Türkiye’de 2006’da yürürlüğe giren, adliyelerin iş yükünü azaltıp adalette uzlaşma ve barış yolunu açan Uzlaşma Kanunu, İzmir’deki etkin uygulamasıyla Türkiye’ye örnek oluyor.
Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Ruhan Erdem, Kamu Hukuku Uzmanı Ferda Eser ve Avukat Pakize Pelin Özşahinli, İzmir’in uzlaşma konusunda Türkiye’ye örnek olmasından yola çıkarak, kanunun ülke geneline yayılarak daha iyi ve verimli uygulanabilmesi için yapılması gerekenleri anlatan “100 soruda Uzlaşma” isimli kitap hazırladı.
İki yıl önce, Yaşar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı’nda yüksek lisans yapan Ferda Eser, Prof. Dr. Mustafa ruhan Erdem danışmanlığındaki bitirme tezinde, “Uzlaşma Kanunu’nda İzmir modeli”ni konu almış, ülkedeki tüm uzlaşmaların yüzde 62’sinin kentimizde yapıldığını belirtmişti. Ferda Eser’in yüksek lisans tezi sonrası, uzlaştırmacılardan gelen istek üzerine uzlaştırmacılara yol gösterecek, sistemin olumlu ve olumsuz yönlerini tespit edip çözüm önerileriyle sunan bir el kitabı hazırlama fikri ortaya çıktı. Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Ruhan Erdem, Kamu Hukuku Uzmanı Ferda Eser ve Avukat Pakize Pelin Özşahinli, bir yıllık çalışmanın ardından, uzlaşmanın kapsamı ve koşullarını, uzlaşma teklifinin mahiyetini, müzakerelerini, uzlaşmanın ne olduğunu, uzlaştırma raporlarını, uzlaştırmacı ücretini ve çocuklarda uzlaşmayı güncel sorular eşliğinde cevapladıkları “100 soruda Uzlaşma” isimli kitabı piyasaya çıkardı.
Tarafları, sonuçlanması yıllar alacak davalar yerine, aynı masa etrafında buluşturulup uzlaştıran formül sayesinde, artık mahkeme kapısından “barışarak” dönmenin mümkün olduğunu ifade eden Ferda Eser, “Sistemin işleyişine baktığımızda, uzlaşma kapsamındaki dosyalar geldiğinde cumhuriyet savcıları, taraflara SMS yoluyla çağrıda bulunup adliyeye davet ederek her cuma günü yaptıkları toplantıda uzlaşmanın ne demek olduğunu ve sonuçlarını ayrıntılı bir şekilde anlatıyor. Taraflara uzlaşma isteyip istemedikleri soruluyor. Her iki taraf da uzlaşmak istediğini bildirirse bir uzlaştırmacı görevlendiriliyor. Uzlaşmada taraflar uzlaştırmacı önünde anlaşarak kendileri hakkındaki kararı yine kendileri veriyor. Ortaklaşa kararlaştırılan şeyin yapılmasıyla uzlaşma süreci tamamlanıyor ve dava açılmıyor” diye konuştu.
2015’TE İZMİR’DE 2 BİN 584 DAVADA UZLAŞMA SAĞLANDI
Tezinde, İzmir’in Türkiye’ye örnek gösterildiğini, 2013’teki tüm uzlaşmaların yüzde 62’sinin kentimizde yapıldığını anlattığını ifade eden Eser, “Yasanın yeni çıktığı yıllarda, uzlaşma sayıları çok azdı. 2007 yılında yeni kurulan birimdeki savcılara yalnızca 3 dosya gelmiş ve hepsi uzlaşmayla sonuçlanmış, 2008’de ise bu rakam 44’e çıkmış. Geçen yıl da İzmir’de uzlaşma kapsamındaki 2 bin 584 dosyada uzlaşma sağlandı. İzmir’de uzlaşma kapsamındaki dosyalarda uzlaşma oranı yüzde 90’ın üzerinde. Tüm Türkiye’deki uzlaşmalara olan oranı da yine geçen yıllarda olduğu gibi örnek durumda” diyerek mevcut durumu aktardı.
ÇOCUK SUÇLARINDA UZLAŞMA ORANI YÜZDE 100
Kitapta, Uzlaşma Kanunu ile ilgili sorulan sorulara yanıt aradıklarını, birçok örnekle uygulamayı açıkladıklarını belirten Avukat Pelin Özşahin ise “Dikkatimizi çeken bir diğer konu ise İzmir Adliyesi Çocuk Suçlular Soruşturma Bürosu’nda uzlaşma kapsamındaki dosyalarda 2012 ile 2016 yılları arasında yüzde 100 oranında uzlaşma oranının çıkması” dedi.
UYGULAMADAKİ EKSİKLERE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Prof. Dr. Mustafa Ruhan Erdem ise kitapta uygulamadaki eksiklere yönelik tespit ve çözüm önerilerinin de olduğunu belirterek, “Uzlaşma müessesi, toplumsal barış için çok önemli bir mekanizma. Adliyelerin iş yükünü de önemli ölçüde azalttığı gibi vatandaşların vicdanlarında adaleti de tesis ediyor. Tabii ki uygulamada bazı aksaklıklar olabilir, bunlar için de çözüm önerilerimizi sunduk. Baroların ve avukatların işin içine dahil edilmesi, müzakerelerde emeği olan avukatlara devlet tarafından bir ücret ödenmesi gerekir. Ayrıca, uzlaşmaya konu suçların tekrarı halinde yeniden bu yasadan faydalanamamaları, çocuklara karşı işlenen suçlarda kanunun uygulanmaması, savcılıkların kurumsallaşması, ülke genelinde standart sağlanması, kolluk amiri ve memurları ile kamu çalışanlarının görevde iken uzlaştırmacılık yapmalarının engellenmesi gibi gereklilikler de kitapta anlatılıyor” diye konuştu.
ONUR KIRICI CEZA VERİLEMİYOR, TÜM MASRAFLARI DEVLET ÖDÜYOR
Uzlaşma Kanunu’na göre, tarafların uzlaşması halinde tüm masraf devlet tarafından ödeniyor. Ancak tek koşul, karşıdaki insanın onurunu, şerefini zedeleyecek bir istek olmaması. Örneğin, ‘benim ayağımı öpsün, eşek gibi anırsın’ diyemezsiniz. Karşı taraftan, ancak zararınızın tazmini ya da toplum yararına bir etkinlikte bulunmasını isteyebiliyorsunuz. Uzlaşma şartı yerine getirilmezse dava açılıyor ve yargılama sonucunda suçlu bulunan kişi tüm masrafları ödüyor.
HANGİ SUÇLAR UZLAŞMA KAPSAMINDA
Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suçlar (cinsel saldırı suçları ve etkin pişmanlık hükümleri olan suçlar hariç), kasten yaralama suçu, (üçüncü fıkrası hariç, TCK madde 86; madde 88), taksirle yaralama (TCK madde 89), konut dokunulmazlığının ihlali (TCK madde 116), çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (TCK madde 234), ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkrası hariç, TCK madde 239)