İzmir Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Meltem Öztürk, iş kazası sonucu engelli hale gelen işçilerin SGK tarafından bağlanan aylıklarla ikinci kez mağdur edildiğini söyledi.
Yaşanan iş kazalarının, sadece işçiler üzerinde yarattığı travmalarla değil, kazanın ardından bağlanan iş göremezlik geliriyle de büyük sorunlara yol açtığına dikkat çeken İzmir Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Meltem Öztürk, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile SGK tarafından iş kazası sonucu engelli hale gelen işçilere bağlanan gelirlerin, doğuştan engelli bireylere devletçe sağlanan sosyal yardımlardan bile daha geride kaldığını söyledi.
İş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu yüzde 10 ve üzeri sürekli iş göremez hale gelen işçilere SGK tarafından bağlanan iş göremezlik gelirinde 01.10.2008’de yürürlüğe giren 5510 sayılı kanun nedeni ile ciddi sorunlar yaşandığını belirten Öztürk, şunları kaydetti:
"Eski kanuna göre aylık 749 TL, yeni kanuna göre 187 TL “506 Sayılı Kanunun 96. Maddesinde yüzde 25 ve üzerinde sürekli iş göremez hale gelen sigortalılara SGK tarafından bağlanacak gelirlerde bir alt sınır bulunuyordu. Bu alt sınırın 5510 sayılı Kanunda yer almaması, kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden sonra iş kazası geçiren sigortalılara bağlanan gelirlerle, bu tarih öncesinde bağlanan gelirler arasında muazzam bir fark oluşturdu.
Örneğin asgari ücretle çalışan bir işçi şu anda iş kazası geçirse ve yüzde 25 oranında sürekli iş göremez hale gelse SGK’dan bağlanacak aylık 187,425 TL olacak. Oysa aynı işçiye 506 Sayılı Kanuna göre gelir bağlanmış olsaydı geliri 749,70 TL olacaktı.”
Doğuştan engelliye daha çok destek
İş kazası sonrası SGK tarafından aylık bağlanması nedeni ile işçilerin sosyal yardımlardan da yararlanamadığını hatırlatan Yrd. Doç. Dr. Öztürk, “İş kazası sonucunda bağlanan gelirler çoğu kez muhtaçlık sınırının altında kalmakta, sosyal yardımlar sosyal sigortalardan çok daha yüksek maddi destek sağlamaktadır” açıklamasında bulundu.
Vakıflar Yönetmeliğinin 73. Maddesi gereğince yüzde 40 ve üzeri engeli bulunan muhtaç kişilere 2014 yılında aylık olarak 482,10 TL net yardım verildiği bilgisini aktaran Öztürk, bu miktarın, iş kazası sonucunda aynı oranda engelli hale gelen bir işçiye SGK’nın bağladığı aylığın neredeyse 2 katı olduğunu söyledi.
Öztürk, “SGK’nın, iş kazası geçiren işçiye bağladığı düşük aylık işçinin daha yüksek düzeydeki sosyal yardımlardan faydalanmasına engel olmaktadır. Bu tablo iş kazalarına maruz kalan işçilerde adeta cezalandırıldığı duygusu yaratmaktadır” dedi.
Kusur yok ama yüzde 5 kesinti var
5510 sayılı Kanunun 22. Maddesinin sigortalının iş kazasına uğramasında, ağır kusurunun bulunması durumunda gelirinin azaltılabileceğini hükme bağladığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Öztürk, ağır kusuru Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 44. Maddesinin tanımladığını ancak bu tanımda hafif kusurlarda da bulunabilecek unsurlara yer verildiğini ifade etti.
Öztürk, “Böylece 2008 yılından sonra bağlanan gelirlerde kusurun hafif olduğu hallerde dahi Kanuna aykırı olarak kusur indirim yapılır hale geldi ve bu indirim gelir miktarını daha da düşürdü. Tahsis dosyalarının kusur indirimi açısından incelenmesi gerekmektedir. Kusurun tespitini yapmak SGK’nın görevi olmasına rağmen böyle bir tespitin hiç yapılmadığı durumlarda bile Yönetmelik gereğince iş göremezlik aylığından yüzde 5 kesinti yapılıyor.” dedi.
Yeni iş de yok, malul aylığı da
Konunun, söz konusu mağduriyeti yaşayan işçilerin katılımı ile 7 Mart’ta, saat 11.00’de İzmir Üniversitesi’nde düzenlenecek konferansta tartışılacağını duyuran Yrd. Doç. Dr. Meltem Öztürk, “Her ne kadar sigortalıların gelirleri kesilmeksizin yeniden çalışma veya malullük aylığı alma imkânı bulunsa da, yapılan istatistikler özellikle iş kazalarının sıklıkla neden olduğu ortopedik engele sahip kişilerin iş bulmada zorlandıklarını göstermekte ve çoğunun prim ve sigortalılık süresine ilişkin şartları sağlayamadığı için malullük aylığına hak kazanamadıkları anlaşılmaktadır” diyerek sözlerini tamamladı.