İzmir Barosu Başkanı Sema Pekdaş, Gezi Parkı olayları sürecinde sosyal medyadaki paylaşımları nedeniyle İzmir'de 36 saat gözaltında tutulan 38 kişi hakkında bir mahkeme kararı veya savcılık talimatı olmadığını söyledi. Sema Pekdaş, Baro Yönetim Kurulu üyeleri ve avukalar ile İzmir Adliyesi Baro Birimi'nde basın toplantısı yaptı. Sema Pekdaş, Gezi Parkı olayları sürecinde sosyal medyadaki paylaşımları nedeniyle gözaltına alınan ve kamuoyunda 'Twitter gözaltıları' olarak bilinen operasyonunun ilk olarak İzmir’de gerçekleştirildiğini hatırlattı.
Pekdaş, siyasal iktidarın medya üzerindeki baskısının sosyal medya ile kırıldığını, medyanın gerçekleri görmezden gelmesi ve yalan haber üretmesinin önüne sosyal medya ile geçildiğini, gerçeklerin öğrenilmesinin yolunun açıldığını ifade etti. Pekdaş, "Geçtiğimiz ay, bir taraftan twitter mesajları gerekçe gösterilerek insanlar, gençler gözaltına alınmış, korkunun egemen olması amaçlanmış, diğer taraftan da sosyal medya üzerinden haberleşmenin engellenmesine yönelik idari tasarruflar ve yasal düzenlemeler için düğmeye basılmıştır" dedi.
İZİN ALINMADI
Pekdaş, bu süreçte siyasal iktidar yetkililerinin sürekli olarak twitter’in yasal zemini olmadığını, baş belası olduğunu belirterek sosyal medyaya göz açtırılmayacağı tehdidinde bulunduğunu savundu. Pekdaş, "Ancak bilinmelidir ki bu tür sansür yasalar ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun merkezi filtresi gibi düzenlemeler anayasaya ve bu konudaki uluslararası sözleşmelere aykırı olacaktır" diye konuştu.
Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde görevli polis memurlarının, bir mahkeme kararı olmaksızın bazı kişilerin Twitter ve Dacebook hesaplarına girdiklerini, mesajlarını incelediklerini ve kaydetktiklerini dile getiren Pekdaş, bir mahkeme kararı veya savcılık talimatı olmaksızın, yasal bir tespit yapılmaksızın varsayımlarla insanların gözaltına alındıklarını söyledi.
BARONUN TELEFONUNU YAZDI DİYE GÖZALTINA ALINDI
Twitter gözaltıları olarak adlandırılan soruşturmada müdafii olarak görev yapan avukatların dosyada bulunan belgeler üzerinde yaptıkları incelemelerden ulaştıkları sonuçların vahim olduğunu kaydeden Pekdaş, "En dikkat çekici gözaltı sebebi, 'İzmir Barosu'nun telefon numarası şudur, gözaltına alınmanız halinde avukat isteyiniz, avukatınız olmadan konuşmayınız' şeklindeki hukuki hakkın hatırlatılan tweet oldu. Diğer tweeetler de 'şurada yangın var, burada polis şiddeti var, oralara gitmeyin' şeklindeki uyarılardı” dedi.
Pekdaş, kolluk görevlileri tarafından tutulan tespit tutanağında "Müdürlüğümüz görevlileri tarafından sanal alemde ve özellikle sosyal medyada yapılan kontrollerde" ibaresinin yer aldığını, bu cümlenin herkesi dehşete düşürdüğünü vurguladı. Pekdaş, "Bu cümle her şeyi anlatmaya yeter niteliktedir. Sadece gözaltına alınanlar değil, tüm toplum özgürlüklerini kullanmak konusunda korku ve tehdit altına alınmaktadır. Bu kabul edilemez" şeklinde konuştu.
TBMM'YE SUNULAN TASARI SANSÜRÜ GENİŞLETECEK
TBMM’ye sunulan '10'uncu Kalkınma Planı'nın sosyal medya ve internetin aile üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmaya yönelik tedbirlerin alınmasının hedeflenmesi sosyal medyaya yapılmak istenen sansürün sinyali niteliğinde olduğunu belirten Sema Pekdaş, '2937 Sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Taslağı' çalışmasının da muhtemel iç tehditlere karşı MİT’e operasyon yetkisi verileceğini ve bu operasyonu mahkemelerden izin almadan yapabileceğini savundu. Pekdaş, bu taslağın tasarı haline gelmesi bile hiçbir yurttaşın hukuki güvenliğinin olamayacağı ve ortadan kalkacağı anlamına geldiğini söyledi.