Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, demokratikleşme paketinin tarihine ilişkin, "Demokratikleşme paketini 30 Eylül Pazartesi günü Ankara'da kamuoyuna açıklayacağız. Demokratikleşme konusunda bizim çekincemiz yok. Kurulduğumuz andan bu yana yasakların karşısında olduk. Özgürlükleri genişlettik" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, beraberinde Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ile birlikte Malatya’ya geldi.
Erdoğan'ın havaalanından kent merkezine gelişi sırasında iki kez yolu vatandaşlar tarafından kesildi. Vatandaşların sevgi gösterileriyle karşılanan Erdoğan, çocuklara oyuncak dağıttı. Erdoğan, sivil toplum örgütü temsilcileri ile Anemon Oteli'nde bir araya gelerek gündeme ilişkin konuları değerlendirdi. Burada konuşan Erdoğan, Ortadoğu’daki sorunlar, demokrasi paketi, yeni anayasa, Alevi sorununa değinip, CHP'yi eleştirdi.
"VALİ KUSURA BAKMASIN SİYASETÇİNİN VATANDAŞIN OYUNA İHTİYACI VAR"
Malatya'nın çok fazlasını hak etiğini söyleyen Erdoğan, "Biz de Malatya için eser üretmeye devam edeceğiz. Malatya'ya bir söz vermiştim. Nüfusun 750 bini geçmesi durumunda Malatya'nın da büyükşehir olacağını ifade etmiştim. Malatya 750 bin sınırı geçti. Çıkardığımız kanunla Malatya'yı da büyükşehir statüsüne kavuşturduk. Bundan önce burada Valilik var mıydı? Vardı. Belde belediyeleri var mıydı? Vardı. Ama büyükşehir belediyesi yoktu. Herkes yapılması gerekenler konusunda suçu birbirine atıyordu. Şimdi yolda gelirken yine önümüze çıkanlar yolla, suyla, toplu ulaştırmayla çıktılar. Büyükşehir belediyesinin neden önemli olduğunu anlatabiliyor muyum. Burası yıllar önce büyükşehir belediyesi olsaydı bu sorunlar yaşanmayacaktı. Vali'nin, Kaymakam'ın oy gibi derdi olmadığı için rahat. Yapsam ne yazar, yapmasam ne yazar diyor. Siyasetçinin bu derdi var. Vali kardeşim kusura bakmasın. Siyasetçinin vatandaşın oyuna ihtiyacı var. Eğer bu hizmeti götürürse oy isteyebilir" dedi
. "DEMOKRATİKLEŞME PAKETİNİ 30 EYLÜL'DE AÇIKLAYACAĞIZ"
Başbakan Erdoğan, demokratikleşme paketine de değinerek, şöyle dedi:
"Demokratikleşme paketini 30 Eylül Pazartesi günü Ankara'da kamuoyuna açıklayacağız. Demokratikleşme konusunda bizim çekincemiz yok. Kurulduğumuz andan bu yana yasakların karşısında olduk. Özgürlükleri genişlettik. Paket açıklandıktan sonra istismar siyaseti yapanlar olacaktır. Muhalefet partilerinin temsilcileri çıkıp değişimin önüne set çekmeye çalışacaklardır. Bizim gizlediğimiz paket yok. Bu paket kimi alanlarda yasal düzenleme, kimi alanlarda yönetmelik değişikliği gerektiriyor. Paket açıklandığından itibaren belli konular Meclis'e gelecek ve nihayete erecek. Bizim 326 milletvekilimiz var. Biz üzümü yiyelim diyoruz. Bağcıyla işimiz yok. Gelin anayasayı yapalım. Dediler ki 'sizin sayınız fazla' Dedik ki bizim öyle bir derdimiz yok. Eşit sayıda yapalım. Bundan daha iyi bir yaklaşımız nasıl yapacağız? Meclis Başkanı'na dedim ki 'Sayın başkan üzerinde mutabık kaldığımız kaç madde var. 48, 49 madde. Meclis tatile giriyor. Ben arkadaşlarımıza diyeceğim ki 'Tatil yapmayacaksınız. Diğer siyasi partilere de söyleyin kalan kısımlar da bitirilsin, yeni yasama yılına bitirerek girelim.' Hemen manevra yaptılar. Niye? Bunların işi gücü ipe un sermek, iş bitirmek değil. Zaten bu maddelerin çoğu işe yaramaz dediler. Bu ifade kullanılır mı? Bu kendinize de yaptığını çalışmaya da saygısızlıktır. Biz Türkiye'nin önünü açan Türkiye'yi daha üst seviyelere taşıyan bir paket hazırladık."
"GÖZÜNÜ KAN BÜRÜYENLER VAR"
Erdoğan, belli illerde çok kirli tezgahların uygulamaya sokulmak istediğini belirterek, şunları söyledi:
"Adıyaman'da olduğu gibi Malatya'da Alevi kardeşlerimiz istismar edilmek isteniyor. CHP'nin Genel Başkanı ve bazı milletvekilleri Alevi vatandaşlarımızı tahrik etmek suretiyle bayat bir senaryoyu hayata geçirmeye çalışıyorlar. Dün Ankara'da emniyet binasın saldırı düzenlendi. AK Parti binasına da aynı terör örgütü ve aynı eli kanlı kişi saldırdı. Hamdolsun roketler duvarlara isabet etti ve yaralanan olmadı. İşte CHP bu örgütle kol kola eylem yaptı. Hassas meseleleri kaşıyorlar.
Gözünü kan bürüyenler var. Bir milletvekili eline taş alır mı? Sandıktan umudunu kesti bunlar. Sokakta eylemlerde umut arıyorlar. Halkın derdini hiçbir zaman dert edinmediler. 'Bunlar işe yaramaz maddeler' dediler. Anayasa maddelerini için böyle bir şey söylenebilir mi? Demokratikleşme paketiyle Türkiye'yi bir üst sınıfa taşıyan bir paket hazırladık. Bakın bir süredir belli illerimizde çok kirli bir tezgah devreye sokulmak isteniyor. Geçen hafta bunu Adıyaman'da söylemiştim. Malatya'da Alevi kardeşlerimizin duygularını istismar etmeye çalışıyorlar. CHP'nin bazı eli kanlı terör örgütleriyle nasıl iç içe olduğunu görmelerini istedik. Dün Ankara'da Emniyet Genel Müdürlüğü binasına ve polis evine saldırı düzenlendi. İşte Taksim'de CHP ile bu örgüt yan yana kol kola eylem yaptılar. Ankara'da ODTÜ'de, CHP ile bu kanlı örgüt birlikte eylem yaptılar.
Bakıyorsunuz barikatların en önünde CHP milletvekilleri var. Sorumluluğunu, kimliğini unutup eline taş alanlar var. Milletvekili eline taş alır mı? Alıp polise atar mı?"
CHP LİDERİ BARIŞI HATIRLADI
Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı'nın barıştan bir şey anlıyorsa bunu gidip Esad'a anlatmasını isteyerek, şöyle dedi:
"CHP Genel Başkanı barış kavramını birden bire hatırladı. Suriye'de çocuklar katledilirken katliam lafını, barışı ağzına almıyordu. Mısır'da darbe yapıldığında, Mısır halkı sokakta katledildiğinde, CHP Genel Başkanı barış kavramını ağzına almıyordu. Reyhanlı katillerini kendilerine rehber edinenlerden barış hasıl olmaz. Çanakkale'de bize saldıranlar Haçlı zihniyeti değil miydi. Bizim yanımızda kimler yer aldı. Suriye'deki Afganistan'daki kardeşlerimiz bizim yanımızda yer aldı. Balkanlar geldi bizim yanımızda yer aldı.
O Haçlı zihniyeti bize saldırdığında 'Yurtta sulh cihanda sulh' mu dedik. Bu sözün sahibi olan Gazi Mustafa Kemal ne dedi? 'Size ben ölmeyi emrediyorum' dedi. Biz Malatyalı Battal Gazi'nin torunlarıyız. CHP Genel Başkanı bizim de bu aziz milletin de kim olduğunu öğrenmek istiyorsa Şam'ın Kahire'nin sokaklarında bizi sorsun, kim olduğumuzu öğrenir. CHP'nin Genel Başkanı çıkmış diyor ki, biliyorsunuz helikopter düşürüldü, 'Başbakan gaz alıyor' diyor. Bu ifade kullanılır mı?
Bizim sınırlarımızı 2 kilometre geçeceksin, ve geçtiğin halde uyarılar alacaksın, ihlali devam ettireceksin. Sen o şansı kaybettin. Çünkü biz mayınları temizle hazırlığında olduğumuz zamanda aramızdaki kardeşliği yok ettin. Kim ne derse desin, Zulme rıza zulümdür. Malatya'nın güzel bir öğüdü var. 'Sofrada elinin sohbette dilini kısa tut' diye. Ben bu öğüde uyarak konuşmamı tamamlamak istiyorum."