İzmir’de, maganda kurşunu ile hayatını kaybeden minik Umut’un katil zanlısının delil yetersizliğinden tahliye edilmesini yorumlayan acılı anne Gülhan Ceylan, “Çocuğumun katili bulunduğu zaman, boğazımdaki bir taş düğüm çıkarılıp atılacak” dedi.
İzmir’de 27 Ağustos 2012 tarihinde Karabağlar ilçesinde annesiyle parkta oynarken maganda kurşunuyla hayatını kaybeden 6 yaşındaki Umut Ceylan’ı vurduğu iddiasıyla ömür boyu hapis istemiyle yargılanan Can K.’nin delil yetersizliğinden tahliye edilmesi, Ceylan ailesini ikinci kez sarstı. Kararı gözyaşları içinde değerlendiren anne Gülhan Ceylan, “Gerçekten çok üzüldüm. Adalet yerini bulacak ama, katil o diye de hiçbir zaman ümitlenmedim. Hak hukuk yerini bulacak. Benim amacım sadece şu; çocuğumun gerçekten katilinin bulunması. Vicdanen bir rahatlamak istiyorum. Daha önce de demiştim; çocuğumun katili bulunduğu zaman boğazımdaki bir taş düğüm çıkarılıp atılacak. Tamam silah bulundu, gerçekten o yönden rahatım. Ama ikinci hedefim gerçek katilin ortaya çıkması. Birde İzmir emniyetinden özellikle ricam; bunun peşini bırakmasınlar” dedi.
Anne Gülhan Ceylan, çocuklarının kaybından sonra zamanın ailece kendilerine yük olduğunu söyledi. En büyük destekçisinin 11 yaşındaki kızları Doğa olduğunu ifade eden Ceylan, “Umut olmadan günler eksik geçiyor. O kadar eksik geçiyor ki, anıları ile arkadaşlarının kapı önündeki sesleri, onların arasında onu görememem. Örneğin ablası bazen komşu çocuklarına ders veriyor. Ablası dönüp bana diyor ki; ‘anne benim şu anda kendi kardeşime ders veriyor olmam gerekiyordu’ diyor. Kendince kağıda döktüğü duygularının bulunduğu mektupları buldum” diye konuştu.
"’UMUT YASASI’ İSTEDİM AMA OLMADI"
Oğlu ile aynı kaderi paylaşan, İzmir Bornova’da yılbaşı gecesi başından vurularak hayatını kaybeden Arif Dallı ile Ankara’da Ocak ayında 6 yaşındaki Azra’nın maganda kurşunu ile hayatını kaybetmesinden dolayı acılarının ikiye katlandığını belirten anne Ceylan, bireysel silahlanmanın önüne geçilmesi için ’Umut Yasası’ çıkarılmasını talep ettiğini söyleyen anne Ceylan, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
“Umut vesile olsun ışık olsun. Umut Yasası çıksın. Herkesin yaşamına yaşam katsın. Ama olmadı. Çünkü bireysel silahsızlanmak konusunda bir şey yapılmadı. Önlem alınamadı. ’Umut Yasası’ istedim çıkmadı. Eğer ki Umut Yasası gerçekten devlet büyüklerimiz tarafından çıkarılmış olsaydı; Arif, Azra bugün yaşıyor olacaktı. Ankara’daki Azra’nın durumunu öğrendiğim zaman inanın ikinci kez yıkıldım. Devlet büyüklerimize bir kez daha sesleniyorum; bunu basite almasınlar. Umut ışık olsun diyorum. Umut, Azra ve Arif bir güç birliği olsun yasa çıksın, bireysel silahlanmaya karşı ciddi anlamda bir önlem alınsın.”
Anne Ceylan son olarak, oğlunun gerçek katilinin bulunduğu zaman en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ederek, "O dört duvar arasından çıkmasın. Benim çektiklerimin bin katını çeksin" dedi.