İşaret dili şehirlere göre farklılık gösteriyor. Sıkça kullanılan gün isimleri, kent adlarının da aralarında bulunduğu bazı kelimeler illere göre farklı ifade ediliyor.
İşitme engelli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen İşaret Dili Tercümanı ve Eğitmeni Güven Kosova, Yaşar Üniversitesi Çeviri Topluluğu (YÜÇEV) tarafından düzenlenen “İşaret Dili Tercümanlığı” konulu konferansa konuk oldu. Yaşamı boyunca yaşadığı türlü zorluklardan yola çıkarak kendisini işaret dili eğitimine adayan Güven Kosova, Türkiye’de yaşayan binlerce işitme engellinin beklentilerini yeterince duyuramadığını söyledi. Anadolu Sağırlar Federasyonu’nun İzmir Şube Başkanlığı’nı üstlenen Kosova, “Annesi, babası, teyzesi, eniştesi ve dayıları işitme engelli olan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldim. Kendi kendime, etraftaki insanların konuşmalarını dinleyerek konuşmayı öğrendim. Ülkemizde işitme engelli bir birey olmanın yanı sıra işitme engelli bir ailenin çocuğu olmak da gerçekten çok zor. Benim yaşadığım zorlukları başkalarının da yaşamasın istedim. Bu yüzden 25 yıldır insanlara işaret dili eğitimi veriyorum. Ancak pek çok kişi bu konuda yetirince azim gösteremiyor. İşitme engelli bir ailede dünyaya gelen çocukların pek çoğu ise psikolojik olarak yıpranabiliyorlar” dedi.
İSTANBUL BAŞKA İZMİR BAŞKA KONUŞUYOR
Yaşar Üniversitesi Mütercim Tercümanlık Bölümü öğrencileri ile gerçekleştirilen konferansta işaret dilinin ancak profesyonel eğitimlerin ardından öğrenilebileceğini belirten Kosova, öğrencilere ‘siz de bu dili öğrenin’ tavsiyesinde bulundu. Türkiye’de işaret dilinde şehirlere göre değişen farklılıklara da değinen Kosova, “Haftanın günleri, şehir isimleri veya kızmak, istemek gibi bazı eylemlerin işaret dilinde kullanımı illere göre farklılık gösterebiliyor. Ancak resmi kurslarda öğrencilere İstanbul işaret dili öğretiliyor.” bilgisini verdi.
ONLARI ARTIK DUYUN
Konferansa katılan Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Fatih Tığlı ise Türkiye’de yaşayan pek çok işitme engelli vatandaşın toplumdan soyutlanmış olarak yaşamlarını sürdürdüğünü söyledi. İşitme engelli öğrencilerin eğitimi konusunda çalışmalar gerçekleştiren Tığlı, yaşanılan şu sorunlara değindi:
“Türkiye genelinde 100 bine yakın işitme engelli öğrenci olduğu biliniyor. Ancak bunların yüzde 5’i üniversite eğitimi alabiliyor. Çünkü üniversiteye kadar gelebilmeleri için gerekli altyapı oluşturulamıyor. Yine Türkiye’deki işitme engelli 100 kişiden ancak 3’ü istihdam edilebiliyor. İşitme engelli öğrenciler için hizmet veren okullarda işitme dilini bilen öğretmen sayısı ise yok denecek kadar az. Bu insanlar artık seslerini duyurmak istiyorlar. Onlara ulaşmamız için işaret dili eğitimleri toplumun tüm kesimlerine yaygınlaştırılmalı. Kamu binalarından, yükseköğrenim kurumlarına kadar pek çok alanda işitme dilini bilen en bir personel istihdam edilmeli.”
BİNLERCE VATANDAŞIMIZ DUYMUYOR
Türkiye’de işitme cihazı kullansa da duyma sorunu yaşayan veya hiç duymayanların oranı nüfusun yüzde 2,2 civarında. Yani ülkemizde 1,5 milyondan fazla kişi ya sağlıklı duyamıyor ya da hiç duyamıyor.