CHP İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu, Şırnak Uludere 48'inci Hudut Tugay Komutanlığı’na bağlı 4'üncü Hudut Taburu 2'nci Hudut Bölük Komutanlığı’nda vatani görevini yapan er Muharrem Ali Al’ın, Ramazan Bayramı’nın ikinci günü G-3 piyade tüfeğiyle kendini vurarak intihar ettiğinin bildirildiğini, ancak buna inanmadıklarını söyledi. Moroğlu, Al ailesiyle birlikte düzenlediği basın toplantısında, konu hakkında TBMM’ye araştırma önergesi vereceğini belirterek, “Bizim düşüncemiz intihar etmediği, bir şekilde öldürüldüğü ya çatışmada kaybedildiği ya da Türk Silahlı Kuvvetleri içinde var olan baskıcı bazı askerlerin baskıları neticesinde kaybedildiği yönündedir” dedi.
CHP İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu, askerlik yaptığı Şırnak’ta geçen 9 Ağustos'ta Ramazan Bayramının ikinci günü G-3 piyade tüfeğiyle intihar ettiği öne sürülen er Muharrem Ali Al’ın (21) annesi Ejder Al (44), babası İsmet Al (49) ve akrabalarının katılımıyla CHP İzmir İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenledi. Moroğlu, 21 yaşındaki Er Muharrem Ali Al’ın 9 Ağustos 2013 Cuma günü saat 10.18’de G-3 piyade tüfeğiyle göğsünden vurulmuş olarak bulunduğunu, olay sırasında yanında kimsenin bulunmadığını ve er Al'ın intihar ettiğinin iddia edildiğini anlattı. Moroğlu, gizemli öldürülmelerin, katledilmelerin ve üstü kapalı faili meçhul cinayetlerin bir daha olmaması için çaba gösterdiklerini belirterek, şöyle konuştu:
“Bugüne kadar Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içinde birçok askerimizi şehit edilerek kaybettiğimiz gibi birçok askerimizi de intihar etti denilerek kaybettik ya da bazıları da gerçek anlamda TSK içinde bulunduğu durumdan, üzerlerinde oynanan oyundan hayatını kaybetti. Bizim düşüncemiz intihar etmediği, bir şekilde öldürüldüğü ya çatışmada kaybedildiği ya da TSK içinde var olan baskıcı bazı askerlerin baskıları neticesinde kaybedildiği yönündedir. 9 gün önce oraya teslim olan, Narlıdere’de yaşayan bir ailemizin gencecik bir çocuğuydu. Ben de kendisini tanırım. Evlenmeye hazırlanan gencin intihar etmesi mümkün değil. Bir gün önce annesi ile görüştürülüyor. Yaralı iken görüştürülüyor büyük ihtimal, sabah 10.18’de intihar ettiği düşüncesiyle komutanlığın morguna getirilip inceleme yapılıyor. Tutanakta görüldüğü gibi Şırnak Cumhuriyet Savcısı ve tabur doktorunun verdiği rapor atışın hangi mesafeden yapıldığı anlaşılmadığı yönünde. Diyarbakır Adli Tıp Kurumu’na gönderiliyor. Cumhuriyet Savcılığı’na 'intihar etti’ diyen kim? Komutan mı, bölük komutanı mı? Hemen yargıya varılmış ama sonra görülüyor ki ilgilenildiği zaman üstü örtülemeyecek bir olay haline geldiğinde, askeri tören yapılıyor, herkes bilir intihar edenlere askeri tören yapılmaz. Komutan 'çocuğunuzun katilleri bulunacak’ diyor. Kim bu katiller kazayla mı yaptı? Sınırda taciz atışı mı var? Barış sürecini etkilememesi için gizemli işlerden ötürü mü gizleniyor? Türkiye Cumhuriyeti gençlerin niye katledildiğni neden katledildiğini gizleyecek kadar gizli işlere de mi bulaştı?”
“ARAŞTIRMA ÖNERGESİ VERECEK, SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ”
Moroğlu, Diyarbakır Barosu, çağdaş hukukçularla birlikte bu olayın peşini bırakmayacaklarını belirterek, suç duyurusunda bulunacaklarını, TBMM’de araştırma önergesi vereceklerini anlattı. Moroğlu, “Bunları açığa çıkarmalıyız. İntiharlar üzerine kirli işler var, gizemli işler var. İktidarın halktan gizlediği gizli ajandası ile ilgili nedenler var. Kamuoyunda evlatlarını kaybetmiş herkesin bir daha olmasın diye bu tür cinayetleri gizlemek isteyenlere karşı birlik olmasını istiyoruz. G-3 tüfeği olan bir kişi kendisini nasıl öldürür? Bunu iddia edenlerin denemesi gerekiyor. Daha tecrübeli komutanların aktardığına göre kurşunun giriş yeri 3 santimetre çıkış yeri 1 santimetre. G-3 mermisinin girişi küçük çıkışı büyük olur. Talebimiz bölükte görev yapan bütün subayların askerlerin telefon görüşmelerinin dinlenmesi. Savcılar gerçek tapeleri bulmalı. O gün görev yapan kimdir, neler konuştular. Bunun üstünü örtmeyenlere çalışanlar, komutanlar, Adli Tıptaki doktorlar bu gerçeği açığa çıkarsınlar” dedi.
“ASKERE ELİ KINALI GÖNDERDİM YAĞLI KURŞUNLA GERİ GÖNDERDİLER”
Er Muharrem Ali Al’ın annesi Ejder Al, elinde oğlunun askerlik fotoğrafıyla katıldığı toplantıda, “Oğlumla telefonda konuştuğumda sesi kısıktı, 'yaralı mısın’ dedim. 'Ben seni ararım çok iyiyim’ dedi. 2 dakika sonra 'bana bir şey olursa bu telefondan başçavuşumu ara’ dedi. Ben de sürekli aradım ama ulaşamadım. Sonra eve polisler gelip sordu, araştırma yaptılar. Saat altıya kadar kimse bize bilgi vermedi. Daha sonra 'oğlunuz kendini vurdu' dediler. Ben oğlumu askere eli kınalı gönderdim. Onlar yağlı kurşun ile geri gönderdiler. Kanı yerde kalmasın oğlumun, kim yaptıysa ortaya çıksın, benim çocuğuma kesin bir şey yaptılar, hiçbir annenin ağlamasını da istemiyorum. Ne istediler benim çocuğumdan. Ben çocuğumun kıyafetleriyle yatıyorum” dedi.
Baba İsmet Al, komutanların oğlunu 25 dakika içinde hastaneye götürüp ameliyat ettirdiğini öne sürerek, “Bu kadar kısa zamanda bu iş nasıl yapılır? Komutanlara soruyorum, 'Bize konuş derlerse konuşuruz’ diyorlar. Demek ki bu işin içinde bir şey var. Çelişkili ifadeler veriyorlar” diye konuştu.