Suriye’de yaşanan karışıklıkların ardından 2011 Nisan ayından bu yana Türkiye’ye sığınma amacıyla gelen binleri aşkın mülteci kamplarda yeni yaşamlarına uyum sağlamaya çalışıyor.
Mültecilerin, hayatlarını tehlikeden kurtaran bireyler olduğunu vurgulayan uzmanlar, yurdunu bırakıp başka ülkeye sığınan insanların toplum gözünde suçlu olarak algılanmasının önüne geçilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
İzmir Ekonomi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi, Rektör Danışmanı Av. Esra Katıman, Suriye’deki iç savaşın uluslararası boyutu bulunduğunu, bunun Türkiye’ye de yansımaları olduğuna dikkat çekti. Av. Esra Katıman, “Mülteci kavramı, devletlerin karşısına büyük bir sorun olarak çıkıyor. Türkiye yaptığı yeni yasayla mültecilere sahip çıkmak zorundadır. 13 Nisan 2013 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nu ile birlikte yasal bir boşluk giderildi. Yasa öncesinde yabancıların durumuna yönelik bu boşluk uluslararası yargı kararlarıyla bir nebze doldurulmaya çalışılıyordu” dedi.
Yasa maddelerinin tek başına sorun çözmediğini, asıl neticenin uygulamada alınacağını belirten Katıman, toplumun mülteci, sığınmacı gibi kavramlara hazırlanması gerektiğini söyledi. Katıman, “Burada, toplumsal psikoloji çok önem kazanıyor. Türk toplumu olarak mülteci, sığınmacı kavramlarına yabancıyız. Yabancıları ‘turist’ olarak algılıyoruz. Mülteciler, sığınmacılar kötü muameleden kaçan insanlardan oluşuyor. İnsan onuruna uygun şartlarda barındırılmalarını sağlamak gerekiyor. Toplumu buna alıştırmak için çalışmalar yapılmalı, sivil toplum kuruluşları bu noktada devreye girmelidir. Çadır kamplarının bulunduğu bölgelere yakın yaşayanlar üzerinde, bu insanların durumuna yönelik olumlu bir bakış açısı kazanması amacıyla çalışmalar yapılmalıdır” diye konuştu.
Suriye’de iç savaş yaşandığını, bu ülkeden gelen insanların sınır dışı edilmesi durumunda uluslararası hukuka aykırı davranılmış olacağını anlatan Katıman, mültecilerin, sığınmacıların iç politika konusu yapılmaması gerektiğini kaydetti. Katıman, şunları söyledi:
“İç savaş ya da savaş yaşanan bir bölgede halk mecburiyetten, hayatta kalmak için yaşadığı topraklardan ayrılıyorlar. Ülkelerinden kaçıyorlar. Bu durumda kapıyı kapatmak söz konusu olamaz. Diğer ülkelerin konuya hassasiyetinin de arttırılması gerekir. Mülteciler, sığınmacılar suçlu değil. Bu yanılsama kolluk kuvvetlerinde de vardı. Uluslararası yasayı; pasaport taşımayı ihlal ediyorlar. Ancak bu insanlar tehlikeyle karşı karşıya kaldıkları için ülkelerini terk ediyorlar. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayacaklar. 3. ülkeye yerleştirilinceye kadar yaşamsal koşullarının sağlıklı bir şekilde karşılanması lazım.”