Vizonte filminden "Peki Zeki Müren de bizi görecek mi" biçimindeki unutulmaz replik her seferinde yüzlerimizde tebessüme yol açsa da, gelişen teknolojinin ürünü akıllı TV'lerin böylesi bir ihtimali içinde barındırdığı belirtiliyor.
Bilgisayarlar, akıllı cep telefonları derken akıllı televizyonların da giderek yaygınlaşması ve internete erişim konusundaki üçüncü sırada tercih edilir hale gelmesi, siber güvenliğin, bu cihazlar için de gündeme gelmesine yol açtı. Akıllı cihazların, akıllıca kullanılmadığı takdirde hayatı kabusa çevirebileceğini belirten Yaşar Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ahmet Koltuksuz, “Siber korsanlar, internete bağlı telefon ve televizyonların kamera ve mikrofonunu ele geçirip sizi izleyip kayda alabilir. Üstelik bunlar olurken ruhunuz bile duymaz. Yine, televizyonların belleklerine girerek bazı uygulamalarda kullanılan kredi kartı, sosyal medya ve e-posta gibi kişisel verilerin çalınması da mümkün” dedi.
Artık sadece akıllı televizyonlar değil, bilgisayar ve internet bağlantıları sayesinde akıllı hale gelen tüm cihazlar, siber korsanların tehdidi altında. Araştırma şirketi Gartner’e göre de 2020 yılında, 30 milyar cihazın internete bağlı olması öngörülüyor. Televizyon, telefon gibi cihazların, birer bilgisayara dönüşmesi, bilgisayarlar için geçerli olan tehditlerin onlar için de söz konusu olduğunu gösteriyor. Tüm bu gelişmeler ve tehditler, akıllara, George Orwell’in 1949 yılında yazdığı 1984 isimli romanındaki, herkesin evinde bulunan “tele ekran” isimli alet yardımıyla izlenmesini getiriyor. Hem verici hem de alıcı işlevini gören “Tele ekran”ın aynı anda hem yayın, hem kayıt yapabildiği, bu cihaz sayesinde herkesin ne dediği ve ne yaptığının sürekli izlenebildiği, romanda anlatılıyor.
TELEVİZYONDAKİ TEHLİKEYE DİKKAT ÇEKTİ
Tıpkı akıllı cep telefonları gibi akıllı televizyonların da potansiyel siber saldırıların hedefi olabileceğini vurgulayan Yaşar Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ahmet Koltuksuz, özellikle internete bağlanan ve kamerası olan akıllı televizyonlara dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Koltuksuz, “Artık insanlar internete televizyonlarından bağlanıyor. Bilgisayar ya da cep telefonundan yapacakları işlemleri televizyondan da yapabiliyor. Ayrıca televizyonlardaki dahili ya da harici kamera ile uzaktaki yakınları ile görüşme imkanı buluyorlar. Şunu hiç unutmayın ki o kamera ve ses alıcıları uzaktan kontrol edilebilir. Siz televizyon izlerken, televizyonunuz da sizi izliyor ve dinliyor olabilir. Televizyon başındaki istemediğiniz görüntülerinizi ertesi gün video paylaşım sitelerinde izleyebilirsiniz. Çok basit önlemlerle buna çözüm bulabilirsiniz” dedi.
AKILLI TV’LERİN KAMERALARINI KULLANMIYORSANIZ KAPATIN
Televizyon kameralarının ve ses alıcılarının kullanılmadığı zamanlarda kapatılması gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Koltuksuz, “Televizyon ses özelliğini devre dışı bırakıp kamerasını da kullanmadığınız zamanlarda kapatın. Basit bir yara bandıyla bile kamerayı kapatırsanız, yaralanmamış olursunuz. Örneğin, çok kullanılan harici belleklerin güvenliğine özel önem verin. Bilmediğiniz ya da güvenmediğiniz uygulamaları televizyonunuza ya da telefonunuza indirmeyin. Bir uygulamayı indirirken nelere izin verdiğinizi mutlaka kontrol edin. Aksi takdirde, kendi rızanızla ses kaydı veya görüntü kaydına izin vermiş olabilirsiniz. Özellikle, resmi uygulama marketi dışında bir kaynaktan uygulama indirmeyin. Ayrıca, siber korsanlar, akıllı televizyonlardaki tarayıcının neden olduğu açıklıklardan faydalanarak sunucuyla akıllı televizyon arasına girilebilir. Bu sayede, kredi kartı, sosyal medya ve e-posta bilgileri gibi kişisel verileri ele geçirebilir” şeklinde konuştu.
ÜCRETSİZ İNTERNETE ŞÜPHEYLE YAKLAŞIN
Hayatı kolaylaştıran internetin ve akıllı cihazların, zararlarının da en az yararı kadar çok olduğunu belirten Doç. Dr. Ahmet Koltuksuz, “Akıllı cihazlardan da öte dikkatsiz kullanılan internet, kullanan kişiye üst düzeyde zarar verebilir. Belediyelerin sağladığı wifi noktaları, kafeterya, restoran, hastane gibi kamuya açık alanlarda işletmeler tarafından bedava sunulan internet, sanıldığı kadar masum olmayabilir. Siz bir sinyal üzerinden internete giriş yaptığınızda, bilgileriniz herkese açık hale geliyor demektir. O anda o çevrede internete bağlı olan binlerce kişiyle birliktesinizdir. Bu kişilerden biri kötü niyetliyse, telefonunuzun şifresini, yazışmalarınızı, bankacılık işlemi yapıyorsanız kart şifrenizi, kredi kartıyla işlem yaptıysanız kredi kartı bilgilerinizi rahatlıkla görebilir. Bunun için cep telefonunun kritik bir cihaz olduğunu idrak etmeliyiz. Bedava gibi görünen hizmete, şüpheyle yaklaşmalıyız. Mümkün olduğunca mobil internetimizi kullanmalıyız ya da kişisel verilerimizi asla herkese açık bir ağdayken girmemeliyiz” diyerek uyardı.
TÜRKİYE’DE AKILLI TV’LER YOK SATIYOR
Yılda yaklaşık 15 milyon adet telefon satılan Türkiye’de, televizyon satışları da rekor kırıyor. Özellikle Avrupa ve Ortadoğu ülkeleri arasında birinci sırada olmayı başaran Türkiye’de geçen yıl 3,4 milyon adet televizyon satıldı. Tüketiciler bunun için 5 milyar TL. ödedi. Bu yıl ise toplam televizyon satışının 3,7 milyon adede ulaşması bekleniyor. Bu televizyonların çok büyük kısmını ise akıllı televizyonlar oluşturuyor. 2015 yılında ise yaklaşık 3.7 milyon adet televizyon satışı yapılması bekleniyor. Türkiye’de 37 milyon kişi hala tüplü televizyon kullanıyor. Ayrıca, yılda yaklaşık 700 bin çift evleniyor. Bu da televizyon pazarını ciddi olarak destekliyor. Türkiye’deki panel televizyon pazarının her geçen dönem hızla büyümesi öngörülüyor.