Haklarında açılan çeşitli davalardan dolayı cezaevinde bulunan subayların yaptığı eserler, 'Özgür Tutsaklardan, Tutsak Eserler' adlı sergide biraraya geldi.
Sekizincisi düzenlenen sergideki 122 resim, 6 maket ve 3 deri eşyayı, sanatseverler uzun süre inceledi.
Balyoz, askeri bilgi ve belgelerin ele geçirilmesi ve Poyrazköy davalarından Hasdal ve Hadımköy Askeri Cezaevleri, Maltepe Cezaevi, Silivri Cezaevi ve İzmir Askeri Cezaevi’nde tutuklu bulunan muazzaf subayların yaptığı eserler, İzmir’deki Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi’nde sergilendi.
122 resim, 6 maket ve 3 de deriden yapılma eşyanın yer aldığı serginin açılışına sanatseverler ilgi gösterdi. Subayların yaptığı karakalem portre çalışmaları, yağlı boya tablolar, maketler ve ebru eserleri dikkatle incelendi.
Sekizincisi düzenlenen serginin açılışına katılan davetlilerden biri olan şair Sunay Akın, ziyaretçi defterine, “Sizleri tanıyorum, yüreğinizdeki ve beyninizdeki demokrasi aşkını, darbe karşıtlığını çok iyi biliyorum. Bunu sohbetlerimizde dile getirdiniz ve savunduk. Ve tam bu kez 'Mizah’ın ortasındayız” diyerek not düştü. Serginin 1 Haziran’a kadar ziyaret edilebileceği belirtildi. Yaklaşık 2.5 yıldır Hasdal Askeri Cezaevi’nde tutuklu bulunan ve bu süre içinde denizaltı, savaş gemisi ve yelkenli gemi maketi yapan Denizci Kurmay Albay Bora Serdar’ın eşi Melek Serdar, farkındalık yaratarak askerlerin neler yaşadığının görülmesini sağlamaya çalıştıklarını belirtti. Melek Serdar şunları söyledi:
“Eşimin ismi ilk olarak Taraf Gazetesi’nde geçtikten sonra, Balyoz davasından bahsedildiğinde, ilk tutuklananlardan biri oldu. Yaklaşık 2.5 yıldır tutuklu ve 18 yıl hüküm giydi. Bu sergi ilk olarak Hasdal Askeri Cezaevi’nde başladı, oradan bir fikirle sergi açarak insanlarla buluşturduk. 'Özgür Tutsakların, Tutsak Eserleri' adı altında İstanbul’da yedi sergi düzenlendi. Hepsi sanat yönünden değerli eserler. İlk resimlerle başladılar, sonra maketler girdi işin içine, en son ise el ürünleri deri çantalar, kemerler, yağlı boya tablolar derken, gittikçe eser sayısı arttı. Bu eserleri yapanların hepsi tutuklu denizci, karacı, havacı subaylar. Bunları yapan kişilerin hepsi üretken insanlar, bugüne kadar hep üretmiş insanlar, orada da boş durmadılar tabii ki. Biz dışarıda seslerini duyurabilmek için bu sergileri devam ettirmeye başladık. İzmir, İstanbul dışındaki ilk sergi olduğu için ayrı bir önem taşıyor bizim için. Çünkü onlar bu sergilerle kendi seslerini direkt olarak duyurduklarını düşünüyorlar ve heyecan yaşıyorlar. Bu eserlerle kamuoyunda üzerinde bir farkındalık yaratmak, devam eden davalara dikkat çekmek ve tutuklu olan askerlerin neler yaşadığını sergiyi gezenlerin öğrenmesini sağlamak istedik. Bununla birlikte, Türkiye’nin geleceğine yönelik endişeler taşıdığımız, ülkemize oynan oyunları halkımızın görmesi için yanımızda olmalarını arzu ettiğimizden, böyle bir sessiz çığlık etkinliğimiz var. Biz tutuklu subayların eşleri, yakınları olarak her cumartesi İstanbul başta olmak üzere Ankara’da, İzmir’de, Gölcük’te, Bursa’da, Antalya’da ve Trabzon’da 'sessiz çığlık’ eylemleri düzenliyoruz. Tüm duyarlı vatandaşlarımızı bu eylemlere davet ediyorum” dedi.