlu görmekle de yetinmem hangi noktaya gelirse gelsin ne pahasına olursa olsun cezasını yerinde veririm güç kullanırım' diye tehdit etmiştir. Bu önceden istişare edildiği ve adeta bir işbirliği içinde davranıldığı görülen durum zaten yarının bugünden habercisidir."
"BUGÜNLER GEÇECEKTİR. AYDINLIK YARINLARA HEP BİRLİKTE ULAŞACAĞIZ"
"Açıkçası ilk günden beri söylediğimiz şudur; Usül esasın giriş kapısıdır. Yanlış kapıyı açarsanız yanlış odaya girersiniz.Yanlış kapıyı ısrarla açmak istiyorsanız zaten yanlış odaya girmek istiyorsunuz demiştik.O kadar çok yanlış kapılar açıldı ki o kadar çok usulsüzlük yapıldı ki yarın doğru odaya girilmesini beklemek hayalcilik gözüküyor" diyen Feyzioğlu şöyle konuştu:
"Biz adil yargılanma hakkının savunma hakkının hiçe sayıldığı ve en sonda İstanbul Valiliği tarafından seyahat özgürlüğü, düşünceyi açıklama özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşleri özgürlüğü hiçe sayılarak 'Silivri'ye gelmeyin' diye insanların korkutulduğu bu davada hükmün millet adına sizler tarafından verildiğini biliyoruz. Yarın belki mahkeme millet adına bir hüküm verdiğini iddia edecektir ama bu millet bu davalar hakkında hükmünü çoktan vermiştir. Bugünler geçecektir. Size söz veriyorum geçecektir. Aydınlık yarınlara hep birlikte ulaşacağız a dostlar. Bir gün bile şüpheniz olmasın. Sizlere Hadımköy'den de selamlar getirdik. Hadımköy'de Balyoz ve Ergenekon davasından tutuklu olan komutanlarla kucaklaştık. Hepsinin moralleri son derece iyi. Tutukevinde millete hizmetle görevlerini devam ettiriyorlar. Onurlu, dik duruyorlar ve özellikle istediler bu çadıra selamlarımızı iletin dediler. Siz de kabul buyurun bu selamları. Bizler içeri geçeceğiz yarından önce dostlarla kucaklaşacağız. Moral vereceğiz. İhtiyaçları olmadığını biliyoruz ama bizim kucaklaşmaya ihtiyacımız var."
Feyzioğlu ve beraberindeki heyetler alkışlarla uğurlandı. Heyet daha sonra bazı sanıklarla görüşmek üzere Silivri Cezaevi'ne girdi.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Avukat Prof. Dr. Metin Feyzioğlu ve yönetim kurulu üyeleri ile Ankara Barosu yönetim kurulu üyeleri, yarın görülecek olan Ergenekon Davası karar duruşması öncesi Silivri Cezaevi'ne geldi.
Ergenekon Davası'nda yargılanan sanıkların yakınları tarafınan kurulan nöbet çadırını ziyaret eden Feyzioğlu ve yönetim kurulu üyeleri burada alkışlarla karşılandı. Nöbet çadırında açıklama yapan Feyzioğlu, "Aslında yaşadığımız her gün dünya ve Türk hukuk tarihinin bir parçası haline geliyor. Biz tarihte görülmüş en büyük hukuksuzluğu şu anda yaşıyor ve gözlüyoruz. Unutmuyoruz. Hiçbir hukuksuzluk tarihte karşılıksız kalmamıştır" dedi.
"KARARIN NASIL OLACAĞINI AŞAĞI YUKARI TAHMİN ETMEK MÜMKÜN GÖRÜNMEKTEDİR"
Feyzioğlu, şunları söyledi:
"Bugünlerin de geçeceğini bilerek bunları yaşıyoruz. Ben herkese bugüne kadar gösterdikleri metanetli, dik ve onurlu duruş için teşekkür ediyorum. Geldiğimiz gün itibariyle 'Balyoz' ve 'Ergenekon' adlı davalar sürecinde ne kadar büyük haksızlıkların yapıldığı ve önceden kurgulanmış bir senaryonun adım adım işletildiği ve aslında amaçlananın suçluyu suçsuzdan, doğruyu yanlıştan ayırmak değil, bir tarafta Türk Silahlı Kuvvetlerini (TSK) tamamen çökertmek, diğer yandan da toplumsal muhalefeti susturmak, sindirmek olduğu sadece içerde değil uluslararası camiada da görülmüştür. Gerçekten bu soruşturmaların başlangıcından beri sergilenen yaklaşım, darbeyle mücadele olmamış söz söyleyene, muhalefet eden farklı düşünenle mücadele şeklinde gelişmiştir. Ve yarın ilan edildiği üzere karar açıklanacaktır. Bu kararın nasıl olacağını bugünden aşağı yukarı tahmin etmek mümkün görünmektedir."
"MİLLETİN BURAYA GELMESİ ENGELLENMİŞTİR"
Feyzioğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Etrafımıza baktığımızda bile yurttaşların bölgeye ulaşmasının yasaklanması ve bu yasağın her ne pahasına olursa olsun hayata geçirilmesine yönelik tedbirlerin alınması, mahkemenin vereceği karara dair önemli işarettir. Ve bu karar her ne kadar Türk milleti adına veriliyor gibi görünse de Türk Milleti'nin bundan pek de memnun olmayacağı anlaşılıyor ki milletin buraya gelmesi engellenmiştir. Yani mahkeme kararını göğsünü gere gere değil, adeta mahcubiyet içinde fısıldayarak vermek istemektedir. Cumhuriyet tarihinde hiç görülmemiş bir olay. Mahkemenin kararının önceden valilik tarafından ilan edilmesidir. 'İleri demokrasi' diye diye getirdikleri noktada bizim algıladığımız şudur; Mahkeme milletin aleni olması gereken duruşmaya girmesini yasaklamış, bu yasağı gerekçe gösteren İstanbul Valiliği de 'Yollara çıkmayın nasılsa mahkeme sizi içeri almayacak dolayısıyla yola çıkan herkesi ben alenen suçlu görürüm suçlu görmekle de yetinmem hangi noktaya gelirse gelsin ne pahasına olursa olsun cezasını yerinde veririm güç kullanırım' diye tehdit etmiştir. Bu önceden istişare edildiği ve adeta bir işbirliği içinde davranıldığı görülen durum zaten yarının bugünden habercisidir."
"BUGÜNLER GEÇECEKTİR. AYDINLIK YARINLARA HEP BİRLİKTE ULAŞACAĞIZ"
"Açıkçası ilk günden beri söylediğimiz şudur; Usül esasın giriş kapısıdır. Yanlış kapıyı açarsanız yanlış odaya girersiniz.Yanlış kapıyı ısrarla açmak istiyorsanız zaten yanlış odaya girmek istiyorsunuz demiştik.O kadar çok yanlış kapılar açıldı ki o kadar çok usulsüzlük yapıldı ki yarın doğru odaya girilmesini beklemek hayalcilik gözüküyor" diyen Feyzioğlu şöyle konuştu:
"Biz adil yargılanma hakkının savunma hakkının hiçe sayıldığı ve en sonda İstanbul Valiliği tarafından seyahat özgürlüğü, düşünceyi açıklama özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşleri özgürlüğü hiçe sayılarak 'Silivri'ye gelmeyin' diye insanların korkutulduğu bu davada hükmün millet adına sizler tarafından verildiğini biliyoruz. Yarın belki mahkeme millet adına bir hüküm verdiğini iddia edecektir ama bu millet bu davalar hakkında hükmünü çoktan vermiştir. Bugünler geçecektir. Size söz veriyorum geçecektir. Aydınlık yarınlara hep birlikte ulaşacağız a dostlar. Bir gün bile şüpheniz olmasın. Sizlere Hadımköy'den de selamlar getirdik. Hadımköy'de Balyoz ve Ergenekon davasından tutuklu olan komutanlarla kucaklaştık. Hepsinin moralleri son derece iyi. Tutukevinde millete hizmetle görevlerini devam ettiriyorlar. Onurlu, dik duruyorlar ve özellikle istediler bu çadıra selamlarımızı iletin dediler. Siz de kabul buyurun bu selamları. Bizler içeri geçeceğiz yarından önce dostlarla kucaklaşacağız. Moral vereceğiz. İhtiyaçları olmadığını biliyoruz ama bizim kucaklaşmaya ihtiyacımız var."
Feyzioğlu ve beraberindeki heyetler alkışlarla uğurlandı. Heyet daha sonra bazı sanıklarla görüşmek üzere Silivri Cezaevi'ne girdi.